Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Kuzgun” filminde parasız ve başarısız Edgar Allen Poe ile karşılaşıyoruz. Üstelik bir katilin onunla derdi var!

Kuzgun” Amerikalı ünlü yazar Edgar Allan Poe’yu kurgusal bir olay örgüsünün bir karakteri haline getiriyor. İlham bulmakta zorlanan, eskisi gibi iyi öyküler yazamayan ve meteliğe kurşun atan Poe, nüfuzlu bir adam olan Kaptan Hamilton’ın kızı Emily ile de evlenmeyi planlamaktadır. Derken, Poe’nun hikayelerindeki kurguları aynen uygulayan cinayetler başlar. Dedektif Fields, Poe’nun yardımını ister. Katilin Poe’yla kişisel bir derdi var gibi görünmektedir.

Senaryo pek parlak değil
“V for Vendetta”nın yönetmeni ve “Matrix” serisinin yönetmen asistanı James McTeigue teknik yönlerden kuvvetli bir isim. Ancak “Kuzgun”un pek de parlak olmayan senaryosunu ilgi çekici kılmayı başaramıyor. Benzer bir formülü takip eden Steven Soderbergh’in “Kafka”sı yazarı kurgusal, kendi eserlerindeki gibi bir atmosfere yerleştiriyor ve başarılı olabiliyordu. Ancak bu filmin aşk da olsun, heyecan da, kan da gibi her Hollywood gerekliliğini uygulama çabası filmi Poe’ya özel olmaktan çıkarıyor. John Cusack’ın Poe’yu canlandırırken, gözlerini açıp şaşkın şaşkın bakmaktan başka bir çaba gösterdiğini söylemek güç.

Haberin Devamı

“Kuzgun / The Raven”
Yön.: James McTeigue Oyn.: John Cusack (Edgar Allan Poe), Luke Evans (Dedektif Fields), Alice Eve (Emily Hamilton), Brendan Gleeson (Kaptan Hamilton)
Sen.: Ben Livingston, Hannah Shakespeare
Gör.: Danny Ruhlmann
Müz.: Lucas Vidal

“Kara Altın”

Petrol kavgası

Kara Altın / Black Gold”, Hans Ruesch’in 1957 tarihli romanı “South of the Heart”ın uyarlaması. 1920’li yılların başında geçen hikayede Nesib (Antonio Banderas) ve Amar (Mark Strong) adlarında iki Arap emiri petrol yüzünden karşı karşıya geliyor. Nesib ve Amar topraklarının aralarında bulunan bölgeyi tarafsız bölge ilan ederler. Anlaşmalarının bir şartı da Amar’ın küçük oğulları Saleeh ve Auda’yı yetiştirmesi
için Nesib’e vermesidir.
Aradan yıllar geçer ve Teksaslı petrolcüler tarafsız bölgede petrol yatakları bulurlar. Nesib bölgeden petrol çıkarılmasını kabul eder ve gelen gelirle fakir halkını refaha kavuşturmayı planlar. Maddi güce, modern dünyanın sunduğu imkanlara önem vermeyen
Amar ise petrol çıkarılmasına karşıdır. Auda’nın (Tahar Rahim) gerçek babası Amar ve manevi babası Nesib arasında bir seçim yapması gerekir.
Maddi ve manevi değerler, modern dünya ve gelenekler gibi çatışmalar üzerinden ilerleyen “Kara Altın”, Katar sermayesiyle ve aralarında Antonio Banderas, Mark Strong’un da olduğu önemli uluslararası isimlerle çekilmiş. Yönetmen ise “Ayı / L’ours”, “Seven Years in Tibet / Tibet’te Yedi Yıl” gibi filmlerde imzası bulunan Jean-Jacques Annaud.
Arapların çatışmalarını anlatmak için çekilen filmin Hollywood’u aratmayan Arap karakter klişelerine yer vermesini anlamak kolay değil. Oyuncuların tuhaf aksanlı bir İngilizceyle konuşması da seyri güçleştiriyor.
Senaryonun iki görüş arasında orta yol bulma çabası ise filmi güncel çatışmaların temellerine dair derin bir şey söylemekten uzaklaştırıyor. Oldukça yüksek
bir bütçeye sahip filmin sanat ve görüntü yönetiminin başarılı olduğunu belirtelim.

Haberin Devamı

“Aşkın Renkleri”

Haberin Devamı

Hem yazar hem yönetmen

Aşkın Renkleri / La Delicatesse”, Fransız yazar David Foenkinos’un aynı adlı çok satan kitabının uyarlaması. Üstelik uyarlamanın yönetmenliğini de bizzat David Foenkinos ile Stephane Foenkinos üstleniyorlar. Romantik filmin başrollerinde “Amelie” ile dünyaca üne kavuşan Audrey Tautou’nun yanı sıra François Damiens ve Bruno Todeschini var. Film, çok sevdiği eşini bir trafik kazasında kaybeden Nathalie’nin aşkı yeniden bulmasını konu alıyor.

