SAN MARINO SERHAT’IN PEŞİNİ TABİİ BIRAKMAZ!

Uluslararası arenadaki başarısıyla fark yaratan Serhat, 2016’da Eurovision’da San Marino’yu temsil ettiğinde ülkeye tarihinin en yüksek puanını kazandırmış, yarışmada seslendirdiği ‘I Didn’t Know şarkısıyla Amerikan resmi Billboard dans listelerinde 25 numaraya yükselmişti. Ben de San Marino’nun yerinde olsam; etkileyici ses renginden şarkılarına, stilinden sahne duruşuna ve görsel şölen yaşatan şovlarına kadar hayran bırakan sanatçıdan vazgeçemeyip yine teklif götürürdüm! Serhat’ı ne zaman izlesem kardeşim Kuki’nin, onun sahne performansını ilk gördüğündeki; “Eh yabancı sanatçıların her şeyi bir başka oluyor, keşke bizden de böyle birileri çıksa!” diye iç çekişini hatırlarım! Türk olduğunu öğrendiğinde çok gururlanmıştı kardeşim…

Serhat: “Ay yıldızımızla
Eurovision’da olacağım”
Gönül isterdi ki; Eurovision’a biz katılalım ve Serhat kendi memleketi adına yarışsın ama şans ikinci kez San Marino’dan yana oldu. Bu konuyu kendisine de sordum; “Kazanmak ya da kaybetmek gibi duygularla kendimizi yıpratmak yerine Eurovision’u olimpiyatlar gibi görüp orada var olmanın, bayrağımızı göstermenin çok değerli olduğunu düşünüyorum, umarım yakın zamanda yerimizi alırız” dedi. 2019 Eurovision’unda söyleyeceği şarkının hazır olduğunu, klip çekildikten sonra en geç Mart başında açıklanacağını ve “çok büyük bir sürpriz olacağını” anlattı. “İki ülkenin birden sorumluluğunu alarak ikinci kez bu gururu yaşayacağım, resmi olarak San Marino’yu temsil ediyorum ama tabii ki Türk bayrağıyla, ay yıldızımızla beraber Tel Aviv’de olacağım” sözleriyle ve yurt dışında gördüğü büyük ilgiyle göğsümüzü kabartan sanatçımızla Eurovision’da bu yıl biz de varız!

AYŞEN GRUDA…
Türkiye’deki milyonlarca aileden her birinin ferdi o… Hayatlarımızda, anılarımızda, güzel anlarımızda imzası olan gerçek efsanelerimizden… Dik duruşunu ve cesaretini hep korumuş örnek Türk kadınlarından... Ayşen Gruda ve onun gibi anlamı sonsuz olan değerlerimiz tek tek giderken; sanki başka bir dünyada tekrar buluşuyorlar gibi hissediyorum. Ya da böyle hissetmeyi denemek biraz olsun üzüntümü hafifletiyor. “Öldü, vefat etti” gibi sözleri yakıştıramıyorum onlara ve asla kullanmıyorum. Onlar sanatlarıyla sonsuza kadar yaşamaya ve hayatlarımıza güzellik katmaya devam edecekler.
Çocukluğumdan bugüne Ayşen Gruda hep vardı, bundan sonra da olacak. İyi ki gençliğinde çok istediği avukatlık yerine oyunculuğa yöneltmiş onu hayat, Türk tiyatrosu ve sineması onsuz nasıl eksik olurdu düşünsenize… Kendi adıma; o tadından yenmez ve bir benzeri daha gelmez eski Türk filmlerini izleyerek, gülümseyerek yolcu edeceğim onu… Seni hep seveceğiz Ayşen Gruda...