Mikdat Kadıoğlu

Mikdat Kadıoğlu

kadioglu@itu.edu.tr

Tüm Yazıları

Yurdumuzun uygun bölgelerinde ya da ekonomik gelir elde edilemeyen arazilerde kapari yetiştirerek daha çok döviz geliri sağlanabilir

Geçtiğimiz hafta sonu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Bomonti Kampüsü’nde Bilim Kahramanları Buluşuyor / First Lego League 10. Türkiye Ulusal Turnuvası’na jüri üyesi olarak katıldım. Hem eğlendim hem de çocuklardan çok şey öğrendim. Bu senenin teması “doğanın gücü”, parolası ise “Hazır mısın? O halde önce güvende kal, sonra yeniden yapılan”.
Çok şey öğrendim ama ben size sadece kapariden bahsedeceğim. Evet, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvalarının son ayağında İzmir Özel Rota Ortaokulu öğrencilerinin oluşturduğu Rotatech Star adlı proje ekibi “Kapari Ek Toprağını ve Ormanını Koru” başlıklı projesini sununca ben de kapari ile tanışmış oldum. Öğrenciler kaparinin erozyonda, orman yangınlarında, çevreyi
koruma ve yerel ekonomiyi geliştirmede ne kadar etkili bir bitki olduğunu öyle bir güzel anlattı ki ben de merak edip biraz daha araştırdım.
Kapari kurak ve yarı kurak toprakların bitkisi. Yani bir Karadenizli olarak bu bitkiyi tanımam biraz zor. Ama yurdumuzda Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Batı Anadolu illeri başta olmak üzere,
Orta Anadolu’da Tokat’ta ve Güneydoğu illerinde doğal olarak yetişir. İngilizcede “capers” olarak adlandırılan gebreotu, çalımsı yapıda, dikenli bir bitkidir.

Koruma altında
Yöresine göre bu mucizevi bitkiye kedi tırnağı, karga kavunu, menginik, devedikeni, keper, kepere, gebere otu diyormuşuz. Belki bu sözcüklerden birini duymuşsunuzdur. Ya da büyük ihtimalle tanımadığımız için ona sadece çalı deyip geçmiş de olabilirsiniz. Aslında kapari,
bu bitkinin adı değil; onun çiçek tomurcuklarına verilen bir ad.
Çocuklar bu tomurcukların turşu halini kavanoza koyup getirmiş. Bu yeşil bezelye gibi tombik bir şey olan kaparilerin salamurası ve sosunu Almanlar tam 472 çeşit yemekte kullanmaktaymış. İspanyollar ise yılda 20 milyar dolar kazandıkları tomurcukları nedeniyle kapari bitkisini “milli bitki” ilan edip koruma altına almış.
Ülkemizde hem küresel iklim değişikliğine uyum hem de erozyon ve orman yangınları riskinin yönetimi için çok şeyler yapmalıyız. Bu nedenle, kumlu ve gevşek topraklarda derine giden kök yapısı, sıcaklık ve kuraklığa dayanıklı olması, toprak yüzeyini yayılarak örtüp damla erozyonunu önlemesi bir yana dünyada aranan bir ürün olarak ekonomik değeri yüksek olan kapari bitkisi üzerinde mutlaka durmamız gerekiyor.

Cinsel gücü artırıcı, ağrı giderici
Kapari ile ilgili internette okuduklarıma göre bu mucize bitki “cinsel gücü artırıcı, kabızlık giderici, idrar söktürücü, balgam söktürücü, solucan düşürücü, ağrı kesici”ymiş. “Romatizma, felç, iskorbit hastalığı, kan bozuklukları, gut hastalığı, antitümör, hemoroid, dalak büyümesi, kalça rahatsızlıkları, âdet sancıları, diş ağrıları” gibi sorunlara iyi gelirmiş. “Karaciğer fonksiyonlarını düzenleyici”ymiş. Bu abartılı görünen durum bana
İngilizcedeki “Gerçek olamayacak kadar iyi!”
ifadesini hatırlattı.
Şüphesiz hiçbir şeyi atılmayan kapari değerli bir bitki. Dal uçları, tomurcukları, meyveleri gıda sektöründe; yaprakları sertleşmiş dalları, kökleri de ilaç, boya ve kozmetik sanayiinde değerlendiriliyor. Ayrıca çok yıllık derin köklü ve yayılmacı özelliği ile iyi bir erozyon kontrol bitkisidir.
Bu bitki, yurdumuzun uygun bölgelerinde, erozyona tabi yerlerde, normal kültür bitkilerinin yetişmediği
ya da ekonomik gelir elde edilemeyen güneye meyilli arazilerde yetiştirilerek daha
çok döviz geliri sağlanıp
işsizlik kısmen önlenebilir.
Özetle, sadece tutana kadar sulayıp ilgileneceğiniz, sonra torunlarımızın bile yılda beş ay meyvelerini toplayabileceği, zahmetsiz ve toprak kanseri olan erozyonu da engelleyen mucizevi bir bitki. Daha ne olsun?