“Pazarları Hiç Sevmem”

Kötü dönemde destek

Rezzan Tanyeli’nin ilk filmi “Pazarları Hiç Sevmem”in başrollerinde Melisa Sözen ve Edhem Dirvana bulunuyor. Umut Kurt, Ezgi Mola, Hasibe Eren ve Ayşen Gruda’nın da rol aldığı film, Deniz ve Oğuz adlı hayatlarında kötü bir dönem geçiren iki insanın yollarının kesişmesini ve birbirlerine
destek olmalarını konu alıyor.

“Kara Altın”

‘Kendini iyi hisset’ filmi

Aşık Shakespeare / Shakespeare In Love” filminin yönetmeni John Madden’ın imzasını taşıyan “Hayatımın Tatili / The Best Exotic Marigold Hotel” emeklilik dönemi gelmiş ve hepsi ayrı sorunlarla boğuşan altı karakteri Hindistan’da Marigold Oteli adında dökük bir otelde buluşturuyor. Marigold Oteli’ndeki tatillerinden başta hiç memnun olmayan karakterlerimiz, zamanla yeniden yaşama bağlanıyorlar.
Filmin aralarında Bill Nighy, Maggie Smith, Judi Dench ve Tom Wilkinson’ın da olduğu önemli İngiliz karakter oyuncularından da oluşan bir kadrosu var. “Hayatımın Tatili”, ileri yaşta insanlar arasında geçen bir ‘kendini iyi hisset filmi’.

“Dehşet Kapanı”

Ormanda dehşet hiç bitmez

Korku ve komediyi birleştiren “Dehşet Kapanı / The Cabin in the Woods” klasik bir korku filmi izleği takip ediliyor. Ormanda bir kulübeye gelen beş genç, bulundukları kulübenin hiç de sıradan olmadığını keşfediyorlar.
Filmin senaristi, öykü anlatım hakimiyetini yaratıcısı olduğu “Buffy the Vampire Slayer” dizisiyle kanıtlayan Joss Whedon. Yönetmen Drew Goddard da, “Buffy” ve “Angel” gibi Whedon dizilerinde yazar olarak çalışmış ve “Dehşet Kapanı” yönetmenliğini üstlendiği ilk filmi.
Kristen Connolly, Chris Hemsworth ve Anna Hutchison’ın rol aldığı film iyi eleştiriler aldı.

“Çifte Soygun”

İki grup soyguncu aynı bankada

Özellikle ilk filmi büyük başarı elde eden “Felekten Bir Gece / The Hangover”ın iki filminin senaristleri Jon Lucas ve Scott Moore, yeni filmleri “Çifte Soygun / Flypaper”da banka soygununu komedi malzemesi haline getiriyorlar.
Tripp Kennedy (Patrick Dempsey) adlı ana karakterimiz bankanın kapanmasına kısa bir süre kala bankaya girer. Şansına, biri profesyonellerden diğer amatörlerden oluşan iki ayrı grup soyguncu bankayı soymaya çalışmaktadır. Kennedy ile veznedarlardan Kaitlin (Ashley Judd) olayların ortasından kaçmayı başarırlar. Ama bankanın kapanma saati geldiği için bina kendisini kilitler. Kennedy, Kaitlin ve soyguncuları kedi fare oyununa dönecek bir gece beklemektedir.

“Ölümün Sesi”

Koca şiddetinden kaçan kadın

İsveç yapımı uyarlamalardaki ‘Ejderha Dövmeli Kız’ Lisbeth Salander rolüyle dikkatleri üzerine toplayan Noomi Rapace’ın başrolde olduğu “Babycall / Ölümün Sesi”, tür olarak bir psikolojik gerilim. Yönetmeni ise Türkiye’de de vizyona giren, keşfedenleri mest eden gerilim filmi “Naboer”den hatırlanabilecek Pal Sletaune.
Norveç-Almanya-İsveç ortak yapımı filmde Rapace’ın canlandırdığı Anna, 8 yaşındaki oğluyla birlikte aile içi şiddet uygulayan kocasından devlet korumasında başka bir şehre yerleşir. Ancak paranoya içindedir, kocasının onları bulacağından korkmaktadır. Oğlunu okula göndermekten bile korkan Anna, görevliler tarafından teskin edilmeye çalışırken bir elektronik dükkanında çalışan Helge’yle tanışır ve oğlunu kontrol etmek için bir bebek telsizi alır.
Filmin en ilginç yanı Rapace’in başarılı performansı.