Tüm belli başlı kategoriler dahil olmak üzere 12 dalda Oscar adayı olan “Zoraki Kral”, Kral VI. George ile onun konuşma sorununu çözmeye çalışan konuşma terapistinin hikayesini anlatıyor
Zoraki Kral”, Oscar adayları açıklandığında 12 dalda aday olarak Akademi’den en çok adaylık alan film oldu. Akademi Ödülleri’nin dağıtılacağı 27 Şubat gecesi, ekibin değişik üyelerini, özellikle de Colin Firth’ü ellerinde Oscar heykelciğiyle göreceğimiz ise kesin gibi...
Akademi Ödülleri’nin adaylıklarında “The Social Network / Sosyal Ağ” ve “Başlangıç / The Inception” gibi iddialı filmleri geride bırakan “Zoraki Kral” düz ve klasik bir anlatıma sahip, karakterlerin aralarındaki ilişkiler üzerinden ilerleyen bir dram.
Kral V. George’un küçük oğlu Albert veya aile arasındaki adıyla Bertie, çocukluğundan beri kekeme. Babasının ölümünün ardından Albert’ın abisinin tahta çıkması bekleniyor. Ancak abisi boşanmış bir kadınla evlenmek için ısrar edince tahtı Albert’a bırakıyor.
Bu arada Albert (ki kral olduktan sonra VI. George adını almıştır) normal yöntemleri kullanmayan Lionel Logue adlı bir konuşma terapisti tarafından tedavi edilmeye başlıyor. Kral başta Logue’un konuşmasını düzeltmesi konusunda başarılı olacağına inanmıyor ancak zamanla ona açılmaya başlıyor. 2. Dünya Savaşı’nın arifesinde kralın halkı yüreklendiren bir konuşma yapması gerekiyor. Bu konuşma, iki adamın vereceği en büyük sınav haline geliyor.
Film bizden kraliyet ailesine karşı sempati duymamızı istiyor
“Zoraki Kral”, basitçe Albert ve Lionel arasındaki dostluğun öyküsü. Daha detaylı olarak söylersek, birlikte zorlukları yenme öyküsü. Yan karakterlerle güçlenen dramın en dikkat çekici yönü oyuncu performansları... Bu filmle ödüle ve övgüye boğulan Colin Firth’ün kekeme kral olarak performansı kesinlikle alkışı hak ediyor. Ama Firth kadar takdir görmese de Geoffrey Rush da çok dokunaklı bir performans sergiliyor. Filmin oyunculuk açısından en büyük sürprizi de, ucube rollerinde fazlaca zaman kaybeden Helena Bonham Carter’ın sonunda normal bir rolde eski güzel günlerini hatırlatması.
Film, karakterler üzerinden giden güçlü bir dram olsa da, sonuçta İngiliz kraliyet ailesinden karakterleri anlattığı ve insanlık tarihi için çok önemli bir dönemde geçtiği için bu konularda nerede durduğu önem taşıyor. Senaryoda, kralın babasına “Biz bir aile değil, bir şirketiz” demesi veya babasının “Artık kral olarak sadece poz vermek yetmiyor, aktör de olmak zorunda kaldık” diye oğlunu “rolüne hazırlaması” gibi repliklerle bir miktar kraliyet sorgulaması yapıyor. Ancak sonuçta film yine de kraliyet ailesine sempati duymamızı talep ediyor. Ayrıca II. Dünya Savaşı’nın arifesinde, milyonların öleceği bir savaştan önce geçmesine rağmen kralın konuşmasının akıcılığına takılması ve bunun absürtlüğünün altının çizilmemesi filmin zayıf karnı. Ama “Zoraki Kral”, bunlar göz ardı edilirse, güçlü performanslar barındıran, klasik anlatımla kolayca ilerleyen hoş bir dram.
Özay Şendir
İyi yurttaş yetiştirme mecburiyeti...
19 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Fidan’ın açıklamasındaki ayrıntı
19 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları
19 Nisan 2024
Zafer Şahin
İstiklal Marşı gündemde değilmiş!
19 Nisan 2024
Abdullah Karakuş
Olağan sorumlular olağan sorumsuzlar
19 Nisan 2024