Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sağlık Bakanı Recep Akdağ hafta başında antibiyotik kullanımıyla ilgili yeni bir uygulamayı tanıttı. Artık aile hekimi, çocuk hekimi, kulak, burun, boğaz ve acil hekimlerine beta mikrobunu muayene sırasında tespit edecekleri test verilecek ve bu testle antibiyotik kullanılıp kullanılmayacağına karar verilecek. Ülkemizdeki en büyük sağlık sorunlardan biri olan gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçmek için başlatılan uygulamayı yorumlamaları için uzmanlarla konuştuk.

“Gereksiz kullanım iyi bakterileri öldürüyor”

Haberin Devamı

Doç. Dr. Mesut Yılmaz (Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi)

- Boğaz ve bademcik enfeksiyonunun çocuklarda sebebinin yüzde 75-80’i virüsler, yüzde 20-25’i de bakterilerdir. Bu bakteriler arasında da en önemlisi beta bakterisidir. Diğer bakteriyel enfeksiyonlar kendi kendine iyileşir, beta da iyileşir ama beta bakterisi üç-dört hafta sonra akut romatizmal ateş denilen bir komplikasyona yol açıyor. Bu da ileriki yaşlarda kalp kapağı hastalığına neden oluyor. Ama her bin çocuğun sadece ikisinde görülen bu durumu önleyebilmek için boğaz veya bademcik enfeksiyonu ile gelen çocukların yüzde 75-80’ine antibiyotik yazılıyor.

- Yetişkinlerde beta mikrobu çok daha az görülüyor. Her bin yetişkinin sadece birinde akut romatizmal ateşe yol açıyor. 40-45 yaşından sonra ise beta kaynaklı boğaz enfeksiyonu görmek neredeyse imkansız hale geliyor. Dolayısıyla boğaz enfeksiyonu geçiren bir yetişkinin pratik olarak hiç antibiyotik kullanmaması gerekirken tam tersi yaşanıyor.

- Yeni uygulamayla getirilen antijen testleri, iki günde sonuç veren boğaz kültürüne göre daha hızlı sonuç verdiği için avantajlı ancak testin duyarlılığı düşük yani 100 hastanın 60-65’ini bilebiliyor. 100 hastadan 35-40’ını kaçırdığı için de sadece bu teste bakarak antibiyotik yazmak hatalı olur. Ayrıca bu testin sadece boğaz enfeksiyonları için olduğunu da vurgulamalıyız. Yani artık test yapmadan antibiyotik verilmeyecek gibi yanlış bir algı oluşmasın. Antibiyotik kullanımını gerektiren sinüzit, bronşit, zatürre gibi başka enfeksiyonlar da var.

Haberin Devamı

“Endüstriyel ürünlerden de antibiyotik alıyoruz”

- Gereksiz antibiyotik kullanımı sonucu direnç geliştiğini ve antibiyotiklerin gerekli olduğu durumda işe yaramayacağını vurguluyoruz. Gereksiz kullanımın iyi bakterilerimizi öldürerek diyabet gibi kronik hastalıklara, psikiyatrik hastalıklara ve obeziteye yol açabildiğini de anlatmalıyız.

- Antibiyotiklerle mücadelede insanların farkındalığını artırmak çok önemli. Ülkemizde ve dünyada kullanılan antibiyotiklerin sadece yüzde 20-30’u ilaç olarak aldığımız antibiyotikler, yüzde 70-80’ini endüstriyel gıdalardan örneğin antibiyotik verilerek hızla büyütülen tavuklardan alıyoruz. Besinleri bile bilinçli tüketmemiz gerektiğini vurgulamalıyız.

“Hasta eğitimi önceliğimiz olmalı”

Doç. Dr. Şule Apikoğlu Rabuş (Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi)

- Türkiye, OECD üyesi olan 34 ülke arasında en yüksek antibiyotik tüketimine sahip, miktar olarak da OECD ülkelerinin ortalamasının iki katı kadar antibiyotik tüketen bir noktada. Antibiyotiklere karşı gelişen direnç oranında ise Yunanistan’dan sonra ikinci sıradayız. Elbette gereksiz antibiyotik reçetelenmesini ve kullanımını engellemek için çalışmalıyız.

Haberin Devamı

- Antibiyotiklerin bu kadar çok yazılmasının başlıca nedeni beta mikrobunun yol açabileceği romatizmal kapak hastalıklarından korunmak olsa da, araştırmalar Türkiye’de romatizmal kalp kapak hastalıklarının, tüm kalp kapak hastalıkları arasında en yüksek orana sahip olduğunu gösteriyor. Yani bu kadar çok antibiyotik kullanmamıza rağmen bu hastalığa karşı yeterince korunamamışız. Bunun doktor ve hasta kaynaklı iki ana nedeni olabilir.

“Tarif edilen saatlerde ve sürede kullanılmalı”

- Doktor kaynaklı nedenlerden biri bu hastalıktan korunmada kullanılan penisilin V gibi doğru ilaçların reçetelenmemesi olabilir. İkinci bir neden de ülkemizdeki ilaçların yeterli kalitede olmaması olabilir. İlaçlarda etken maddenin az olması hem tedaviyi aksatır hem de dirence yol açar.

- Hasta eğitimini önceliklerimiz arasına almalıyız. Hastalar ilacı yazması için doktora, vermesi için eczacılara baskı yapıyor. Ayrıca ilacı kullanmaya başladıktan sonra iki-üç gün içinde kendini iyi hissetmeye başladığında, “Nasılsa iyileştim” diyerek ilacı kullanmayı kesebiliyor. Ancak antibiyotiğe direnci engelleyebilmek için bu ilaçlar kesinlikle tarif edildiği saat aralığında ve sürede kullanılmalıdır.