Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bayramım bol kahkaha, eğlence ve neşe içinde geçti, umarım sizinki de öyle geçmiştir. Bayram boyunca bizde kalan aile dostlarımızla her gün ayrı bir macera ve komedi yaşadık. Zaten bizim ailenin olduğu yerde bu saydıklarımın ikisi de eksik olmaz!

Bizimkiler kendilerini dövdürdü!
Efendim cumartesi günü kahvaltı masasında muhabbet ederken konu döndü dolaştı dövme yaptırmaya geldi. Beşinci dövmesini geçenlerde yaptırmış bir dövme aşığı olarak bizimkilere gazı bir verdim ki yaklaşık bir saat sonra maaile şaheser dövmelerin mimarı Sonat Gökdel‘in stüdyosu ‘Diagon Tattoo’daydık!
Annem, çocukluk arkadaşı çılgın Akil ve kızı Birce dövme yaptırmak üzere sıraya girdiler. Birce’ye lafım yok ama annemle Akil Abi’nin Sonat’ı epey yoracağını biliyordum! Birkaç saat sonra stüdyodan ayrılırken o dünya karizmatiği ve cool’u Sonat’ın omuzları öne düşmüş, beti benzi atmıştı! Emekliye ayrılsa yeriydi öyle söyleyeyim!

‘Uskumru’ ve ‘Lacivert’
Cumartesi akşamı balık yediğimiz Kanlıca’daki Uskumru Balık Restoranı’nı ve ertesi sabah pazar kahvaltısına gittiğimiz Uskumru’nun yan komşusu Lacivert’i henüz gitmeyen herkese tavsiye ediyorum. Denizin adeta içinde oturarak, muhteşem Boğaz manzarasına karşı yenilen yemeğin keyfi gibisi yok.

Beynini patlattığım balonlar!
Kahvaltı sonrası Rumeli Hisarı’na geçip yürüyüş yaparken denizin içine dizdiği bir sıra balona tüfekle atış yaptıran adamı görünce ekip halinde başına üşüştük takdir edersiniz ki! Ben 3-4 şarjör boşalttım, atışlarımın çoğu da isabetliydi, vurmayı hedeflediğiniz balonu ‘canınızı feci şekilde sıkan beş para etmezlerin’ beyni olarak düşününce harika stres atıyorsunuz valla!
Bu arada deniz kenarındaki banklara oturup çekirdek çıtlatan ve kabuklarını yerlere püskürterek etrafı çöplüğe çeviren saygısızlara seslenmek istiyorum! Burası babanızın tarlası değil! O çekirdek kabuklarını bir bir yutturasım geliyor bu tiplere!

Hisar’daki ‘Günaydın’
Rumeli Hisarı’nın ilerisindeki Günaydın Restoran’a da uğramadan geçmedik. Bayram süresince yedik içtik zaten, programlarımız hep bir yerlere gidip bir şeyler yemek üzerine kuruluydu! Günaydın’ı yıllardır A’dan Z’ye tüm mönüsüyle ve etlerinin lezzetiyle çok severim, deniz kıyısında ayrı bir keyifli olmuş..

Vapuruma dokunma!
Boğaz’ın güzelliğine güzellik katan eski vapurların değiştirileceği söyleniyor ya zaman zaman, herhalde yapılabilecek en büyük hatalardan biri olur. İstanbul’un ‘en bakmalara doyulmaz’ özelliklerinden biri de bu vapurlar.. İngiltere’nin simgesi olan o eski telefon kulübelerini asla kaldırmıyorlar mesela, eskisi gibi kullanılmadığı halde hem de.. Bizde de bu eski vapurların içi yenilenebilir ama dış görünümü kesinlikle aynı kalmalı..

Nerede eski bayramlaşmalar?!
Akil Abi eskiden bayramların ne büyük heyecanla geçirildiğini, bayramlaşmanın ne kadar önemsendiğini anlatırken şimdiki bayramları düşündüm. Bayram artık tatil olarak algılanıyor zaten, başka bir önemi kalmadı kimse için. Bayramlaşmak dersen, bayramını kutladığın kişiden karşılık alamadığın bile oluyor! “İyi Bayramlar” dediğinde “Sana da” demeye bile tenezzül etmeyen nezaketsizlerle dolu etraf! Değerlerimizi giderek yitirmemiz ne üzücü...