Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan tüm dünyada doğal olan her şeye olduğu gibi bitkisel tedavilere de ilginin giderek arttığına, araştırma sonuçlarına dayanarak yer verdiği yeni kitabında; fitoterapinin bilimsel şekilde nasıl yapılabileceğini de anlatıyor

Doğaya dönüş” günümüzde iyice trend haline geldi. “Bitkisel” veya “doğal” diye tanıtılan her ürüne ilgi giderek artıyor. Fitoterapi yani bitkisel ürünlerin sağlığın korunmasında ve hastalıkların tedavisinde kullanılması da elbette bundan nasibini alıyor. Dünya Sağlık Örgütü, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 80’inin bitkilerden tedavi amacıyla faydalandığını bildiriyor. Araştırmalara göre Almanya, İsveç, Norveç gibi gelişmiş ülkelerde, özellikle de iyi eğitimli ve yüksek gelir düzeyine sahip kesimde bitkilere yönelik ilgi daha da yükseliyor. Ülkemiz de dahil pek çok ülkede yapılan çalışmalar kadınların erkeklere göre bitkisel tedavilere çok daha ilgili olduğunu ortaya koyuyor. Bu bilgileri Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan’ın yeni çıkan kitabı “Akılcı Fitoterapinin Temelleri”nden (Ankara Nobel Tıp Kitabevleri) öğreniyorum. Kitabında bilimsel fitoterapiyi anlatan Orhan ile konuştuk.

Haberin Devamı

“Bitkisel tedavilere ilgi artıyor”

İnsanlık tarihi kadar eski

Prof. Dr. Orhan bitkilerin tedavide kullanımının insanlık tarihi kadar eski olduğunu söylüyor. Günümüzde tıbbi amaçla kullandığımız Ginkgobiloba bitkisinin buna en iyi örnek olduğunu ve 4-5 milyon yıldır dünya yüzeyinde olduğu için fosil ağaç olarak adlandırıldığını anlatıyor. Ancak bitkilerin eskiye göre çok daha farklı kullanıldığına da değiniyor ve yeni yaklaşımı “Akılcı fitoterapi” olarak tanımlıyor. Yani artık bitkilerin ve içerisindeki etkili maddelerin hangi sorunlarda, ne şekilde, hangi miktarda ve ne kadar süre kullanılacağı bilimsel çalışmalara göre belirleniyor. Bitkiler daha yetiştirilirken hangi bölgede, nasıl bir toprakta yetişecek, ne zaman toplanacak, nasıl kurutulacak ve saklanacak biliniyor. Bu da tedavinin en iyi şekilde yapılmasını sağlıyor. Orhan kitabında bitkilerin suiistimal edilmemesi gerektiği konusunda da uyarıyor. Özellikle zayıflama ve cinsel gücü artırma amacıyla doğal denilerek mucize pazarlandığını anlatıyor. “Haftada 5 kilo, ayda 10-15 kilo verdirebilecek bir bitki yok ya da cinsel gücü bir anda artırabilecek bir bitki yok” diyor. Ayrıca doğal diye internette satılan bu ürünleri analiz ettiklerinde, çoğunda zararlı oranlarda kimyasal maddeler bulduklarını da söylüyor.

Haberin Devamı

“Sinamekiyi iki haftadan uzun kullanmayın”

Akılcı fitoterapiye en uygun ürünlerin Sağlık Bakanlığı’ndan onay alan ve eczanede satılan bitkisel ürünler olduğunun altını çiziyor. Orhan “Eczacılar bu konuda detaylı şekilde eğitim alan tek meslek grubudur ve bu ürünlerin mutlaka eczacı danışmanlığında, doktor reçetesi ile sunulması gerekir” diyor. Bunun nedenini açıklayacak örnekler de veriyor: “Sarı kantaronu doğum kontrol hapı kullanan kadınların kesinlikle kullanmaması gerekiyor. Çünkü oral kontraseptiflerin etkisini azaltarak istenmeyen gebeliklere neden oluyor. Meyan ve Ginkgobiloba kalp ilaçlarının etkinliğini azaltabiliyor. Sinameki kabızlık sorunu olanlar tarafından kullanılıyor ama iki haftadan uzun süre kullanıldığı zaman kişi kabızlık sorunu için bağırsak tembelliği nedeniyle sinamekiye bağımlı hale geliyor.”

Haberin Devamı

Cildinizi jojoba yağı ile nemlendirin

Prof. Orhan giderek soğuyan havada, kuruyan cildimiz, çatlayan ellerimiz için Aloe jel, zeytinyağı veya argan yağı içeren ürünler kullanmamızı öneriyor. Cildinde yağlı bir hissi sevmeyenlere ise ciltten çabucak emilen ve etkili bir nemlendirici olan Jojoba yağını içeren ürünleri tavsiye ediyor. Hastalık sezonunda boğaz ağrılarına ve öksürüğe en iyi gelecek bitki çaylarınınsa; ıhlamur, hatmi ve ebegümeci olduğunu söylüyor.

“Bitkisel tedavilere ilgi artıyor”