Yazarlar .......Memleketin hali

.......Memleketin hali

02.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

.......Memleketin hali

.......Memleketin hali

Yavuz DONAT

CUMHURBAŞKANI Demirel "kardeş ülke" diye söze başladı:
- İşbirliğini geliştirmeliyiz.
Demirel bize Umman'ı, Birleşik Arap Emirlikleri'ni anlatacaktı.
Ama araya bir soru sıkıştırıverdik:
- Efendim, ne olacak bu memleketin hali?
Demirel:
- Türkiye'de her şey kötü değil.
- Ama efendim...
- Özbekistan Cumhurbaşkanı'nı Eskişehir'e götürdüm. Birlikte Arçelik'i gezdik. Misafir Cumhurbaşkanı
"bu buzdolapları nereye gidiyor" diye sordu. Yüzde 80'i ihraç.
Biz "efendim tamam da... Ne olacak bu memleketin hali" diye araya girdik.
Cumhurbaşkanı:
- İngiliz buzdolabı pazarının yüzde 17'si Arçelik'te. Her beş İngiliz evinin birinde Arçelik var. Bu az şey mi?
* * *
TEBRİKLER Arçelik.
Ama "ne olacak bu memleketin hali?"
Demirel:
- Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde 478 fabrika. İzmir'in Buca'sında Ege Giyim Sanayicileri 136 fabrika kuruyor. Bilecik'te yedibin inşaat var. Kars'ta ilk defa yediyüz inşaat.
* * *
HÜKÜMET beşinci ayını doldurdu.
Ve "kış zor geçmeye başladı."
Ne olacak bu memleketin hali?
Demirel:
- Hangi hali ne olacak?
- Siyasi hali efendim... Örneğin gelir dağılımı.
- Bugünün meselesi değil ki. Zaman işi. Ben parti siyasetinin içinde değilim. Hükümeti savunma gayretinde de değilim. İhtiyacım da yok. Ama vitrinler dolu, uçaklar dolu, oteller dolu, otobüsler, trenler dolu. Son dokuz ayda Türkiye yüzde altı büyüdü.
* * *
CUMHURBAŞKANI sordu:
- Söylediklerim seni tatmin etti mi?
Biz de Demirel'e sorduk.
- Efendim, ne olacak bu memleketin hali? Örneğin "siyasi dağınıklık" ne olacak?
- Bugünün meselesi mi? Kökü belli. Ama bugün güvenoyu almış bir hükümet var. Cumhuriyet'in temel niteliklerini sorgulamıyor. Öyle bir ithamla karşı karşıya da değil. Zeminler çalışıyor, kurumlar, kurallar işliyor.
- Gidilecek ilk seçimde siyaset toparlanır mı?
- Yarası ağır. Toparlanamaz. Bir seçim daha ister. Ama dağınık diye siyaseti denize atamazsınız. Olanla yetinin.
* * *
SEÇİMDE ne olur?
Cumhurbaşkanı:
- Verilecek mesaja bağlı. Mesajın içeriği kadar, güven vermesi de önemli. Ve siyasetçinin bu mesajı ne kadar aktif vereceğine bağlı. Halk kötümserliği tasvip etmez "Yandık, öldük, bittik, yıkıldık" diyeni hiç tasvip etmedi.
* * *
ŞU anda siyasetçilerin mesajları nasıl?
Cumhurbaşkanı:
- Onu sorma. Onun üzerindeyim.
- Ama efendim...
- Söylediklerimi kişilerle irtibatlandırma. Ben "genelini" söylüyorum.
* * *
CUMHURBAŞKANI bir ara dedi ki "galiba söylediklerimi beğenmedin."
Estağfurullah...
Bizim bir "derdimiz" var.
Onu konuşmak istiyoruz.
Hepsi o kadar.
Demirel:
- Konuş öyleyse.
- Efendim, ne olacak bu memleketin hali?
Cumhurbaşkanı yeniden "baştan başladı."
İl, il "ne yapılıyor" anlattı.
* * *
SÖZE Körfez gezisiyle başlamıştık.
Demirel yine sözü Umman'a getirecekti ki...
"Efendim" dedik:
- Efendim, affedersiniz ama...
- Bitmedi mi? Hala soracağın bir şey var mı?
- Var efendim.
- Yine "ne olacak bu memleketin hali" mi diyeceksin?
- Hayır efendim, bu defa konu başka.
- Sor öyleyse.
- Deniliyor ki... Siz de duymuşsunuzdur... Demirel
"aşağı" inecek... Yeniden aktif siyasete dönecek... Toparlayacak... Bunlar size de geliyordur... Ne diyorsunuz?
Demirel'in yanıtı kısa oldu:
- Şimdi burada oturuyoruz.





Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr