Yazarlar NATO'da özür, dergide tepki

NATO'da özür, dergide tepki

25.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

NATO'da özür, dergide tepki

NATOda özür, dergide tepki

Yalçın DOĞAN

GEÇEN hafta... Brüksel'de NATO zirvesi... Avrupa Birliği'nin (AB) Lüksemburg'da Türkiye'yi dışlamasından üç gün sonra...
NATO ülkelerinin Dışişleri Bakanları zirveye hayli "kaygılı" geliyor. Hepsi Türkiye'nin bu "ilk uluslararası toplantıda", Lüksemburg'un hemen ertesinde, nasıl bir tavır alacağını merakla bekliyor.
Toplantıda Türkiye'yi Dışişleri Bakanı İsmail Cem temsil ediyor. Görüşmelere geçilmeden önce, diğer Dışişleri bakanları tek tek İsmail Cem'e gelerek "AB zirvesindeki karardan üzüntülerini" iletiyor. Kim inanır?.. "Timsah gözyaşları" bunlar, yani yalan!.. Madem üzülüyorsun, o zaman Türkiye'yi neden AB dışında bıraktın?..
İsmail Cem de bu sözlere zaten aldırmıyor. Ancak, bir şeyin bilincinde. NATO'da Dışişleri bakanları düzeyinde bir karar alınacaksa, bu "oy birliği" ile alınıyor. Herhangi bir kararda "acaba Türkiye veto hakkını kullanır ve NATO'da bir tıkanma yaşanır mı" kaygısı hepsinin yüzünden okunuyor. Onların "biz yanlış yaptık sahteciliğinin" altında yatan kaygı bu.
Derken toplantıya geçiliyor. Her konuda, gözler İsmail Cem'de!.. Oysa, Cem konuları kendi kuralları içinde tartışıyor. "Ne bir tavizde bulunuyor, ne imada." Çünkü, AB ve NATO farklı kurumlar. Birindeki olumsuzluğu diğerine taşımak. "bize yakışmaz" diyor İsmail Cem. Her şey kendi kuralı çerçevesinde işliyor.
Toplantı sonrasında, baştan beri tedirgin olan NATO Genel Sekreteri Solana, gösterdiği nezaket ve kurallara uygun davranışı nedeniyle Cem'i kutluyor. AB nedeniyle üzüntülerini eklemeyi unutmadan...

Aradan geçen bir hafta içinde Avrupa'da yavaş yavaş, yukardaki örneğin tersine bir kıpırdama başlıyor. "Türkiye'nin AB kararı tepkisine, tepki" biçiminde bir kıpırdama...
Almanya'nın en etkin yayın organlarından "Der Spiegel" dergisindeki başmakale böyle bir tepkinin ilk sinyali. Makalede önce Kohl, Kinkel ve Blair eleştiriliyor. Kohl "AB'ye en çok para veren ülke Almanya" olduğu için eleştiriliyor.
İngiliz Başbakanı Blair ile Alman Dışişleri Bakanı Kinkel'e yönelik eleştiri aynı nedene bağlı. Her ikisi de "Türkiye Avrupalıdır, günün birinde Avrupa'da yer alacaktır" sözlerinden dolayı yerle bir ediliyor ve sonra aynen:
"Hayır, biz Türkiye'yi Avrupa'da istemiyoruz. Hangi ülke 20 - 30 yıl gibi bir sürede dış baskılar altında değişebilir ki, Türkiye değişsin?.. Bizim tutumumuz, Türkiye'deki iç savaşı otomatik olarak Almanya'ya taşımaktadır. Bu savaş nedeniyle, her Alman hükümet, Amerika'nın Türkiye lehindeki baskısına karşı çıkmalıdır. Amerika, Türkiye'deki askeri üsleri nedeniyle bizi sıkıştırıyorsa, bundan bize ne?.."
Yazıya göre, Türkiye'nin AB dışında kalmasının temel nedeni Kürt sorunu. Bunun ötesinde de Türkiye istenmiyor. Bu gerçekleri bilerek, kendi tepkimizde ölçüyü iyi ayarlamak gerek.

Yazara Email Y.Dogan@milliyet.com.tr