Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Meryl Streep’in Margaret Thatcher’i canlandırdığı Iron Lady (Demir Leydi) filmi gösterime girmeden meşhur oldu.
Sinema tarihinde en çok Oskar’a aday gösterilen sanatçı olan Streep’in on yedinci defa aday olacağı konuşuluyor.
Filmin yapımı ile ilgili uzun bir yazı okudum. Yapımcıların çekime başlamadan önce yaptığı hazırlığın titizliği beni şaşırttı.
Thatcher 1979-1990 yıllarında İngiltere başbakanı idi. Sert, taviz vermeyen kişiliği ve uyandırdığı acayip nefretle olduğu kadar saç modeli, elektrik mavisi giysileri, kendine has konuşma stili veee yanından hiç ayırmadığı çantaları ile de ünlü idi.
Bir kasaba bakkalının kızı olan Thatcher’in gençliğinde kadınlara açık çok az meslek vardı. Örneğin, kadınlar hukuk fakültesine gitmezdi. Kadın avukat, duyulmuş şey değildi. Şirket yöneticisi olmak, eğer şirket makyaj malzemesi imal etmiyorsa, hayal bile edilmezdi. Bu ortamdan çıkıp, nasıl Batı dünyasının ilk kadın lideri olmuştu? Ünlü çantalarında ne taşıyordu?
Filmin yapımcıları Thatcher’in dostu, düşmanı birçok kişi ile görüştü. Onun çikolata ve boğaz pastili tiryakisi olduğunu öğrendiler. Kullandığı menekşe özlü kokuyu Londra’nın ünlü parfümcülerinden Floris’e yaptırıyordu. Yanında muhakkak dolmakalem, tükenmez ve keçe uçlu mavi kalem taşırdı. Çantasında dergilerden kestiği sayfalar, yemek tarifleri, Churchill’in ünlü sözleri bulunurdu.
Thatcher’in çantasında ne varsa, kopyalarını, Streep’i havaya sokmak için, filmde eline verecekleri çantalara koydular. Streep on gün Londra’da bir odaya kapanıp Thatcher’in konuşmalarını dinledi.
Yapımcı, Thatcher’in en yakın çalışma arkadaşlarından birine, “Filmde onun en fazla neyini yakalamaya çalışmalıyız” diye sorduğunda, “Yalnızlığı” cevabını almış. “Onunla ilgili, aklımdan silinmeyen bir resim var. Hep en son çıkan olması. Herkes, ya yemeğe, ya bir partiye gitmek üzere binayı terk ederken o, tek başına, masasında, lambanın ışığında bir şeyler okuyor veya yazıyor olurdu.”

Hayattayken heykeli dikildi
Thatcher durumunun farkındaydı. “Başbakanlık yalnız bir iştir” diye yazdı “Downing Street Yılları” adlı anı kitabında. “Bir anlamda belki öyle olmalı: Kalabalıklarda önderlik edilemez.”
Thatcher’in ekonomik reformları sadece kendi Muhafazakârlarını değil İşçi Partisi’ni de etkiledi. Belki, bu nedenle, hayatta iken heykeli dikilen ilk İngiliz başbakanı oldu. Şubat 2007’de, onu sağ kolunu kaldırmış, milletvekillerine hitap ederken gösteren bir heykeli, Parlamento’da, kahramanı olan Churchill’in heykelinin önüne dikildi.
Heykelin bronzdan yapıldığını öğrenince “Demir olmasını tercih ederdim ama madem bronzdan yapıldı, öyle olsun” dedi. “Paslanmaz.”
Demir Leydi 2002’de, kocasını kaybetmeden bir yıl önce, küçük birkaç beyin kanaması geçirdi ve demans oldu. Hafıza, düşünme, yer ve zaman tayini, okuduğunu anlama, konuşma, günlük basit işleri yapma gibi konularda zorluk çekmeye başladı. Uzun zamandan beri evinden çıkmıyor. Bu sene 87 yaşına basacak.
Belki de bütün büyük insanlar yalnızdır. Belki de, sonunda, büyük küçük bütün insanlar yalnızdır.