Dünyanın en yaşanılası şehri: Viyana

En az üç gününüzü ayırarak gezmeniz gereken Viyana, tarihinin getirdiği bir ağır başlılığa sahip ama aynı zamanda renkli, hareketli ve söylenilenin aksine hatta çok da eğlenceli bir şehir.

Avrupa’nın en güzel şehri hangisi diye sorarsanız hiç düşünmeden Viyana derim. Özellikle Orta Avrupa şehirleri müthiş güzel bir yapıya ve tarihi dokuya sahiptir ve hepsi de çok iyi korunmuş şehirlerdir. Viyana zamana direnen, çehresini değiştirmeyen ve her türlü yeniliği de uyum içinde gördüğümüz resme katabilen ender şehirlerden.

Viyana, tarihinin getirdiği bir ağır başlılığa sahip. Bazılarına göre eğlenceli bir şehir değil. Üniversite yıllarımda ikinci adresim, hatta evim olan Viyana’yı eğer doğru şekilde gezer ve şehri yaşarsanız oldukça renkli, hareketli ve hatta çok da eğlenceli bir şehirdir. Yıllardır sürekli yaşam kalitesi açısından en yaşanılası şehir seçilen Viyana’yı birkaç şehri birleştirerek gezmeyin, en az üç gün ayırın buraya, göreceksiniz yetmeyecek. Gezmesi çok kolay bir şehirdir Viyana, çünkü planı güneş ölçekli şehirlerdendir. Şehrin etrafında döne döne her yere ulaşabilirsiniz. Her yere sırf yürüyerek gidilemeyecek kadar da büyüktür ama bu gözünüzü korkutmasın, şehrin harika bir toplu taşıma sistemi var.

Baba ve oğul Johann Strauss, Gustav Klimt, Otto Wagner, Egon Schiele, Hundertwasser gibi daha saymakla bitmeyecek isimleri çıkartan, şehirdeki her adımda her ne kadar Viyanalı olmasalar da adları Viyana ile birlikte anılan Thomas Bernhard ve Mozart’ın nefesini hissettiğiniz bu şehir tam bir sanat şehri. Müzeleri ve her yıl belirlenen konseptlere göre uzunca süre görülebilecek sergileri kaçırmayın. Museum Quarter denen bölgedeki müzeler, Sanat Tarihi, Doğa Tarihi, Leopold, Modern Sanat, Albertina, Freud Müzeleri’ni mutlaka görün. İlgi alanınıza göre daha pek çok müze var elbette. Benim favorim ve özellikle tavsiyem, mimar ve ressam Hundertwasser evleri ve Kunsthaus Wien.

Viyana saraylarıyla da ünlü bir şehirdir. Hofburg İmparatorluk Sarayı’nın hazine dairesi ve Sisi Müzesi kaçırılmaz. Yine bu saray kompleksinin içinde bulunan ve benim öğrencilik yıllarımda en çok zaman geçirdiğim iki bölümü de görmenizi hararetle tavsiye ederim: Efes Müzesi ve Millî Kütüphane. Viyana’ya gelen herkesin mutlaka ziyaret ettiği yazlık saray olarak yapılmış olan, Mozart’ın da konser vermiş olduğu Schönnbrunn Sarayı’nı girişte sunulan turlardan büyük turla gezmenizi tavsiye ederim.

Staatsoper’de opera

Değişik bölümlerden oluşan, bugün müze olarak kullanılan ve Gustav Klimt’in önemli eserlerini de barındıran Belvedere Sarayı, Viyana’nın tam merkezindeki Gotik mimari harikası katedral Stephan’s Dom, kışın önünde ünlü Noel pazarının kurulduğu, çeşitli etkinliklere de sahne olan Belediye binası Rathaus, Karlskirche ve Votivkirche gibi kiliseler mutlaka görülmeli. Burgtheater’de bir oyun, Staatsoper’de bir opera izleyin. Biz öğrenciyken operaları “Stehplatz” denilen ucuz biletle ayakta izlerdik. Yer yoksa size de tavsiye ederim.

Alışveriş konusunda da Viyana kalite ile öne çıkan ve oldukça da pahalı bir şehir. Kartnerstrasse, Graben detaylarıyla gezilmesi gereken yerler, Tuna Nehri boyunca yürüyün, Donauinsel’i görün, özellikle de Grinzing’de Avusturya lezzetlerini tadabileceğiniz bir Heuriger’de yiyip içmeden dönmeyin.

Tatlı sevenler için bir cennet

Vaktiniz kalırsa Prater’i, Stadtpark’taki koca dönme dolabı, İspanyol Binicilik Okulu’nu, özellikle hafta sonları koca bir bitpazarına dönüşen Naschmarkt’ı mutlaka görün. Yeme içme konusunda Viyana çok zengin bir şehir. Tatlı sevenler için ise bir cennet. Sacher Torte yemeden, Viyana tatlılarını denemeden dönmeyin. Viyana denince akla gelen en önemli şey aslında kahve. Benim favori mekânlarım Cafe Hawelka ve Viyana’nın en küçük kahvesi Kleines Cafe. Mutlaka gitmeniz gereken diğer mekânlar ise Landtmann, Demel, Museum, Sacher, Diglas, Sperl, Alt Wien. Geceleri de gidecek epeyce yer var. Liste çok uzun. Favorilerim Roter Engel, Passage ve U4.