Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ABD Başkanı Clinton'un eşi Hillary Clinton 5'inci defa mahkemede ifade verdi. Bill Clinton da yargıç her çağırdığında mahkemeye gidiyor. Ama mesela bizim Bursa Valisi Orhan Taşanlar mahkemeye çıkmıyor. Nasıl mı?
       Acılı Anne Nazire Dedeman, oğlu Umut Önal'ın kuşkulu ölümüyle ilgili olarak o zamanki Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar'ın kendisine:
       - Aşayiş Müdürü Hüseyin Özalp dosyayı bu hale getirtti. Olaya kaza süsü verdirtti. Bunların hesabını soracağız.
       dediğini söylemişti. Bu sav üzerine Hüseyin Özalp, Nazire Dedeman hakkında "hakaret davası" açtı. Küçükçekmece Adliyesi'nde görülmeye başlanan davada o aşamadan sonra yaşanan ilginç gelişmeleri Dedeman'ların avukatı Cem Alptekin anlatıyor:
       - Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Bursa Valisi Orhan Taşanlar'ın "tanık" olarak ifadesinin alınması amacıyla Bursa Adliyesi'ne yazı yazdı. Mahkeme de kendisini duruşmaya çağırdı. Taşanlar duruşmaya katılmadığı gibi, son derece ilginç bir dilekçe gönderdi. Dedi ki: "Sözü edilen konu hakkında bilgim yoktur. Ayrıca bu davada tanıklık yapmak istemiyorum."
       - Sonra?..
       - Sonrası daha ilginç. Mahkeme bunun üzerine, eşi görülmedik bir gerekçeyle, Taşanlar'ın keyfi tutumunu kabul etti. Taşanlar olayın tek tanığıdır. Nedensiz olarak tanıklıktan çekilen kişi, 6 ayı geçmemek üzere hapis istemiyle yargılanır. Bu yönde işlem yapmak yerine, mahkeme, Taşanlar'ın keyfi davranışını onayladı. Böylece de Bursa Valisi'nin şahsında yürütme, bir kez daha yargının önüne geçmiş oldu.

       Doğancılar Parkı'na Hezarfen Ahmet Çelebi'nin anısına bir heykel konulmasına Anakent Belediyesi'nin izin vermediğini yazmıştık. Şair Sunay Akın dostumuz arayarak bir başka komediyi haber verdi:
       - Hezarfen Ahmet Çelebi'nin anısına Galata Kulesi'ne bir plaket konulmuş. Üstünde şunlar yazılı:
       "İlk uçan Türklerden ve dünya uçuş tarihi öncülerinden biridir. 17'inci asrın ilk yarısında yaşadı. Birşeyler icat etmeye çalışan uyanık bir insandı."
       Hezarfen
"Bir konuda uzman, bilimadamı" demektir. Ben diyorum ki, Galata Kulesi'ndeki Hezarfen Ahmet Çelebi'yi anlatan yazı da değiştirilmeli. Plaketin üstündeki yazı düzeltilmez ise en azından yeri değiştirilmelidir. Çünkü söz konusu plaket erkekler tuvaletinin kapısının tam yanına çakılı!..

       Deniz Baykal yalnız kendi kendinin lideri değil... Aynı zamanda bir siyasi partinin lideri... Daha ötesi... Bu partiye oy veren yüz binlerin lideri. Siyaseti sadece kendi için değil, o muhterem emekçi kitleler için de yapmak zorunda... Ama bu zorunluğun pek farkında değil.
       Farkında olsa daha iktidara gelmeden iktidar şansını yitirir miydi?
       Durduk yerde kendine olan güveni böylesine sarsar mıydı?
       Deniz Bey sabah akşam kurulu oyuncak gibi "seçim, seçim" diye söylenmek yerine susup otursa oyunu yüzde 20'lere çıkartırdı.
       Eğer muhalefet görevini yapsa, geleceğe dönük çözüm üretse, bir iktidar programı hazırlasa, partisine çeki düzen verse...
       Denenmemiş tek lider olarak ilk seçimde tek başına iktidara bile gelirdi.
       Bunlarla uğraşmak yerine "seçim" diye tutturdu gitti...
       Daha önceki seçimlerde CHP'ye oy vermiş olup şimdilerde tereddüt içinde görünen Bornovalı okurumuz Servet Torun gönderdiği notta bakınız konuyu ne güzel irdeliyor:
       - Deniz Bey muhalefeti somut noktalara odaklaştırsaydı hem ülke bugünkü gerilime girmeyebilir, hem CHP iktidara daha hazırlıklı olurdu.
       İrtica ile mücadele konusunu CHP gündemde sıcak tutmalıydı...
       8 yıllık eğitimin kalitesiyle ilgili düzeltmeler için bastırmalıydı.
       Susurluk dosyasını takip etmeliydi...
       İşkence gören, dayak yiyen, haksızlığa uğrayan gençlerin haklarını savunmalı,
       vergi yasasının düzeltilmesi için çalışmalı,
       özelleştirme ile ilgili yeni yasa teklifleri hazırlamalıydı...
       Güneydoğu'ya demokrasi götürmek,
       seçim ve siyasi partiler yasasını düzeltmek için uğraşmalıydı CHP...
       Okurumuz haklıdır... CHP yukardaki somut konular üzerinde yoğunlaşıp politika üretecek yerde bir günden fazla ömrü olmayan ayak oyunlarıyla hem kendini hem kendine bağlanan umutları öldürüyor.

       Yolu Klasis Golf Kulübü'ne düşen bir okurumuz, ilan tahtasındaki yazıları bir kağıda not edip bize yollamış.
       Soruyor: Bu Türkçe mi? Başka bir dil mi?
       Karar veremedik. Bakalım siz karar verebilecek misiniz?
       "Tee Time rezervasyonlarınızı oyundan önce yaptırın
       Ders rezervasyonlarınızı pro shopta yaptırın.
       Greendeki pitechleri tamir edin
       Fairwaydeki divatları yerleştirin.
       Golf garaja girerken tee off zamanınızı ayarlayınız ve voucherlerinizi personele teslim ediniz."


Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr