Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeşim Sezgin’in yönettiği, Turgut Özakman’ın kitabına dayanan film Çanakkale Savaşı’nı bilindik kahramanlık hikayeleri aracılığıyla işliyor

Bir kahramanlık destanı olarak Çanakkale...

Çanakkale Savaşı, ticari sinemanın bu sezonda en sık karşımıza çıkaracağı konu... Sinan Çetin’in gişede hüsrana uğrayan “Çanakkale Çocukları”nın ardından şimdi de Turgut Özakman’ın kendi kitabından senaryolaştırdığı “Çanakkale 1915” ile bir kez daha Çanakkale Savaşı’na odaklanıyoruz.
Balkan Savaşı ve göçü ile başlayan film kısa sürede Çanakkale’de yaşanan savaşa geçiyor. İngiliz donanmasını durdurmak için atılan topun mermisini sırtında taşıyan askerden, köyüne dönmeyi hayal eden erlere, Mustafa Kemal’in askeri başarılarından, Arıburnu’ndaki kanlı savaşa, askerlere yardım etmek için hemşire olmak isteyen kadınlardan, oğluna ördüğü çorapları cepheye yollayan anneye, film Çanakkale ile ilgili anlatılan pek çok öyküyü birbiri ardına izleyicinin karşısına çıkarıyor.

En çok müziğe güvenilmiş
Kahramanlık söyleminin öne çıktığı filmde, savaşın getirdiği acıların ve yapılan fedakarlıkların izleyiciye bir his olarak geçtiğini söylemek zor. Sinemasal bir bütünlük olmadan birbiri ardına sıralanan sahnelerde duyguları harekete geçirmek için en çok müziğe güvenilmiş gibi gözüküyor. “Çanakkale 1915” bol karakterli ama bunların hiçbirine odaklanmayan yapısı, sahneler arasında bir bağlantı kurulmaması, dengesiz kurgusuyla sinemasal anlatım veya bir savaş filmi olarak başarılı olmaktan çok uzak...

Haberin Devamı

“Çanakkale 1915”
Yön.: Yeşim Sezgin
Oyn.: Şevket Çoruh (Bigalı Mehmet Çavuş), Barış Çakmak (Binbaşı Ali), Serkan Ercan (Hilmi Şanlıtop), Rıza Akın (Esat Paşa), Emre Özcan (Asteğmen Muharrem), İlker Kızmaz (Mustafa Kemal Paşa) Sen.: Turgut Özakman
Gör.: Aras Demiray, Muharrem Dokur Müz.: Can Atilla

“Mutlu Et Beni”

‘Histerik’ romantik komedi

Tanya Wexler’ın imzasını taşıyan İngiliz romantik komedisi “Mutlu Et Beni / Hysteria”, Victoria döneminde geçiyor ve histeri tedavisi gören hastalarla çalışan genç bir doktorun vibratörü keşfetmesine uzanan bir hikayeyi konu alıyor. Başrollerinde Felicity Jones, Maggie Gyllenhaal, Rupert Everett ve Hugh Dancy’i izlediğimiz filmde, kadınların cinselliklerinin bastırılması, Gyllenhaal’ın karakteri Charlotte aracılığıyla ise kadın hakları mücadelesine de yer veriyor. Ancak filmin bu mevzulardan komedi üretmedeki çabası, doktor ve Charlotte arasındaki romantik komedi bölümleriyle uyumlu değil. Filmin ünlü İngiliz mizahına değil de Amerikan esprilerine ağırlık verdiğini de belirtelim.

Haberin Devamı

“Paranormal Activity 4”

Dördüncü kez ‘paranormal’

Düşük bütçeli, geniş izleyici kitleli seri “Paranormal Activity”nin dördüncü filmi “Paranormal Activity 4”de ikinci filmdeki olayların devamını takip ediyoruz. Katie ve bebeği Robbie, yeni bir kasabaya taşınır. Onların komşusu olan Alice ve annesinin başına tuhaf olaylar gelmeye başlar.
Serinin üçüncü filmini yöneten Henry Joost ve Ariel Schulman’ın imzasını taşıyan, başrollerini Katie Featherston, Kathryn Newton ve Matt Shively’in paylaştığı film, yurtdışında olumlu eleştiriler almadı.

Haberin Devamı

“ParaNorman”

Ölülerle konuşan çocuk

Animasyonun devleri arasında bulunmayan Laika “Coraline”nin ardından ikinci animasyonları “ParaNorman” ile izleyicilerin karşısına çıkıyor.
Bir kasabada ‘amigo lideri’ ablası ve ebeveynleriyle yaşayan küçük Norman’ın dışlanmasına neden olan bir özelliği vardır: “Altıncı His / Sixth Sense”in Cole Sear’ı gibi ölüleri görüp onlarla konuşabilmektedir. Norman, ölüleri görme meselesiyle barışık, yalnız bir çocuk olarak hayatını sürdürür. Ta ki 300 yıl önce yargılanıp öldürülen cadının lanetiyle uyanan zombileri durdurabilecek ve bu lanete son verecek tek kişi olduğu ortaya çıkana kadar...
“ParaNorman”, B tipi sinemanın klişelerini, dışlanmış çocukları konu alan filmleri, Amerikan lise filmlerini, zombi alt türünü hatta Arthur Miller’ın “The Crucible”ını akla getiren bir hikayeye sahip. Filmdeki hayaletler, zombiler ve cadılara yaklaşımı ise Tim Burton’ın ‘ucubeleri sevelim, anlayalım’ mesajını paylaşıyor. Bütün bunlar ortaya yetişkinlere çocuklardan daha fazla hitap eden başarılı bir korku-komedi animasyonu çıkarıyor.

“Oğlum Bak Git”

Videodan sinema filmine

İnternet fenomenine dönüşen “Oğlum Bak Git” videosundan yola çıkan filmin yönetmen koltuğunda Kamil Çetin, başrolünde ise Yavuz Seçkin var. Komedi türündeki film, şanssızlıklar yaşayan taksici Orhan’ın bir kişisel gelişim uzmanına başvurmasıyla yaşanan olayları konu alıyor.

“Meleklerin Payı”

Ken Loach’tan kara komedi

Sol sinemanın öncü yönetmenlerinden Ken Loach’un imzasını taşıyan, bu yılki Cannes’dan jüri özel ödülüyle dönen “Meleklerin Payı / The Angels’ Share”in ana karakteri Robbie hapse girmekten son anda kurtulur. Kız arkadaşı da hamiledir. Hayatını düzene sokmak isteyen Robbie iş bulamaz. Şeflerinin onları viski ile tanıştırması Robbie ve arkadaşlarına hayattan bekledikleri ikinci şansı doğurur. Robbie’nin geçim mücadelesi ve pahalı viski gibi bir zevkin hikayede bağlanmasındaki ironi, amatör oyuncuların gerçekçi performansları ve ‘kendini iyi hisset’ finaliyle “Meleklerin Payı”, Loach’un sol görüşünü kara komedi türüne taşıdığı başarılı bir film...