Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Binali Yıldırım, ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den çekileceklerini belirtmesi ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un YPG’ye destek açıklamaları konusunda “Vardiya değişimi yapıyorlar; kış vardiyasından yaz vardiyasına geçiş” dedi.

Vardiya değişimi yapıyorlar

Başbakan Binali Yıldırım, Bosna Hersek ziyaretinin ardından Ankara’ya dönüş yolunda, beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım, sorularımıza şu yanıtları verdi:

- VARDİYA DEĞİŞİMİ YAPIYORLAR: (Trump’ın Suriye’den çekileceğiz ve Macron’un YPG’ye destek açıklamaları konusunda) Vardiya değişimi yapıyorlar; kış vardiyasından yaz vardiyasına geçiş.

Haberin Devamı

- TRUMP’I TEBRİK EDİYORUZ: (Sürpriz mi oldu?) Trump, Sayın Başkan sürprizi çok sever. Ama arkasından da Dışişleri, “bizim haberimiz yok” diye bir açıklama yaptı. Yani her zaman olduğu gibi orada kafalar karışık. Bizi bağlayan ABD Başkanının söylediğidir, diğerleri teferruata girer. Dolayısıyla Trump’ı bu cesur kararından dolayı Türkiye olarak tebrik ediyoruz. Doğru bir karar vermiştir, çünkü terör örgütleriyle mücadele ciddi bir meseledir, başka terör örgütleriyle bu mücadele sürdürülebilir değildir. Zaten bu geçici bir işbirliğiydi. Açıklamasında da Başkan, DEAŞ’la ilgili mücadele hemen hemen bitti, bizim de böyle bir birlikteliğe artık ihtiyacımız kalmadı mealinde açıklaması var. Takip edeceğiz gelişmeleri, şu anda söyleyeceğimiz budur.

- FRANSA’NIN TUTUMU AĞIR TAHRİK: Fransa Başkanı Macron’un yaptığı asla kabul edilebilir bir şey değil. İki sefer üst üste çam devirdi. Bir tanesi, önce Afrin işgal edildi dedi; birinci yanlış buydu. Daha onun üzerinden zaman geçmeden SDG heyetini, yani PKK terör örgütünün elebaşlarını Elize Sarayında kabul etti. NATO müttefiki olan Fransa’nın bu tutumu ağır bir tahriktir. Dolayısıyla kabul etmemiz söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız bu konuda bir telefon görüşmesinde zaten açık açık bu konudaki rahatsızlığımızı, memnuniyetsizliğimizi kendisine ifade etti. Bizim açımızdan hangi ülke terör örgütüyle iş tutarsa tutsun sonuç değişmez. Ülkemizin sınır güvenliği için, milletimizin can ve mal emniyeti için gereken tedbirleri hiç tereddüt göstermeden alırız. Bu konuda bizimle müşterek çalışanlara her zaman kapımız açık. Ama işbirliği yapmıyorlar diye bekleyecek halimiz de yok.

Haberin Devamı

- BELİRLİ BİR VARLIKLARI VAR: (Fransa’nın asker göndereceğinizi düşünüyor musunuz?) Bilemem, orada da bu açıklamalar birkaç sefer yapıldı, düzeltildi, öyle dedik böyle demedik falan mealinden gelişmeler de oldu. O bakımdan olayları teyit etmeden, zaten orada belirli bir varlıkları var Fırat’ın doğusunda Ayn el Arab bölgesinde Fransızların bir varlığı var, koalisyon güçleri çerçevesinde.

- AMACIMIZ TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK: (ABD ile Fransa anlaştı mı?) Şu aşamada onu söylememiz söz konusu değil. Genellikle Avrupa’daki müttefiklerimiz Suriye işinde biraz arka planda, gölgede kaldıklarını düşünüyorlar, ön plana çıkmanın gayreti içerisindeler. Çıkmalarında bir mahsur yok, yeter ki doğru karar versinler, doğru ortaklar bulsunlar. Bizim de amacımız, Suriye’de sorunları kalıcı halde çözüme ulaştırmak, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayacak, eline silah almamış, terör gruplarını işin içine dahil etmeyen ve Suriye’nin bütün paydaşlarını çözüm sürecine dahil etmek. Bunun için Suriye’de Rusya, İran, Türkiye olarak Astana sürecini sürdürüyor, bu konudaki çalışmalar bir yandan devam ediyor. Bir yandan bunu Birleşmiş Milletler Cenevre Sürecine taşımak için girişimler var.

