Neslihan Özyükseler Tanış

Neslihan Özyükseler Tanış

ozyukselerneslihan@gmail.com

Tüm Yazıları

Arkadaşlarımın çoğuyla az çok benzer yaşamlarımız var. Doğal gelişim, insanı kendisi gibi olanlarla aynı çerçeveye mi sokuyor; yoksa benzer yaşamsal alandaki insanlar birbirlerine mi benziyor bilmiyorum…

Ama bakıyorum yakınımdakilere, yiyip içtiklerimiz, ailelerimizle ilişkilerimiz, davranışlarımız ucundan da olsa örtüşüyor. Öte yandan birbirimizin yaşamına dokunduğumuz ama yollarımızın pek kesişmediği arkadaşlarımız, tanıdıklarımız var ya… İşte onların yaşamları bende merak uyandırıyor!

“Neyi merak ediyorsun?” derseniz, ‘abuk sabuk’ denilebilecek, öğrenmemin bana hiçbir katkı sağlamayacağı şeyleri. Ne bileyim ‘Evinde vileda var mı? Varsa nerede duruyor?’ diye saçma bir şey aklımı kurcalayabiliyor mesela…

Haberin Devamı

En yakın arkadaşımın kuzeni Boğaziçi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu; 15 yıldır Dışişleri’nde çalışan bir diplomat… Yıllardır Şeyda’dan “Selen, Delhi’ye üçüncü katip oldu, yanına gidiyorum. Brüksel’e ikinci katip oldu hafta sonu Brüksel’deyim. Bayramda Kahire’deyim. Yılbaşında Paris’e gideceğim, Selen oraya müsteşar oldu” diye duyar dururdum…

Geçen yaz yemekte bir araya geldik Selen Evcit’le. Zeki, doğal, komik, konuşkan ve espritüel… Şu anda 36 yaşında Türkiye’nin Kosova’daki Başkonsolosu. Dışişleri’ndeki en genç başkonsoloslardan biri… O yemekte “Vileda var mı evinde?” diye soramadım.

Geçen gün Türkiye’ye geldiğinde kahve molası verdik. “Niye reklamcı, doktor, mühendis değil de diplomat oldun?” dedim… “Liseden beri bu mesleği kafama koymuştum. Dünyayı bir turist gibi değil, profesyonel olarak gezmek istedim” dedi.

“Peki ya olamasaydın. B planın var mıydı?” dediğimdeyse “Dilbilimci olurdum” demez mi...

Anladım ki, Selen evcilik oynarken bile manken olmayı hayal etmemiş!

İngilizce, Fransızca ve İspanyolca biliyor. Temel düzeyde Arapça’sı var ve Hint diline de aşina… Kız zeki!

Bu diller daha çoğalır, konuyu kapatmakta fayda var!

“Peki sen evlenmeyecek misin?” diye sordum, “Bizim meslekte 7 / 24 çalışmayı göze alman gerekir. Bütün hayatını mesleğin belirler. Bu demek değil ki evlenemezsin. Ama eşinin anlayışlı ve özverili olması gerekir” diye cevap verdi.

Haberin Devamı

İş dışında düzenli spor ve yoga yapıyormuş. Ayrıca edebiyata meraklıymış. Yazdığı şiirlerden bazıları Kosova’da Türkçe yayınlanan edebiyat dergilerinde yer almış.

“Peki yemek, temizlik gibi işlerle uğraşıyor musun? Mesela evinde vileda var mı?” diye en can alıcı noktaya geldik. Güldü doğal olarak…

“Var tabii ama ben kullanmıyorum. Resmi konutumuzda ev işlerine yardım eden bir hanım var. Aynı zamanda harika yöresel yemekler yapıyor” dedi.

Vileda kısmını öğrendim ya rahatladım, muhabbet kaldığı yerden devam etti...

METRODAKİ YABANCI

Kitap seçerken ilk tercihim polisiye roman olmaz ama okumaya başlamışsam, dil akıcıysa, hikaye iyiyse elimden bırakmam. Ali Parlar’ın ‘Metrodaki Yabancı’ adlı kitabı gündemi iyi yakalamış. Hızlı ve sürükleyici.

80 darbesi zamanında yargılanmış Selçuk Pekmezci’nin bindiği metrodaki çantaların karışmasıyla başlıyor olay… Konu sadece cinayetin çözümlenmesi değil!
İnsanın yaşadığı sorunların sebebi, çocukluğunda aranıyor mesela. Psikoloji de sıkıştırılmış araya, belki de o yüzden çok sevdim. Bir de kahramanımız aşırı şanslı, aynı sit-com tadında! Onu da sevdim çünkü şu aralar şansa hepimizin çok ihtiyacı var…
Tavsiye ederim!