Mete Belovacıklı

Mete Belovacıklı

mete.belovacikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Ben eğer belediye başkanı olursam İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin en önemli konusu imar plan tadilatı olmayacak." Bu cümle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığı açıklanan Binali Yıldırım’ın dün medya yöneticileriyle yaptığı sohbet toplantısının en önemli cümlesiydi.

Ardından, bugün belediye meclislerinin gündeminin yüzde 75’ini imar planları oluşturduğunu hatırlatıp ekledi:

“Ama ben buradan açıklıyorum: İmar fonksiyon değişiklikleri ana gündemimiz değil. İnsanların hırslarını, ihtiraslarını, doymaz beklentilerini karşılamak benim meclisimin görevi olmayacak...”

Haberin Devamı

Olur mu? Olursa gerçekten imar planları üzerinden yaşanan rant kavgalarının dışında bir belediyecilik çalışmasına şahit oluruz.

Açıklamalarının detaylarını yandaki sütunlarda bulacaksınız, biz birkaç önemli noktayı irdelemekle yetinelim.

Yıldırım, hedefinin kenti 2023 yılı Türkiye’sine hazırlamak olduğunu söylerken, siyaset ve hizmet kavramlarının birbirine karıştırılmaması gerektiğini savundu.

‘Başarılar diledim’

Ardından, 31 Mart seçimlerinde sonuç ne olursa olsun, İstanbul’un kazanmasını istediğini belirterek, sözü rakibi Ekrem İmamoğlu’na getirdi:

“Şu ana kadar yarışacağı belli iki aday var: Biri CHP ve Millet İttifakı adına Ekrem İmamoğlu, birisi de Cumhur İttifakı adına benim. Arkadaşımıza da telefon ettim, başarılar diledim, tebrik ettim. Benim arzum, 31 Mart yerel seçimlerinin İstanbul ölçeğinde, İstanbul merkezli, İstanbulluların sorunlarını, beklentilerini ve geleceğini konuşacağımız bir seçim olması.”

Peki, bu nasıl olacak? Yıldırım’ın formülü de şu cümlelerde:

“Bu seçimlerin bir genel seçim havasına dönüştürülmesi, bir referanduma dönüştürülmesi bana göre İstanbul’a yapılabilecek bir iyilik değildir. İstanbul’un konularının, dünya şehrinin konularının güme gitmesi beni çok üzer. Bu bakımdan, kampanya boyunca bu alanda kalmaya devam edeceğim. Mecbur kalmadıkça bu alan dışındaki konularda çok fazla mesai harcamayacağım. Ümit ederim ki diğer partiler de veya diğer ittifak da bu hassasiyeti gösterir. Bunun şüphesiz en büyük faydası bu güzel şehre olacaktır, bu şehirde yaşayan 15 milyon 250 bin hemşehrimize olacaktır.”

Haberin Devamı

Yani Yıldırım siyasi argümanı bol, Ankara merkezli bir seçim yarışından bahsetmiyor, aksine, projelerin, hayallerin tartışılacağı bir seçim süreci yaşanacağını vaat ediyor. Keskin siyasi tartışmalara gündeminde artık fazlaca yer vermeyen seçmen için iyi haber!

Yıldırım’a göre, İstanbul’un en önemli problemi ulaşım-trafik...

Büyükşehir-lerde trafiği yüzde 100 çözen bir modelin olmadığını belirten Yıldırım, amaçlarının katlanılabilir bir trafik düzeni oluşturmak olduğunun altını çizerek, ekliyor:

“Trafik durmayacak, yürüyecek. Bugün trafikte durma zamanı 45 dakika, bunu 30’un altına indireceğiz. Burada en önemli nokta, yolların otopark olarak kullanılması. Damarları tıkayan plak gibi yolları tıkıyor, yolu işgal ediyor. 750 bin araçlık otopark var, ihtiyaç ise 1 milyon 750 bin. Site-mahalle-ilçe bazında bunlar ele alınacak. Hemen başlayacağız ama hemen bitmeyecek, zamanla çözeceğiz.”

Haberin Devamı

‘İki taksim vardı’

5 yıl içinde İstanbul’daki raylı sistemlerin 450 kilometreyi geçeceğini anlatan Yıldırım, bir soru üzerine, son dönemin en çok tartışılan konularından biriyle ilgili olarak şu cümleleri kuruyor:

“Taksicileri en iyi anlayan benim, 80’li yıllarda iki taksim vardı. 4 ay sonra gördüm ki bize göre değil, sattım. Taksiler şehrimizin aynasıdır. Eğitim, güvenlik yönünde gözden geçirilmesi gerekir. UBER de teknolojinin getirdiği bir kolaylık. Ama haksız kazanca da izin veremeyiz. Bir düzenleme yapılır, bir orta yol bulunur diye düşünüyorum.”

Yıldırım’dan net bir meydan okuma da tıpkı belediye meclislerindeki imar planı çalışmaları konusunda yaptığı açıklama gibi depreme yönelik dönüşümler ve hazırlıklar konusunda geliyor.

Deprem önlemi

İlçeler bazında mikro düzeyde zemin yapısının bile belli olmadığını anlatan Yıldırım, her bölgede 50 metrede bir sondaj yapıp zemini bilmek gerektiğini hatırlatıyor. Fay hattının nerelerden geçtiğine dair bilgilerin bulunduğunu ama hangi ilçeye nasıl yansımaları olacağı konusunda mikro çalışmaların mevcut olmadığını belirten Yıldırım, gayet kararlı konuşuyor:

“Depremle ilgili çalışmaları yenileyelim ama yerin altında sorun varsa ne olacak? Hem para hem emek boşa gidecek hem de insanlar yine güvende olmayacak. Depremle ilgili dönüşümde hiçbir şekilde müsamahakâr olmayacağız. Vatandaş karşı da çıksa yapacağız. Bizim olmazsa olmazımız.”

Doğal olarak neden TBMM Başkanı iken belediye başkanlığına aday olduğu sorusu gündeme geldiğinde ise “Halka, insanlara dokunmayı özledim. Ben öyle mutlu oluyorum” diyor. Ardından, bir aday olarak çılgın bir projesinin olup olmadığı sorulduğunda kendine has üslubuyla, gülerek yanıt veriyor:

“Çılgın projem Binali Yıldırım...”