Haberin Devamı

- NOSTALJİK FAALİYETLERE KATILMA LÜKSÜMÜZ YOK: (Rusya, ABD ve Avrupa arasındaki casus krizini nasıl görüyorsunuz?) Bu gelişme esasen uzun zamandan beri Avrupa’yla, Amerika’yla Rusya arasında mevcut olan gerginliğin bir sonucudur. Yani sadece bu olayı tek başına değerlendirmemek gerekir. Rusya’nın Kırım’a müdahalesinden bu tarafa, Avrupa ülkeleri, daha sonra Amerika’nın işte seçimler vesaire bunlara müdahale konularıyla beraber bir gerginlik var. Bu gerginliğin bu olayla biraz daha görünür hale gelmesidir. Türkiye’nin politikası çok açık ve seçik. Türkiye bölgede çok çetin bir mücadele veriyor. Bölge ülkeleriyle bu mücadelede yakın işbirliği içerisinde. Dolayısıyla bizim nostaljik faaliyetlere katılma lüksümüz yok. Zehirlemeyi kimin yaptığı daha net değil, peşin hükümlü olamayız. Tabii ki insan hayatına kastetmek doğru bir şey değil. Araştırması devam ediyor, şüpheler var vesaire. Ama prensip olarak bir insanın hayatına son vermek, zehirlemek doğru bir yaklaşım değil.

‘Şu an Afrin ile meşgulüz’

- TAKİBİNİ BİRLİKTE YAPACAĞIZ: (Bosna’nın FETÖ mensuplarını teslimi konusunda engel var mı?) Bunlarla ilgili sorun olduğunu Bosna’da yöneticiler biliyorlar ve yakın takip ediyorlar. Bundan sonra takibini birlikte yapacağız, özellikle parasal kaynakları takibi konusunda daha titiz davranacaklarını ifade ettiler.

- PATLAYICILAR TEMİZLENİYOR: (Suriye Tel Rifat’ta son durum nedir?) Arkadaşlar, şu anda Afrin bölgesiyle daha çok meşgul oluyoruz, oradaki patlayıcı düzenlikleri etkisiz hale getiriyoruz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemlerle patlayıcı sağa-sola yerleştirmişler ki bu harekâttan sonra burada bizim kayıplarımız olsun diye. Titizlikle yapıyorlar ama maalesef zaman zaman da üzücü hadiseler oluyor.

- DOĞRU BULMUYORUZ: (Rusya’nın Kırım’a girmesine işgal diyor muyuz?) Rusya’nın Kırım’a müdahalesini biz doğru bulmuyoruz.

‘FETÖ’ye kucak açıyorlar’

- MEŞRU HAKKIMIZ: (FETÖ mensuplarının yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinin ardından Kosova’da yaşanan tartışma bir krize dönüşebilir mi?) Biz ülkemiz aleyhinde faaliyet gösteren, ülkemizde darbe girişiminde bulunan, hala da ülkemize zarar vermeye çalışan terör örgütlerine yönelik her türlü faaliyeti yapmamız meşru bir hakkımızdır. Bu faaliyetler çeşitli şekillerde olabilir, yani diplomatik yollarla olabilir, siyaset yoluyla olabilir ve istihbarat servisleri vasıtasıyla da olabilir. Bu sadece Türkiye’ye mahsus bir şey değil, her ülkede bu tip olaylar zaman zaman olur.

- DOSTLUĞA SIĞMAZ: (Yunanistan ve Almanya’daki FETÖ’cüler konusunda..) Evet, bazı ülkeler tabii FETÖ’cülere adeta kucaklarını açıyorlar. Bu da tabii dostluğa sığmaz. Bizim dost bildiğimiz, müttefik bildiğimiz, çok büyük ilişkilerimiz olan ülkeler, Almanya, Yunanistan vesaire diğer bazı Avrupa ülkelerinde FETÖ mensupları, PKK örgütünün kolları olsun çok rahat hareket ediyorlar. Rahatsızlığımızı her fırsatta paylaşıyoruz. Bunlarla ilgili her türlü faaliyeti yapma hakkımız her zaman mahfuz.

