Nükhet Everi

Nükhet Everi

nukheteveri@yahoo.com

Tüm Yazıları

Romantizmin sembolü gül ve en büyülü çiçeklerden lavanta... Haziran sıcakları bastırmadan Isparta’nın güllerini ve Edirne’nin lavantalarını keşfetmeye ne dersiniz?

Bugünlerde denize girmek tarzı tatil planlarınız yoksa ya da tatil öncesi kısa ama sıra dışı kaçamaklar ararsanız size iki önerim olacak. Kıyas kabul etmeyen bir tarihi geçmişe sahip, dünyanın gerek coğrafi konum gerekse doğa açısından en ilginç ülkesinde yaşıyoruz. Dört bini endemik olmak üzere 12 bin 500 biyolojik çeşitliliğe sahip Anadolu topraklarında en sevdiğim çiçek çağlar boyu aşkın, romantizmin sembolü olan güldür. Bitkiler içinde ise gizemli, büyülü ve çok çekici bulduğum lavanta favorimdir.

Haberin Devamı

Haziran ayında her yer çok fazla sıcak olmadan ve doğa sarı renklerine bürünmeden bu ikisinin izini sürmeye, eğer görmedinizse Isparta’nın güllerini ve Edirne’nin lavantalarını görmeye ne dersiniz?

Çiçeklerin peşine takılın

Isparta yetiştirdiği güllerle dünyaca meşhurdur ve bu birbirinden güzel, değişik renklerdeki güller genelde gül yağı yapmak içindir.

Isparta Türk gezgininin çok bildiği bir destinasyon değil. Göller bölgesinde yer alan Isparta şehri için Türkiye’nin en büyük gül bahçesi diyebiliriz. Isparta yetiştirdiği güllerle dünyaca meşhurdur ve bu birbirinden güzel, değişik renklerdeki güller genelde gül yağı yapmak içindir. Dünyanın önemli gül yağı üreticileri arasında bulunan Isparta’da şu sıralar bu güzel gülleri görmeniz mümkün.

Antik kentleri atlamayın

Anadolu topraklarının her köşesi gibi Isparta da çok köklü ve ilginç bir tarihe sahiptir. Buralara kadar gelmişken mutlaka görülmesi gereken o kadar çok sayıda, çok güzel yer var ki. Isparta ve çevresi için iki, üç gün ayırmanızı tavsiye ederim. Kovada Gölü, çeşitli ağaçları ve piknik alanlarıyla Kızıldağ Millî Parkı, huzur arayanlar, doğanın tadını çıkartmak isteyenler için muhteşem bir seçenek. Bilirsiniz ben her şehrin müzelerini de ısrarla tavsiye ederim.

Çiçeklerin peşine takılın

Bir şehri, çevresini, tarihini ve kimliğini anlayabilmek için müzelerini de çok ayrıntılı gezmek gerekir. Küçük ama içinde çok güzel eserler barındıran Isparta Müzesi’ni, vaktiniz olursa Yalvaç Müzesi’ni de mutlaka gezin. Pisidia Antiocheia ve Adada antik kentlerini görmeden dönmeyin. Mağara turizminin önemli merkezlerinden biri olan Isparta’da eğer ilgilenirseniz ziyaret edebileceğiniz çok sayıda mağara var. Yürümeyi seviyorsanız, Türkiye’nin en uzun yürüyüş yollarından biri olan St. Paul Yürüyüş Yolu’nun önemli bir bölümü Isparta il sınırları içinde. Şehirde camiler, medrese, kervansaray ve bedesten gibi tarihi yapıları da ziyaret edebilirsiniz.

Haberin Devamı

Gül kolonyası, gül lokumu ve daha pek çok şey de alınabilir.

Çiçeklerin peşine takılın

Edirne’de lavanta tarlaları

Edirne Türk gezgininin sevdiği bir destinasyon. Lavanta deneme ekimi sonrası bu şehre, lavanta tarlalarını görmek ve fotoğraf çekmek için de uğranabiliyor artık. Bugünlerde bir “Lavanta Tarla Günleri” projesi var. Hem turizm hem ekonomi için çok önemli bir girişim.

Tarihi en eski çağlara kadar uzanan, Roma İmparatoru Hadrianus’un Hadrianopolis’i, Osmanlı İmparatorluğu’nun üç başkentinden biri, tam anlamıyla bir vakıf kent Edirne’ye en az iki gününüzü ayırmanız gerekir. 2011‘de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş olan Selimiye Camii ve Külliyesi, II. Bayezit Camii ve Külliyesi (günümüzde Sağlık Müzesi olarak hizmet veren Darüşşifa ve Tıp Medresesi), Eski Camii, Üç Şerefeli Cami, Muradiye Camii, Rüstem Paşa Kervansarayı, Bedesten, Selimiye Arastası, Semiz Ali Paşa Çarşısı, çeşmeleri, köprüleri, Sveti Georgi Kilisesi, Konstantin - Helena Kilisesi, Büyük Sinagog, Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Vakıf Eserleri Müzesi, Makedon Kulesi, Kaleiçi Edirne evleri ve sokakları şehirde ziyaret edebileceğiniz yerlerden bazıları. Saray Hamamı’nda da hamam keyfi yapmanızı tavsiye ederim.