Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere "Bugün toplumumuzda yılbaşı kutlaması adı altında düzenlenen eğlence ve toplantılar kültürel ve geleneksel bir temele sahip değildir."Şimdi de Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu'nun dünkü gazetemizde yer alan yılbaşı kutlamalarına ilişkin demecinden iki cümleyi dikkatinize sunalım."Bugün dünyada yılbaşı kutlamaları dinsel bir bağlamdan öte kültürel bir anlam ifade etmektedir. Dolayısıyla yeni yıl kutlamaları işçi bayramı, doğum günü kutlamaları gibi evrensel kültürün bir parçası olarak üretilen ve geliştirilen, sonuçta bütün insanlığa mal olan olumlu bir davranış biçimi olarak görülmelidir."* * *Diyanet İşleri Başkanlığı her zaman olduğu gibi olayı çağdaş bir gözlükle yorumluyor. İstanbul Müftülüğü ise ortamı geriyor. Hatırlarsınız, 1994 yılında kimi dinci örgütler, açık açık yılbaşına yönelik tehditler savuruyordu. Yeni yıla bir gün kala, 30 Aralık'ta Taksim The Marmara kafede patlayan bomba değerli arkadaşımız Onat Kutlar ile Arkeolog Yasemin Cebenoyan'ın hayatına mal olmuştu... Aradan bunca yıl geçti "Yılbaşı gavur adetidir, o gece çok eğlenmeyin" kampanyası hâlâ sürüyor... Vatandaş yılda bir gün kendince eğlenecek... Bazıları o geceyi gerginleştirmeyi iş edinmiş durumda. Önce İstanbul Müftülüğü'nün 2004 yılında yayınladığı ve geçen gün bir kez daha hatırlatma ihtiyacı duyduğu "Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkalım" başlıklı "Yılbaşı hutbesi"nden bir cümleyi aktaralım. Kültür ve Turizm Bakanı Günay, "Sanatçı kendi işiyle meşgul olmalı" demiş. Böylece Bakan'ın "Katılımcı demokrasi" fikrine katılmadığını öğrenmiş bulunuyoruz... 'Hastayım" diye 35 günlük rapor alan Polatlı Anadolu Lisesi öğretmeni hacca gitmiş."Türban mikrofaşizmin kaynağıdır, Kuran'da örtünme yoktur" diyen Doç. Dr. Şahin Filiz hakkında "izinsiz şehir dışına çıktığı" gerekçesiyle soruşturma açılmıştı.Hasta diye sağlık raporu alıp hacca giden bu hocaya "izinsiz ülke dışına çıktı" diye soruşturma açıldı mı acaba? Şu ana kadar hiç öyle bir haber gelmedi de... Hasta Neredeyse 20 yüzyıl önce Roma'da doğmuş... 40 yaşında imparator olmuş bir bilge adamdır Marcus Aurelius... Söyledikleri bugün de o günkü gibi geçerlidir. Der ki:- Her kim haksızlık ederse günah işler... Evrensel doğa ussal varlıkları birbiri için, birbirlerine hiç zarar vermeksizin, her birinin hak ettiğince, birbirlerine karşı yardım etsinler diye yaratmıştır...- Her kim suç işlerse kendine karşı yapar bunu, her kim haksızlık ederse kendine haksızlık eder, kendine kötülük eder.- Kişi yalnızca yaptığından ötürü değil, yapmadığından ötürü de haksızlık eder...- Doğanın şu anda senden istediğini yap, işe koyul gücün yetiyorsa, kimse bunun farkında mı diye çevrene bakınma... Ne denli küçük olursa olsun bir sonucu elde etmenin az şey olmadığını düşün...-Toplumun yararı için bir eylem mi yaptın? Bundan sen de yarar görürsün...- İyi bir insanın nasıl olması gerektiğini tartışma artık, iyi bir insan ol... Nasihat 2008'de neler olacak, neler yaşanacak? Yaşayan en büyük "hastrolog" Fahrettin Fidan, yüzde yüz üçlük! garantili tahminleriyle bu yıl da huzurlarınızda. Abdullah Gül, hükümetten gelen kararnamaleri giderek daha hızlı bir şekilde imzalayacak. Rekoru, şubat ayında 11.02 saniye ile kıracak. Ancak Tayyip Erdoğan'ın, kararnamelerin yine de geciktiği şeklinde dedikodular yapması canını bir hayli sıkacak.Bunun üzerine yeni bir uygulamaya geçecek. İmzasını taşıyan iki mühür bastıracak. Birini kendi boynuna astıracak, ötekini Başbakan'a verecek... Milli Eğitim'de müfredat değişecek. Fizik, kimya, Türkçe, matematik, biyoloji dersleri "seçmeli"... Fıkıh, hadis, tefsir dersleri zorunlu olacak.CHP'nin kurultayı mart ayında yapılacak. Deniz Baykal kurultaydan beklendiği gibi zaferle çıkacak. Kurultayda delegelere kömür ve bulgur dağıtılması muhaliflerin canını epey sıkacak.Mayıs ayında "Först leydi" ile "Mor leydi"nin büyük "Fört leydi"lik kapışmasına tanık olunacak. Kapışmayı sona erdirmek için "leydi"lere çeşitli formüller sunulacak. "İki eşit först leydi"lik formülü ile orta yol bulunacak.Üniversitelerden sonra kreşlerde de türban sorunu çözülecek. Bulunan formüle göre isteyen bebeler kreşlere başı açık gidebilecek. Hatta isterlerse kendilerine başı açık eğitmenler bile verilebilecek.Merkez Bankası İstanbul'a, Diyanet Konya'ya taşınacak, bunları peyderpey bakanlıklar izleyecek. Diyarbakır Amed adını alacak, Cumhurbaşkanlığı'nın Topkapı, Başbakanlığın Dolmabahçe Sarayı'na nakilleri gelecek yıla kalacak.Kamu kesimi toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde hükümet ile Türk - İş arasında büyük bir anlaşmazlık patlak verecek. Hükümetin yıllık yüzde 2 zam önerisine Türk - İş'in, "Ülke gerçekleri bu astronomik zammı kaldırmaz. Yüzde 1'den fazlasını asla ve kat'a kabul etmeyiz" diye itiraz edecek. Kriz yüzde 1.5 zam formülüyle sona erecek.Ülkede hırsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk biraz da artacak. Halk biraz daha yoksullaşacak, beti benzi biraz daha solacak. Bunun üzerine yerel seçimler bir yıl öne alınacak. Ve maalesef zafer yine göbeğini kaşıyan adamın olacak... m.asik@milliyet.com.tr 2008'de neler olacak?..