Yunan filozof Sokrates ile öğrencisi Alkibiades Türkiye’ye gelmiş olsalar aralarında nasıl bir konuşma geçerdi... Mesela:
Sokrates: Alkibiades bu ülkede insanlar sürekli tartışıyorlar. Bu onları iyiye, doğruya, gerçeğe yaklaştırıyor mu?
Alkibiades: Hayır Sokrates. Bu ülkede böyle bir alışkanlık yok. Burada insanlar birbirleriyle konuşmazlar.Birbirlerine konuşurlar. Düşünceler birbirine değemeden geçip gider. Amaç iyiyi doğruyu bulmak değil. Önemli olan bu tartışmadan üstün çıkmak.
S: Gerçeğe doğru yönelmedikçe bu tartışmaların ne anlamı var?
A: Bu ülkede herkes bir gurubun, bir cemaatin mensubu. Tartışmada üstün çıkmak aynı zamanda mensup olduğu cemaatin üstünlüğünü gösterir. Amaç bu olunca tartışmak ortak bir arayış ve bununla birlikte barış ve dostluk getirmiyor. Tersine düşmanlıkları körüklüyor.
S: Peki ortak bir değer sisteminin bulunmadığı bir ülkede demokrasi nasıl yürüyecek?
A: Yürümüyor zaten. Ülkeyi yönetenlerin demokrasi anlayışı aynı görüşü paylaşanlar için geçerli. Eğer karşıt görüşlere sahipseniz başınıza olmadık şeyler gelebilir. Sonunda susmak zorunda karılırsınız. İşin en tuhaf yanı da bunlar demokrasiyi korumak adına yapılır.
S- Hiç anlamıyorum. Olmayan demokrasiyi nasıl koruyacaksın?
A- Demokrasi olmadığını söyleyenleri susturarak...
***
Yukarıdaki konuşmayı Rıza Türmen’in geçmişte yazdığı yazılardan oluşan “Güçsüzlerin Gücü” adlı yeni kitabından özetleyerek aktardık.
Meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül dahil tüm demokrasi kurbanlarına selam ve sevgilerle...
ZEHİR
CHP’li Meclis Üyesi Dr. Ümit Yurdakul İBB Meclisi’nde konuştu. Dedi ki:
- Ağaçtan toplanan meyveler çürümemesi için önce kimyasal havuzlara batırılır! Sonra da bir kamyona yüklenip polyester kökenli mumlama tesisine gönderilir. Orada büyük oranda parafin içeren bir sıvıyla sıvanıp gözenekleri kaplanır. Bu aşamada bir miktar kimyasal da elbette narenciyenin içine işler. Meyvelerin başına gelen bununla da bitmez, bir de azotlama tesisine girer... “
Dr. Ümit Yurdakul bunları neden mi anlattı? Belediyelere meyve ve sebze hallerinde kalıntı analizleri yapacak laboratuvarlar kurmaları için...
DANS
Karo Kadın nedir? Bir dans tiyatrosu... 23 Şubat Çarşamba akşamı Beyoğlu Kuledibi D22 salonunda izleyebileceğiniz Karo Kadın, sürekli haz alma kaygısı ve görsel dayatmalara uyma çabası altında kendini tekrar tekrar tasarlamak zorunda kalan günümüz kadınını anlatıyor.
Baştan sona dansla işlenen oyunda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin iki akademisyeni İlkay Türkoğlu ve Şebnem Yüksel izleniyor.
Daha fazla bilgi: “karokadin.com” da...
Maceranın sonu!
Türkiye güç durumda. Güneydoğu’da kan durmuyor. Suriye’de çıkmaza saplandık. ABD ve Rusya’nın desteğiyle Kürt koridoru kuruluyor. Bu koridor tamamlanınca sıra Güneydoğu’da Kürt devletçiğinin kurulmasına ve ardından iki devletçiğin birleşmesine gelecek. Türkiye top atışlarıyla ABD - Rus - PYD cephesini çökertemez. Bu noktada diplomasi önem kazanıyor. Rusya ile ilişkileri süratle düzeltmek gerekiyor. Ne var ki Ankara’dakiler tam tersini yapıyor; Rusya’ya karşı siyaseti sertleştiriyor. PYD’yi destekleyen ABD’ye karşı ise büyük bir kozumuz var: İncirlik... Emekli General Nejat Eslen, bu kozu hatırlatıyor:
- Elimizdeki tek koz ve hatta görev, ABD’nin İncirlik’i kullanmasını kısıtlamak, diyor, bunu ince bir politika ile başarabilirsek ABD’nin PYD’ye desteğini durdurabiliriz...
ABD hem İncirlik’i rahatça kullanacak mem hasmımız PYD’yi destekleyecek. Bu demektir ki ABD bizim topraklarımızdan, bizim üssümüzden Kürt devletinin kurulmasına yardımcı olacak. Trajik bir durum!
Bir ülke dış politikasını ulusal çıkarlara göre düzenler. Ankara ise kendi hayallerine göre düzenledi. Esad’ı devirecek, Yeni Osmanlı’yı kuracaklardı. Nejat Eslen stratejik gerçekleri anımsatıyor:
- Hedefinizle gücünüz dengeli olmalı, eğer değilse ağır bedel ödersiniz! Ve o bedeli savaş meydanlarında halk çocukları öder.
