Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

David O. Russell’ın yönettiği roman uyarlaması “Umut Işığım”; iki sorunlu karakteri merkeze alan, romantik komedi türünde, benzerlerini geride bırakan bir film...

990’larda Amerikan bağımsız sinemasının dikkat çekici isimlerinden biri olarak başladığı kariyeri ile her zaman ilgiyi hak eden yönetmen David O. Russell, “Umut Işığım”da kuralları çok belli bir tür olan romantik komediyi deniyor. Nüanslara dikkat ederek ama...
Matthew Quick’in aynı adlı romanından uyarlanan filmde, ana karakterimiz Pat ile bir psikolojik tedavi merkezinde tanışıyoruz. Çok sevdiği karısını başka bir adamla yakalayınca, dengesi bozulan, adamı dövdüğü için mahkemenin psikolojik tedavi görmesine karar verdiği Pat, annesinin zoruyla taburcu ediliyor. Bipolar kişilik bozukluğuyla baş etmeye çalışan, spor bahsi oynamaya meraklı, oğluyla ne yapacağını tam bilemeyen bir adam olan babası Pat Sr. ve annesi Dolores’le birlikte yaşamaya başlayan Pat’in en büyük amacı karısıyla barışmak... Derken bir arkadaşının kocasını kaybetmiş, depresyondaki kardeşi Tiffany ile tanışan Pat, onu kullanarak karısıyla iletişime geçebileceğini düşünüyor ve onunla arkadaş olmaya karar veriyor.

Yapımcılar, güçlü Weinstein Kardeşler
“Umut Işığım”ın romantik ikilisi, Pat ve Tiffany arasındaki ilişkinin dengesiz doğası, filmi alışıldık romantik komedilerden ayırıyor ve film karakterlerini sevdirip izleyicinin iyiliklerini isteyeceği bir çift sunmayı başarıyor. Bu durumdaki en önemli etkenlerden biri standart yakışıklı rollerinden ilk kez bu filmde sıyrılabilen Bradley Cooper ve neslinin parlak oyuncusu Jennifer Lawrence’ın dört dörtlük performansları elbette. Çift arasındaki kimya da oldukça iyi... Ama Russell’ın dengeli, klişeleri kullanırken klişe tuzaklara düşmeyen senaryosunu da göz ardı etmemek lazım. Örneğin film, Pat benzeri karakterlerde anne veya babayı kötüleştirerek suçu onlara atma tuzağına düşmüyor ve yan karakterlerde herkesin şartlarının en iyisini yaptığı inandırıcı bir yapı izliyor. Aynı karakter yargılamama eğilimi, Russell’ın bir önceki filmi, boks hikayesi “The Fighter / Dövüşçü”de de göze çarpıyordu. “Umut Işığım” da Pat’in terapistinden abisine küçük ama etkili rollerde görünen yan karakterlerden beslenirken, De Niro’nun canlandırdığı baba Pat Sr. ise filmin en renkli yan karakteri olarak öne çıkıyor.
Romantik komedi türünün yapısını korumasına rağmen detaylarda fark yaratan film, türe devrim niteliğinde bir yenilik getirmiyor elbette ama benzerlerinden çok daha üstün olabiliyor. Filmin arkasındaki yapımcıların, Hollywood’da ellerini değdirdikleri filmleri ödül yarışlarında öne taşıyan Weinstein kardeşler olduğunu da belirtelim. Bu da, “Umut Işığım”ın Oscar yarışında ödülleri zorlayacağı, yüksek ihtimalle de Jennifer Lawrence’a En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar getirebileceği anlamına geliyor.

Haberin Devamı

“Umut Işığım / Silver Linings Playbook”
Yön.: David O. Russell
Oyn.: Bradley Cooper (Pat), Jennifer Lawrence (Tiffany), Robert De Niro (Pat Sr.), Jacki Weaver (Dolores), Chris Tucker (Danny), Anupam Kher (Dr.
Cliff Patel), John Ortiz (Ronnie)
Sen.: David O. Russell
Gör.: Masanobu Takayanagi
Müz.: Danny Elfman

Haberin Devamı

Tek mekanda gerilim

Haberin Devamı

“Yakın Tehdit”

Lüks bir evde ergen kızları Avery (Liana Liberato) ile yaşayan elmas satıcısı Kyle (Nicolas Cage) ve Sarah (Nicole Kidman) eve giren ve elmasları çalmak isteyen soyguncular yüzünden zor saatler yaşarlar.
Sarah’yı tanıdıkları kısa sürede belli olan soyguncular ve çift arasındaki güç dengesi sürekli değişirken Avery’nin gittiği partiden dönüp yakalanması işleri daha da içinden çıkılmaz hale sokar.

Türünün çok zayıf örneklerinden biri
“Batman” serisinin Christopher Nolan’dan önceki “Batman and Robin” gibi filmlerine imza atan ve kariyeri uzun süredir iyi gitmeyen yönetmen Joel Schumacher’in yönettiği “Yakın Tehdit / Trespass”, Amerika’da gösterime girdikten sonra en kısa sürede DVD olarak sürülen film oldu. Bu hoş olmayan rekoru kıran filmde özellikle Cage’in ve Kidman’ın vasat altı oyuncu performanslarına şahit oluyoruz.
Çiftin antipatikliği, ‘Yakalarını soygunculardan kurtarabilecekler mi?’ sorusunun heyecanını ortadan kaldırıyor.
Çok az filmin hakkıyla üstesinden geldiği, tek mekanda gerilim filmlerinden biri olan “Yakın Tehdit”, “Panik Odası / Panic Room” gibi benzerlerinin yanında türünün çok zayıf bir örneği.

Seri katil, kaçan kurbanın peşinde

“Koleksiyoncu 2”

2009 yapımı, seri katil odaklı “The Collector”ın devam filmi “Koleksiyoncu 2 / The Collection” ilk filmde olduğu gibi yönetmen ve senarist olarak Marcus Dunstan’ın imzasını taşıyor. İlk filmde seri katilin elinden kurtulmayı başaran Arkin (Josh Stewart), yine katilin karşısına çıkmak zorunda kalıyor çünkü seri katil bir kızı kaçırıp ona dönmesi konusunda şantaj yapıyor.
Amerika gişesinde ilk filmden daha iyi performans sergileyen “Koleksiyoncu 2” eleştirmenlerden iyi yorumlar almayıp ancak korku türünün hayranlarının beğenebileceği bir film olarak nitelendirildi.

“CM101MMXI Fundamentals”

Cem Yılmaz’ın sinema ‘gösterisi’

Türkiye’nin en ünlü komedyenlerinden Cem Yılmaz’ın büyük rağbet gören stand-up gösterileri, şimdi de sinemada. “CM101MMXI Fundamentals” adını taşıyan film, Cem Yılmaz’ın 2010 tarihli gösterilerinden seçmeler içeriyor. Geniş bir dağıtımla gösterime girecek filmin yönetmenliğini Cem Yılmaz’ın yönettiği projelerde yönetmen yardımcılığı yapan Murat Dündar üstlenirken, görüntü yönetmenliği ise bu konuda tecrübeli ve başarılı bir isim olan Gökhan Tiryaki’ye emanet edilmiş.