Turizm Bakanlığı yabancı ülke gazetelerine
"İnsanlar öldü ama insanlık ölmeyecek" sloganı taşıyan ilanlar vererek hem dış yardımlara teşekkür edecek, hem turizm reklamı yapacakmış...
Haber dün gazetemizdeydi...
Anlaşılan deprem Turizm Bakanlığı'nda kafaları sarstı...
Böyle bir saçmalık ortaya çıktı...
Turist ülkeye ne için gelir?
Tarihi ve turistik yöreleri gezmek... Güneş ve denizden yararlanmak... Yıl içinde yaşadığı stresi üzerinden atmak... Ruhsal ve bedensel yönden dinlenmek için...
Siz ne yapıyorsunuz?
Tarihi, güneşi, denizi bırakıp adama depremi ve ölümü hatırlatıyorsunuz...
Sanki
"Türkiye'de insanlarla birlikte insanlık da öldü" gibi bir kanaat varmış gibi... Bu yönde anlamsız bir yalanlama yaparak turisti cezbedeceğinizi düşünüyorsunuz.
Kim akıl etmişse bu sloganı... Doğrusu bravo...
Geçenlerde Mısır'ın bir turizm yetkilisini dinledik televizyonda...
Mısır'da biliyorsunuz dinci militanlar turist otobüslerini taramış, çok sayıda turisti öldürmüşlerdi.
Bu olay üzerine Mısır'a turist akını kesildi. Bir süre sonra tekrar başladı.
Mısırlı yetkili, turistlere yönelik saldırılardan sonra yaptıkları kampanyayı anlatırken dedi ki:
- Yabancı gazetelere verdiğimiz ilanlarda Mısır'ın artık güvenli ülke olduğunu hatırlatan sloganlara yer vermeye düşündük. Ancak bu takdirde geçmişi hatırlatacak, turistin kafasına güvensizlik tohumları ekecektik. Tam tersine, olup biten olayları hiç hatırlatmayan reklam sloganları yaptık. Başarılı da olduk. Olaylar çabuk unutuldu, turist akını yeniden başladı...
Turizm Bakanı
Erkan Mumcu bu slogan üzerinde biraz düşününce yapılan yanlışlığı anlayacaktır. Fikir kiminse, herhalde bu sivri akıllıya da artık itibar etmeyecektir.
İkramiye nerede?
Lig maçlarında beraberlikle sonuçlanacak 8 maçı tahmin etme esasına dayalı
"Spor Loto" yerine bu yıl
"Süper Gol" adıyla yeni bir oyun başlattı Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü...
Okurumuz
Mahmut Gürbüz Nehir konuyla ilgili hayli ilginç bir noktayı dikkatlere sunuyor:
- Spor Loto'da 98 - 99 sezonunun son haftasında hiç kimse 8 beraberliği bilemedi ve "107 milyar"
lira ikramiye elde kaldı. Yaz boyunca bu paranın aylık yüzde 7 faizle (iki ayda) 15 milyar lira daha artarak toplam 122 milyar liraya ulaşmış olması gerekiyor. Spor Toto Müdürlüğü, bu parayı Süper Gol oyununa dahil etmedi. Bu para üçer - beşer doldurduğumuz kolonlar karşılığında toplanmıştır, bizim paramızdır. Nerede bu para?
Okurumuz yanıt bekliyor...
Kurnaz Osman!
Yaptığı yönetmelik değişikliğiyle eğitim hastanelerine şef ve şef yardımcısı görevlendirmelerinde sınav sistemini kaldırıp yerine
"Paşa gönlüm kimi isterse onu atarım" yöntemini getiren Sağlık Bakanı
Osman Durmuş bu değişikliğin
"kadrolaşma" amacı taşımadığına insanları nasıl mı inandırmak istiyormuş?.. Türk Tabipleri Birliği Genel Başkanı
Füsun Sayek'i dinliyoruz:
"Sayın Bakan, yaptığı her 10 - 15 kişilik atama listesine kendi yandaşlarını dolduruyor, göz boyamak için de araya mutlaka bir tane tarafsız isim koyuyor. Biz kendisine yaptığı atamaların nasıl bir kadrolaşma amacı taşıdığını listedeki isimleri sayarak anlatmaya başladığımızda, o bize hemen o tarafsız ismi gösterip;
- Bakın işte, bu arkadaş da mı ülkücü?..
diye soruyor.
