Köyceğiz’i bilir misiniz?
Türkiye Yavaş Şehir (Cittaslow) ağının yeni adaylarından biri olan Köyceğiz su kayağı yapabileceğiniz gölü, Yuvarlakçay Vadisi ile doğa tutkunlarının ilgisini çeken duraklara sahip
Muğla ili sınırları içerisindeki Köyceğiz Ege’nin tüm zengin tarihi geçmişini bünyesinde barındıran, doğa açısından da âdeta kutsanmış bir coğrafyada yer alır. Tektonik arazide suyun dolması ve alüvyonlarla oluşmuş olan Köyceğiz Gölü, Sülüngür lagün gölü ile doğa tutkunlarının en sevdiği yerlerden biridir. Köyceğiz Gölü’nde su kayağı yapabilir, onlarca kuş çeşidini gözlemleyebilir, gölün üzerinde Cenevizlerden kalan kale kalıntılarını da görebileceğiniz Aşık Adası diye anılan küçük adayı da gezebilirsiniz.
Antik çağlarda Kaunosluların da kullandığını bildiğimiz ve Türkiye’nin en yüksek radyoaktivitesine sahip olan ve böylece pek çok hastalığı tedavi edebilen bir kaplıcayla Köyceğiz, Kaunos antik kentini ziyaret etmek için de çok uygun mesafede. Yuvarlakçay Vadisi ve yöreye bereketi taşıyan çay serinlemek isteyenlerin koştuğu bir mekândır. Mavi Yolculuk rotalarının vazgeçilmezi ve eşsiz bir kumsala sahip olan, orman içinden giden bir yolla Köyceğiz’e bağlanan Ekincik limanı da doğa tutkunlarının ve karavancıların bayıldığı bir yer.
Köyceğiz’in Kemaliye ve Ahlat ile birlikte Türkiye Yavaş Şehir (Cittaslow) ağının yeni adayları olduğunu duyduğumda çok sevindim. Yavaş Şehir hareketinin nasıl işlediğini bilen profesyonel bir turizmci ama aynı zamanda da Yavaş Şehirleri zevkle ziyaret eden bir gezgin olarak şunu mutlulukla söyleyebilirim. Artık hepsini fazlasıyla hak ettikleri çok güzel bir gelecek bekliyor. Özellikle de Kemaliye ve Ahlat’a göre daha kıyıda kenarda kalan ve özelliklerini tam anlamıyla ortaya çıkaramayan Köyceğiz adına biraz daha mutlu olduğumu da belirtmeliyim.
Günümüz dünyasının zaten kısıtlı bir yaşam süresi olan insana hayatını sağlıksız yiyecekler, hava kirliliği, trafik, yalnızlık ve tüketimle harcamasını modern yaşamın vazgeçilmezi gibi dayatan sistemine karşı 1999 yılında İtalya’da ortaya çıkan ve buradan tüm dünyaya yayılan, yaşamın yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanmasını savunan bir harekettir.
Nedir bu Yavaş Şehir (Cittaslow) hareketi?
Cittaslow hareketi, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, kendine yeten, sürdürülebilir, el sanatlarına sahip çıkan ama aynı zamanda alt yapı sorunları olmayan, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan kentlerin gerçekçi bir alternatif olacağı hedefiyle yola çıkmıştır.
Cittaslow ağına katılan her yer o topraklarda yaşayan uygarlıkların, üretilen ürünlerin, söylenen şarkıların, yazılan şiirlerin, dostlukların, yaşananların birikimi olan kent ruhunu, kentin kendi kimliğine sahip çıkarak kalkındıran bir yere dönüşür. Bu sayede sosyal ve ekonomik hayatın canlanması ile kentin ayakta kalması da sağlanmış oluyor.
Cittaslow hareketi Slow Food (Yavaş yemek) hareketinden ayrı düşünülemez. Yavaş yemekten anlaşılması gereken sosyal bir tercihtir. İyi, temiz ve adil gıdayı tercih eden, bu vesileyle tohumu, tarlada çalışan işçileri, mutfak endüstrisini, doğaya verilen veya verilmeyen zararı, mutfak çalışanlarını ve daha birçok unsuru etkileyen bir harekettir Slow Food hareketi. Bir de Slow Food manifestosu vardır ki uzmanlar tarafından gelmiş geçmiş en iyi ikinci manifesto olarak kabul edilir. Bize de bekleyip gelişmeleri görmek ve Yavaş Şehir ağındaki her yeri görülmesi gerekenler listemize almak ve yollara düşüp ziyaret etmek düşer.