‘Sincar’da iş bitti diyemeyiz’

- DAHA FAZLA ÇALIŞMALIYIZ: (Irak’ın Sincar’da PKK’ya yönelik faaliyeti tatmin edici mi?) Irak Merkezi Hükümeti bu konuda duyarlı hareket ediyor, onu söyleyebilirim. Ben Başbakan İbadi’yle de görüştüm, bana bütün detayları anlattı. Ancak henüz iş bitti diyemeyiz, daha fazla çalışmak gerekiyor. Tabi bizim birinci tercihimiz, bunu Irak Merkezi Hükümetinin yapması, olmadı birlikte yapmamız ama bu da mümkün olmazsa Suriye’de nasıl yaptıksak, Irak’ın kuzeyinde, Gare’de, Metina’da, Kandil’de, Avaşin, Basyan’da yaptığımız teröristlere yönelik faaliyetleri burada da yapabilecek imkânımız var. Biz teröre karşı mücadelemize herhangi bir zaafa uğratmadan devam ederiz.

- İRAN’IN SERZENİŞİ SÖZ KONUSU DEĞİL: (İran’ın Sincar’a yönelik operasyonu önleme girişimi var mı?) İran’ın bugüne kadar bu konuda bize alenen bir serzenişi söz konusu değil. Niye böyle bir şey yapsın? Terör örgütü İran, Irak, Suriye ve bizim için de tehdit. Böyle bir tutum içerisinde olması doğru bir davranış biçimi olmaz. (PKK’nın geri çekilmesi var mı?) Kısmen olduğunu biliyoruz, ama tam durum tespiti şu anda yapılıyor.

‘EKONOMİK TABLO GÜZEL’

- DÜNYADA BÖYLE BÜYÜME VAR MI? (Dövizdeki hareketlilik ve büyüme oranları) Türkiye’deki ekonomik tablo gayet güzel. Dünyanın neresinde yüzde 7.4 büyüme var? Bizim 2003’ten beri yıl ortalaması 7.4, olan var mı? Yok. 2011 yılından bu yana en yüksek büyüme oranımız. Demek ki bu kadar gürültü, patırtı oluyor, bir de bakıyorsun dünyada G-20 ülkelerini de geride bırakan bir büyüme var. Moral bozmaya hacet var mı arkadaşlar? Yani vatandaşın kafasını karıştırmayalım.

- DALGALANMANIN SEBEBİ BELLİ, BÜYÜME DEVAM EDECEK: Türkiye’de serbest ekonomi var, döviz de, faiz de dalgalanmaya tabi, bunun sebepleri de belli. Gelişmiş ülkelerde, Amerika başta olmak üzere muazzam bir korumacılık eğilimi var. Amerika tuttu demir-çelik ürünlerine ek vergi getirdi, durmadan faizi artırıyor dışarıdaki kaynakları yurt içine çekmek için. Bunlar tabi ki kurla ilgili, faizle ilgili olumsuz etkiler. Bu değişimlerin etkisi sınırlı ve geçicidir, bunu herkesin bilmesi lazım. Asıl olan büyümedir, Türkiye büyümeyi 2018’de de sürdürülebilir şekilde devam ettirecektir, 2019’da, 2020’de de devam edecek. Sınır ne? En az orta vadeli plan, 5,5 ve tercihen yüzde 6 civarında bir büyümeyi Türkiye başarabilecek güce sahiptir, ekonomisi, altyapısı, imkânları buna müsaittir. 2018 ekonomi eylem planını da yakında kamuoyuyla paylaşacağız.

- İHRACATA BAĞLI BÜYÜME: Yani özellikle 2017 büyümesi, 2018 büyümesi özel sektör ağırlıklı oluyor. Zaten Türkiye’de özel sektör yatırımları kamunun neredeyse 8 katı. Dolayısıyla bundan sonra da büyüme ihracata bağlı olacak, imalata bağlı olacak ve özel sektöre vereceğimiz destekler, orta ve yüksek teknolojiye sahip stratejik yatırımlara vereceğimiz destekler büyümenin lokomotifi olacak.

- İKİNCİ REFORM PAKETİ: İkinci bir reform paketi de yakında gelecek. Türkiye ekonomisi, en zor şartlarda bile ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Ne zaman gösterdi? 15 Temmuz alçak darbe girişiminden sonra bir çeyrek küçüldük, ondan sonra toparladık, yılı 3.2’yle kapattık, 2017’de hızlı kararlar aldık ve rekora imza attık. 2018 sürdürülebilir, dengeli büyüme, enflasyonla mücadele, faizlerin makul seviyelere gelmesi şeklinde özetlenebilir. Millet yatırım yapmaya devam etsin. Durmak yok, yatırıma devam, üretime devam, istihdama devam. Türkiye’yi büyütmeye, refahı attırmaya devam.