Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıllarca Milliyet’in Washington temsilciliğini yapan, bazen şaka yollu kendisinden “ABD’ nin Türkiye temsilcisi” olarak da söz edilen Yasemin Çongar, kendi isteğiyle o görevi bıraktı, Türkiye’ye gelerek yeni çıkan Taraf gazetesinde üst düzey görev üstlendi... Şimdi özellikle Ergenekon konusunda birbirinden ilginç yazılar yazıyor.. Dünkü yazısının başlığı şöyle:
“Ergenekon’da gelinen nokta, yeni dalgalar ve temizlik umudu...”
Yazı: “Ergenekon operasyonunda, en başından itibaren görev almış bir istihbaratçıyla konuşuyorduk” diye başlıyor... Bir başka paragrafın başlangıcı şöyle:
“Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla operasyonları gerçekleştiren polisleri dinleyince şunu açıkça görüyorsunuz...”
Bir başka paragraf başı: “Soruşturmayı yürütenlerden birinin aktardığına göre...”
Anlaşılıyor ki Yasemin Çongar’ın bir ayrıcalığı var... Ve yayın yasağına, soruşturmanın gizliliği ilkesine vs. rağmen ona sürekli bilgi aktarılıyor. Dünkü yazıda çarpıcı bir bölüm de şu:
“Ergenekon operasyonunu yürütenlerle konuşunca, muhtemel yedinci dalganın yargıya, üniversitelere, hatta Emniyet’e uzanabileceğini anlıyorsunuz.
Dahası, emekli ve muvazzaf subayları da kapsayacak bir sekizinci dalganın da mümkün olduğunu seziyorsunuz...”
Çongar’a, anlaşılan, yalnız iddianamede olanlar değil, olacaklar da sızdırılıyor... Belki o... Belki sadece korku imparatorluğunda korkuların artırılması amaçlanıyor. Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin bu durumu haber kirliliği olarak adlandırıyor. Peki ne adına göze alınıyor bu kirlilik... Cevap başlıkta var; Temizlik adına... Ne temizlik!

Haberin Devamı

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, “Ortadoğu’dan ya talibanlar ya da Atatürkler çıkıyor” demiş.
Geçenlerde görüştüğü Erdoğan’ı hangi sınıfa soktu acaba?
Haldun Ertem


AKP adaleti...
Eskişehir Belediyesi tramvay hatlarını uzatmak istiyor... Bu amaçla DPT’den yatırım izni istiyor... DPT izin vermiyor. Aynı alanda yatırım izni isteyen Samsun, Kayseri, Antalya’ya veriyor. Başkan Yılmaz Büyükerşen, dört kişilik bir heyetle DPT’ye gidiyor. Müsteşar Yardımcısı Halil İbrahim Akça yatırım izni verilmemesine sebep olarak Eskişehir nüfusunun 1 milyonun altında olmasını gösteriyor. Büyükerşen Samsun, Kayseri ve Antalya nüfusunun da 1 milyonun altında olduğunu anımsatıyor. Cevap:
- Onlar işlerini yukardan hallettiler...

Haberin Devamı


Destanın tablosu
Kimi Ergenekon haberlerinde görsel malzeme olarak Şefik Direnoğlu’nun “Ergenekon Destanı” adlı tablosu kullanılınca ressamın eşi Nermin Direnoğlu öfkeleniyor, Savcı Zekeriya Öz’le görüşerek soruyor:
- Niçin bu operasyona, çakal, tilki, atmaca, kartal değil de Ergenekon adını verdiniz?
Akşam’da Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre, Savcı Öz:
- Benimle ilgisi yok, bu adı emniyet verdi, diyor..
Nermin Hanım bunun üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunmuş... Acaba biraz da eleştirileri önlemek için mi Ergenekon yerine Agarta adı bulundu?


Bu eziyet çok
Ülkemizde hangi mantığın egemen olduğunu “Başbakanlığın Bilinmeyenleri” adlı kitabın yazarı Fatma Sibel Yüksek anlatıyor.. Kitabından dolayı işsiz kaldığı gibi başka bakın neler olmuş:
“Bakmakla yükümlü olduğum bir ailem vardı ve parasızlıktan kıvranıyordum. Yeniçağ’ın İstanbul’da çıkan Günboyu adlı bir gazetesi var. Sağolsunlar, ‘Sana maaş veremeyiz ama hiç değilse basın kartın devam etsin’ diye beni bu gazetenin kadrosuna dahil ettiler. Elimde kalan tek şey basın kartım ve sağlık sigortam... AKP bunu da çok gördü. Her gün kapıya polis dayanıyor ve benden “basın kartımı hangi statüyle sürdürdüğümü” soruyorlar. Durmadan karakollara davet ediliyorum. Polislerin dediğine göre hakkımdaki bu ‘tahkikatı’ Basın Yayın Genel Müdürlüğü Ankara Valiliği’nden istemiş.
Basın-Enformasyon Genel Müdürü Salih Melek’e gittim, dostumdur, doğru söylediğine inanmak istiyorum, ‘Fatma, vallahi billahi benim haberim yok’ dedi...
Bunun üzerine, o dönem basından sorumlu Başbakan Yardımcısı olan Beşir Atalay’a gittim. Tarih 28 Nisan 2007... ‘Bu nasıl bir uygulamadır Sayın Bakan? Basın kartları ne zamandır semt karakolları tarafından takip ediliyor? Üstelik gerekli açıklamayı yaptığım halde, her gün eve gelip yaşlı annemi korkutuyorlar’ dedim...
Beşir Atalay ne karşılık verdi biliyor musunuz?
“Bizim de genel müdür adaylarımızın evine polis gönderilip eşlerinin türbanlı olup olmadığı araştırılıyor Fatma hanım, ne yapalım yani?”
O dönem Zaman gazetesi, Cumhurbaşkanı Sezer’in TRT genel müdürü adayı hakkında tahkikat yaptırdığını, komşularına eşinin başörtülü olup olmadığını sordurduğunu yazmıştı...
İşte o zaman, korkunç bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu açık seçik gördüm. Cumhurbaşkanı’na ilişemiyor musun? Vur muhalif gazeteciye! Genelkurmay Başkanı’na gıcık mısın? Karart Kuvai Milliye Derneği çaycısının hayatını...”

Haberin Devamı

* Şeriat devletine karşı çıktın mı darbeci oluyorsun...
Ya neoconcu olacaksın ya Ergenekoncu!
Engin Balım