Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ankara’nın iyi insanı, şefkat ve merhamet timsali Kemal Kılıçdaroğlu Bey, her partiden iki kişi alıp akil adamlar heyeti kurarak terörü PKK’nın kılına dokunmadan önleyecekken... PKK dün de

PKK yine vurdu
Dağlıca’dan vurdu.. 8 askerimiz şehit, 16’sı yaralı... Yaralılarından bir kısmı da ömür boyu sakat kalacak...
Kemal Bey terör silahla çözülmez, diyor...
Ama silahlı terör Ankara’yı çözüyor...
Sanki 10 yıldır ABD tarafından yarım bıraktırılmış bir Kuzey Irak gezintisi dışında sınır ötesine etkili bir operasyon yapılmış gibi...
Hem iktidar hem muhalefet aynı ezberin peşinde: “Terör silahla çözülmez...”
Anlaşılan ABD “Siz bu sorunu PKK’yı tasfiye etmeden çözün” demiş...
Ankara iktidarı ve muhalefetiyle kıvranarak bu imkânsızı mümkün kılmaya, terörü güzellikle çözmeye çalışıyor.
Erdoğan hükümeti Irak’a bir türlü:
- Sınırınızı denetleyin, sızmaları önleyin, yoksa ben sınırdan içeri girip önleyeceğim, diyemiyor...
Bülent Ecevit döneminin önde gelen siyasetçilerinden Uluç Gürkan diyor ki:
“Kuzey Irak’tan gelen PKK saldırıları karşısında Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin 51. maddesinde öngörülen meşru müdafaa hakkını kullanması gerekir.
Türkiye bu hakkını 1990’lı yıllarda ödünsüz bir biçimde kullandı. Bu çerçevede 3 sınır ötesi harekat ile 30’u aşkın sıcak takip operasyonu gerçekleştirdi. Özellikle Bülent Ecevit hükümetleri döneminde Kuzey Irak’a işgal amacıyla değil, güvenlik amacıyla, olumsuz gelişmeleri önlemek amacıyla girildi ve 2000’li yıllara gelindiğinde terörün durdurulması sağlandı...”
Mevcut iktidar işbaşına geldiğinde terör durmuştu... Bu belanın nasıl durdurulacağı belli...

Haberin Devamı

Suç ve eza cefa
Tutuklu Gazeteciler Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay adliye sarayı önünde adeta haykırıyordu önceki gün:
- Şu anda Türkiye’de 97 gazeteci hapistedir. Bütün dünyada tutuklu gazetecilerin sayısı 170’tir. Tutuklu gazetecilerin yarıdan fazlası Türkiye’dedir.
Dünyaya bu konuda meydan okuyoruz...
Değil adı demokrasi olan rejimler... Dikta rejimlerinde bile bu kadar çok tutuklu gazeteci yok...
En çok gazeteciden korkuyor bu rejim...
* * *
Balyoz davasında yargılanan bir subay dışarı gönderdiği bir mektupta:
- Balyoz davasında 365 kişi yargılanıyor. Bunların 250’si tutuklu, geri kalanı tutuksuz. Hem tutuklular hem tutuksuzlar hakkında aynı, yani 20 yıl ceza isteniyor. Neden aynı suçlamayla aynı ceza istenen kişilerin bir kısmı hapiste bir kısmı dışarda?
Buyurun size ne hukuk ne de matematik ilminin çözemeyeceği bir soru...
* * *
OdaTV duruşmasında çapraz sorguda Yalçın Küçük, Soner Yalçın ve diğer sanıklara sorulan sorulara baktık... Hepsi telefon konuşmalarında sarf edilen sözlerle ilgiliydi.
Örneğin Yalçın Küçük’e soru:
- Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet Genel Yayın Yönetmenliği’nden alınıp yerine Enis Berberoğlu’nun getirileceğini altı ay önceden konuşmuşsunuz. Bunu önceden nasıl biliyordunuz?
Sanıklar silahlı terör örgütüne üyelik suçundan yargılanıyor... Ancak ne silahla ilgili soru var, ne terörle, ne de örgütle ilgili...
Avukat dostlara bunun sebebini sorduk.. Dediler ki:
- Ortada başka suç yok ki, onlarla ilgili soru sorsunlar...
Suç yok ama ceza var... Sanıklara uygun suç bulunamadığından üç ay daha hapislerine...

Haberin Devamı

Gökçen
Atatürk’ün manevi kızı ve Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’in Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin önündeki parkta bulunan heykeli meçhul kişilerce yakıldı. Dün de Sözcü gazetesi Fethiye’de imam hatip lisesinin önündeki çöplüğe atılan Atatürk resimlerini yayımladı.
Atatürk ve Cumhuriyet şahsiyetlerine saldırılar sürüyor.
İlginç olan... İktidar katından hiçbir itirazın gelmeyişi...
Bu tür olayların dolaylı olarak teşvik edilişi...
Ne var ki, hayır getirmez bu tür gelişmeler...
Atatürk’le savaşan çağıyla savaşır. Ve çağın gerçeklerine toslar bir gün...
Çağına yenilir...

Haberin Devamı

THY uçağının kalkmasını geciktiren İçişleri Bakanı Şahin, yolcuların protesto alkışlarını sevgi tezahüratı sanmış.
O arada
“Sevgi tezahüratına mazhar olacak ne yaptım acaba”
diye de düşünmüş olmalı...
Haldun Ertem

Kürtaj
- Büyüyünce ne olacaksın?
- Öğretmen.
- Dayak yersin yerlerde sürüklenirsin!
- O zaman asker olurum.
- Ya hapse girersin ya da şehit olursun!
- O zaman doktor olurum.
- Hasta yakınları saldırır hatta öldürür!
- O zaman ben de büyümem çocuk kalırım.
- Okul sütü ile zehirlerler!
- Keşke doğmasaydım o zaman...
- O da mümkün değil çünkü kürtaj yasak...
(Prof. Selçuk Erez’e teşekkürle)

Tayyip Erdoğan, “Türkiye adeta
bir istikrar adası” demiş.
Doğrudur, ada... Ama: Adeta
Yassıada!
Fahrettin Fidan

Teoman
Teoman Erel’i Milliyet’in emektar okurları iyi tanır.. Bu gazetenin gözde yazarlarındandı. Ne yazık ki 1994 yılında bir trafik kazasında kaybettik onu. Teoman yazları Seferihisar’da geçirirdi. Trafik kazası da yaz başında Seferihisar’a giderken Afyon yakınlarında meydana gelmişti.
Seferihisar Belediye Meclisi birkaç gün önce karar aldı... Teoman Erel’in ismi Ürkmez bölgesinde bir parka verildi... İsim tabelası Teoman’ın ölüm yıldönümü olan
6 Temmuz’da törenle çakılacak. Sevgili dostumuzun adı çocuklarla birlikte bir parkta da yaşayacak artık...