Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Davutoğlu, yankı yaratan “PYD’yi 2 kez vurduk” açıklamasının ardından dün bu örgüte yönelik uyarılarını üç maddede sıraladı: Türkiye’ye sızmaya kalktıklarında, Fırat’ın batısına geçtiklerinde, silahlarının PKK’nın eline geçtiğini tespit ettiğimizde vururuz

PYD’ye karşı  kırmızı çizgiler

Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla İstanbul Conrad’da bir grup yazar ve gazete yöneticisinin katıldığı kahvaltıda 1 saat 40 dakika sohbet etme imkânı bulduk. Önce terasta hepimizi teker teker selamladı, konuştuk, fotoğraf çektirdik. Sonra da içerde İstanbul sohbetinden siyasi gündeme doğru bir geçiş yaptık. Anlattıkları farklı başlıklar altında özetle şöyleydi:

Haberin Devamı

Doğrudan fark edilen görkem, kibir insana rahatsızlık verir. Bu yüzden Dolmabahçe Sarayı’nı hiç sevmemişimdir.

Filistinlilere vizeyi kaldırabiliriz.

Suriye’yi dönüştürmek: Böyle bir yaklaşımımız hiçbir zaman olmadı. Doğal gelişim içinde demokratik dönüşümle orada Türkiye’nin etki alanının açılacağına inandık. Arap Baharı’na kadar ilişkilerimiz normaldi çünkü sistemi beğenmesek bile muhatabımız meşruydu.

Suriye’deki Kürtler: Kimliği kaybolmuş gruplar bizimle güven kazanmaya başladı. ªimdi bize PYD üzerinden eleştiri getirenler hatırlasın: Kürtlerin hiçbir kimliği yoktu, ben Esad’a gidip Kürtlerin kimliğiyle ilgili sıkıntıları takip ediyordum. O zaman HDP’liler bize gelip taleplerini iletiyorlardı söyleyelim diye.

Mısır’la ilgili: Bizim meselemiz Mursi’nin İhvan olması değil, seçilmiş olmasıydı.

Ortadoğu: Bölgede demokrasiye kastedilmeye çalışılıyor. Diktatörler geri dönüyor, bakın Yemen’e, Suriye’de Esad toparlanmaya çalışıyor, Libya’da bir general çıktı.

Güç kaybetme: Birtakım çevreler, ‘Türkiye’nin savunduğu gruplar güç kaybediyor, Türkiye’nin de gücü azalıyor’ dediler. Halbuki son gelişmeler de gösteriyor ki Türkiye’nin içinde olmadığı hiçbir denklem Ortadoğu’da doğru yere oturmaz.

DEAŞ-PKK: DEAŞ’a karşı savaşan gruplar Türkiye DEAŞ’la işbirliği yapıyor propagandası yaparak, paralel ile de işbirliği içinde Ak Parti’yi şeytanlaştırıp kendilerini melekleştirebileceklerini düşündüler. Halbuki onları meşrulaştıran şey DEAŞ değil, Türkiye’deki çözüm süreciydi. PYD’yi diğer ülkeler o nedenle muhatap aldı. Çözüm sürecini kaybettirmek meşruiyetlerini kaybettirdi.

Haberin Devamı

PYD’ye: 3 şartta tedbir alırız: 1- Türkiye’ye sızmaya kalktıklarında 2- Fırat’ın batısına geçtiklerinde 3- PKK’nın eline silahların geçtiğini tespit ettiğimizde.

Esad’ın erken seçim çıkışı: Bu çağrıyı 2011’de yapsa olurdu. Biz o zaman ona çağrıda bulunmuştuk. Şimdi yapsa ne olur? Türkiye’deki 2.5 milyon Suriyeli nasıl oy kullanacak? DEAŞ’ın hakim olduğu bölgelerde nasıl oy kullanılacak? Ancak kendi sıkıştığı bölgeden oy alabilir, üstelik bu kadar katliamdan sonra neyin seçimi?

Dolmabahçe deklarasyondu

Dolmabahçe: Mutabakat değil, tek taraflı deklarasyondu o. Eğer buna sadık kalsalardı umut vardı. Onun yerine Demirtaş çıkıp ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ diyerek başka bir yola saptı. 7 Haziran’dan sonra ise silahlanma ve ayaklanma için şartların olgunlaştığını düşündüler. Ben 15 Temmuz’da Demirtaş’a ‘Yapmayın, ateşle oynuyorsunuz’ dedim.

Haberin Devamı

1 Kasım’dan sonra HDP ile ilişkiler: HDP’nin tutumuna bağlı. Ceylanpınar’da katliam olmasa biz operasyon kararı almayabilirdik. HDP şimdi cılız bir şekilde çatışmasızlık diyor. Kastettiği askerin operasyonları durdurması, ama PKK’nın hendeğe, mayına, haraca, gençleri dağa çıkarmaya devam etmesi nedeniyle bizim için artık gri alan olarak çatışmasızlık olamaz. Tüm silahlar bırakılacak ve beyaz alana geçilecek. Operasyonlar ancak öyle biter.

7 Haziran’ın parametresi: HDP’nin baraj meselesiydi. Daha doğrusu 4. bir partinin barajı aşmasıydı. Paralelin gücü olsa bu başka bir parti de olabilirdi. HDP’nin barajı geçmesi için de çözüm sürecinin durması ve Ak Parti karşıtı olması gerekiyordu. Siyasi mühendislik işte budur. Türk solu da buraya eklemlendi. Aynı günlerde DHKP-C ve PKK arasında bağ kuruldu. Tüm bunların yardımıyla HDP barajı geçti. Diyarbakır saldırısı da katkı sağladı. Ak Parti’nin Kürt oyları da etnik dayanışma için oraya kaydı. Bir de ‘Biz seçilmezsek çözüm süreci bitecek’ tehdidi vardı.

HDP’li bakanlar: Bizim için Alevi-Sünni ayrımı yok, bu kartı boşuna oynamayın demek istedik bu isimleri seçerken. Devlet tecrübesi olan ve Alevi derneklerinde görev almış isimleri seçtik. O arkadaşlar üzgün ayrıldılar, Kandil baskısı olmasa ayrılmayacaklardı.

5.parti MHP’den çıkar
Bahçeli’nin hesabı: ªehit cenazeleri ve Ak Parti’yi aynı hükümette olup birlikte fotoğraf vermeye zorlayarak popülarite kazanacağını düşündü ama yanıldı.
Suyu bulandırmak: 5. parti çıksa çıksa MHP’nin içinden çıkar belki. Kendi partisinin zaaflarını örtmek, suyu bulandırmak için Sayın Bahçeli’nin yaptığı bir çıkış.