Öğrenciliğimizin sıcak geceleri

       Birer birer ve kitle halinde öğrenciliğimize dönüyoruz. Dünyadaki yeni akıma paralel olarak, anketlerle geçmişimizle hesaplaşıyoruz.
       Ter içinde uyanıyoruz... Yıllar önce yaşanmış bir olayı, bilincimizde hala taşıyarak... Bilmem hangi tarihte, şu sınavda bir soru karşısında ıkınmak, sıkınmak, kısaca çuvallamak. Orada kalmıyor. O yanıtsız soruyla birlikte gelen ruh hali, yıllar yılı insanın peşini bırakmıyor.
       Sadece sınavlar mı?.. Arkadaşlıklar, bin türlü maceralar, alınan cezalar, ödüller, birbirinden şenlikli anılar... Hepimizde öğrencilik yıllarına ilişkin o kaçınılmaz özlem:
       "Keşke, şimdi öğrenci olsaydım!.."
       Dağları mutlaka devirir, keşfedilmemiş kıtalara yelken açar, aya astronot olmaya karar verirdik!..

Hoca - öğrenci ilişkisi

       İlk aşklar... Tatiller, haylazlıklar... Hocalara isim takmalar... Koşa koşa katıldığımız ve ayak sürüdüğümüz dersler... Bunlar sadece birer anı olarak kalmıyor. İnsanı ömür boyu sürüklüyor.
       Buruk tebessümler, şen kahkahalar insanı hiç yalnız bırakmıyor. Eski sınıf arkadaşları ne zaman bir araya gelse, geçmişten bir olay mutlaka bir kez daha ve en ince ayrıntısıyla paylaşılıyor. Biraz hüzün, biraz mutlulukla...
       Geçmişle gelecek arasındaki bağ, belki de burada. Böyle bir bağa, dünya bugünlerde ayrı bir önem veriyor. Bu amaçla, çeşitli ülkelerde anketler düzenleniyor.
       İlginç olan, anketler, daha çok hoca - öğrenci ilişkisi üzerine oturuyor. Çünkü, insanı geleceğe hazırlayan bu ilişki ve ondan arta kalanlar.

Sorular ve yaşam

       Anketteki sorular şöyle:
       "Öğretmeniniz sizi haksız olarak azarladı mı?.. Sizi üzdü mü?.. Sizi, arkadaşlarınızın önünde küçük düşürdü mü?.. Küçük bir suç yüzünden, ağır ceza verdi mi?.. Size bağırdı mı?.. Sizi dikkate almadığını, size hissettirdi mi?.. Sizle alay etti mi?.. Hatta, sizi aptal yerine koydu mu?.."
       Bu soruların tümü olumsuz. Çünkü, eğer öğrenciliğinizde benzer tatsız olaylar sizin başına gelmişse, sadece sınavdaki yetersizlikler değil, aynı zamanda bu gibi olumsuzlukların etkisi nedeniyle, hala ter içinde uyanmanız kaçınılmaz!..
       Öğrencilik, insana bir damga vuruyor. Taze bir fidanı budamak ya da bir aşıyla tomurcuklamak, hocanın elinde. Ama, hocanın hakkını vermek, o sıcak öğrencilik yıllarında bizim elimizde.
       Ya şimdi?.. "Keşke öğrencilik yıllarına dönebilseydim!.." Neler vermezdim, neler!..


Yazara E-Posta: ydogan@milliyet.com.tr