Bakan Bey, hep aynı kurnazlığı yaparak insanları saf çocuk yerine koyuyor, bize de en çok bu koyuyor..."
Gölcük'ten çağrı
Gölcük Kız Meslek Lisesi bahçesinde çalışan İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı (İKGV), aşağıdaki ihtiyaç listesini geçti:
"Çadır, battaniye, 1 adet erkek kol saati, otomatik çamaşır makinası için deterjan, Calgon kireç sökücü, şampuan, sıvı sabun, kuru gıda (Çok acil), margarin, her boy bebek bezi, bebek beşiği..."
İKGV Gölcük Tel:
0262 - 413 13 23
İsyana davetiye
Adapazarı'nda çadır alamayan vatandaşlar sonunda isyan edip valiliğe yürüyor. Yaralı ve öfkeli vatandaşları panzerler durduruyor. Vali açıklama yapıyor:
"Çadırları yarın dağıtacağız..." Çadır varsa neden dağıtmadınız?.. Kriz Merkezi 17 gün önce
"Çadır eksiği kalmadı" açıklamasını neye dayanarak yaptı?
Deprem bölgelerinde bir keşmekeştir gidiyor...
Bölgedeki kriz merkezleri hala kuru gıda, bebek bezi, margarin gibi basit ihtiyaç maddeleri için çağrı yapıyor.
Depremin ertesi günü bu sütunda mütevazı bir üniversite profesörünün; Prof.
Zafer Üskül'ün bir çağrısı yayımlandı:
- Hükümet derhal olağanüstü hal ilan etmeli, başına da Recep Yazıcıoğlu
gibi deneyli bir valiyi getirmelidir...
Aynı çağrıyı başka meslektaşlarımız da yaptı. Hükümet oralı olmadı. Depremin birinci ayında hala organizasyon sefaleti yaşanıyor. Bundan sonra da yaşanacak.
Çünkü organizasyonda çalışan devlet memuru son yılların modasına uygun seçilmiş; "Bir de amirime sorayım", "Yetkim yok ki..", "Amirim ne der?" kaygıları içinde hareket eden, inisiyatif kullanma yeteneğinden yoksun bir tip... Bu adamla yapacağınız organizasyon bu kadar olur.
Ankara aklını başına toplamalı... Daha önce deprem bölgelerinde çalışmış bürokratları Körfez bölgesine taşımalı... Şu organizasyon sefaletine bir an önce son vermeli. Yoksa vatandaş isyan edecek...
Deprem yağması...
İzmit'e gönderilen bir kamyon buzdolabından 3 tanesinin vali yardımcılarının odasına yerleştirildiğini yazdık. Kimseden ses çıkmadı.
Ulaştırma Bakanlığı yetkilisi
Yücel Kuru, TBMM'de verdiği ve dün Hürriyet'te yer alan ifadesinde diyor ki:
- Depremden sonra kriz masalarına gönderdiğimiz 27 adet uydu bağlantılı cep telefonundan çoğu vali ve kaymakamların çekmecesinde duruyor...
Şu haber de dünkü Sabah'tan:
- Deprem yardımları sahipsiz kalınca seyyar tuvaletler bile çalındı. İsrail günlerdir bölgeye gönderdiği seyyar tuvaletleri arıyor.
Devlet görevlileri depremzedeye yardımda aciz kaldığı gibi... Bir yandan da gelen yardımları iç ederek veya yerine ulaştırmayarak yardıma niyetli kişi ve kuruluşları caydırıyor. Vatandaş nasıl isyan etmesin?
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr
