Geçen Cu-martesi (10 Şubat) yayımlanan yazımda Mahalli Çevre Kurulu kararlarını aktarmıştım.
Kurul, İzmir’in 11 değişik yerinde, inşaat firmalarına 24 saate varan çalışma izinleri verdi.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helil İnay Kınay, konuyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.
***
Kentleşme ve yapılaşmanın getirdiği en önemli çevresel problemlerden birinin gürültü sorunu olduğuna dikkat çeken Kınay, şu bilgileri verdi:
Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen gürültü; işitme kaybı, stres, uyku bozukluğu gibi fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olmaktadır.
Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği; faaliyetler kapsamında oluşacak gürültü düzeyleri ile ilgili sınır değerleri ve çalışma saatlerini belirlemekte, gürültü yönetimi ve önlenmesine ilişkin süreçlerin yönetimini tanımlamaktadır.
Çevresel Gürültü Mevzuatı; bina inşaatları için de çalışma saatleri ve gürültü düzeyi ile ilgili sınırlamalar getiriyor. İşletmeler, bu kısıtlara uymak ve sınır değerlerin aşılması durumunda da önleyici tedbirler almak durumundadır.
***
Bu kapsamda söz konusu olan yönetmeliğimize göre;
Konut bölgeleri içinde ve yakın çevresinde gerçekleştirilen şantiye faaliyetleri gündüz zaman dilimi dışında, akşam ve gece zaman dilimlerinde sürdürülemez. Çalışma saatleri, 07.00-19.00 olarak düzenlenmiştir. Bu saatler dışında çalışma yapılması yasaktır.
Faaliyet sahibi tarafından şantiye alanında; inşaatın başlama, bitiş tarihleri ve çalışma periyotları ile Büyükşehir Belediyesi veya ilçe belediyesinden alınan izinlere ilişkin bilgiler inşaat alanında herkesin kolayca görebileceği bir tabelada gösterilmelidir.
Ancak yönetmelik, kamu yararı gerektiren faaliyetler için zorunlu hallerde bu konuya bir esneklik getiriyor; “Kamu yararı gerektiren; baraj, köprü, tünel, otoyol, şehir içi anayol, toplu konut gibi projelerin inşaat faaliyetleri ile şehir içinde gündüz trafiği engelleyecek inşaat faaliyetleri, gündüz zaman diliminde çalışmamak koşuluyla Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile sürdürülebilir” hükmü ile inşaat faaliyetlerinin çalışma saatlerinde düzenlemeler yapılabiliyor.
Söz konusu madde, açık olarak kamu yararını ifade etmesine ve okul, hastane, yol, köprü vb. zorunlu tesisleri kapsıyor olmasına karşın, Mahalli Çevre Kurulu kararlarında konuta yönelik özel inşaat faaliyetlerinin çalışma saatlerinin bu maddeye dayandırılarak kamu yararı olarak değerlendirildiği ve çalışma saatlerinin 24 saate kadar uzadığını görüyoruz.
***
Bu kararlar doğrultusunda evlerinde dinlenme saatleri içinde vatandaşların sürekli gürültüye maruz kalmalarının önü açılmış oluyor. Kentteki inşaat faaliyetlerinin sayısını ve yoğunluğunu dikkate aldığımızda ise sorunun büyüklüğü ortaya çıkıyor.
Bütünsel bir planlama yapılmadan, tekil bazda verilen izinler tüm çevresel etkilerde olduğu gibi bu faaliyetlerde de halk sağlığını olumsuz şekilde etkileyen noktalara ve şikâyetlere ulaşmış durumda.
Bir bölgede yer alan birden fazla inşaatın söz konusu maddeye istinaden uzun çalışma saatlerinde yarattığı çevresel kirlilik inşaat bazında belli süreler olarak tanımlansa da bölge bazında değerlendirildiğinde sürekli bir gürültü problemi olarak karşımızda.
Üstelik bu faaliyetlerin çalışma süresince gürültü azaltımına yönelik ilave önlemleri almak ve yönetmelik sınır değerlerini sağlamak noktasında da yetersiz olduğu, şikâyetler ve denetimlerle ortaya çıkıyor.
Yapılaşma süreçlerinin bu gidişatı; inşaat gürültüsünün hayatlarımızda çok önemli bir sorun olarak devam edeceğini de gösteriyor.
Bu noktada kamu yararının kentlinin sağlıklı yaşam koşullarının ve çevresel yaşam kalitesinin sağlanması noktasında değerlendirilmesi ve bu faaliyetlerle ilgili izinlerin bu esasa göre verilmesi esastır.
Yönetmeliklerin ve kamu yararı olarak tanımlanan zorunlu hallerin de bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekir.
***
Gürültü; işitme kaybı, stres, uyku bozukluğu gibi fiziksel ve ruhsal sorunlara neden oluyor.
Kamu yararı gerekçe gösterilerek izin verilmesini anlamak mümkün değil.
