Onur Çakır

Onur Çakır

onurcakir67@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

on yazımda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Aziz Kocaoğlu’nun yıl sonunda yapılması planlanan il kongresinde ayrışma yaşanmasını istemediğinden bahsetmiştim.

O yazıdan sonra Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel’le geçmiş dönemde yakın siyaset yapan ve hala birlikte hareket eden çok sayıda kişi aradı.

“Ekip” olarak adlandı-racağım partililerin Kocaoğlu ve Yüksel’e çok kırgın olduklarını net bir şekilde ifade edebilirim.

Ekip, “Bize danışılmadan kararlar alındı/alınıyor. Son yıllarda verilen yanlış kararlar nedeniyle biz daha fazla sıkıntı çektik/çekiyoruz” serzenişlerini dile getirdi.

Kim bu ekip üyeleri diye sorarsanız aslında hepinizin tanıdığı siyasetçiler ancak benim onların izinleri olmadan isimlerini paylaşmam mümkün değil.

Asla böyle bir şey yapmayacağımı onlar da çok biliyor.

***

Konumuza dönersek...

Ekipteki ayrışmanın had safhada olduğunu ifade edebilirim.

Özellikle Yüksel’e kızgınlık/kırgınlık var.

Kocaoğlu’nun kendilerine tam anlamıyla sahiplenmediği yönündeki cümleler çoğunlukta...

Kendileriyle konuşmadım ama önceki yıllarda örgütlerden sorumlu il başkan yardımcılığı görevini yürüten Barış Erel ve Altan İnanç’ın örgüt ziyaretlerini bu kapsamda değerlendirmek gerekir mi?

Bunu şu an için net olarak bilmediği söylemem gerek.

Sonuç olarak ekipte bir yıpranmışlık var.

Kocaoğlu, birlikte siyaset yapan isimlerin kırgınlıklarını/kızgınlıklarını giderecek bir hamle yapar mı yapmaz mı kestirmek zor.

Ancak ekip için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı şimdiden görünüyor.

Rapor alıp başka yerde çalışmak!

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden İZELMAN’dan bir grup işçinin işten çıkartılmasıyla başlayan kiriz her geçen gün farklı boyut kazanıyor.

İZELMAN’da örgütlü DİSK, işçilerin haklarını aradıkları için işten çıkardıklarını belirtirken, Büyükşehir Belediyesi performans düşüklüğü nedeniyle işçilerin işten çıkarıldığını açıkladı.

İZELMAN’da çalışan bir arkadaşımla konuştum. “Sizin orası epey bir karışık” dedim.

O da bana, “Aslında öyle değil. İşçi arkadaşlardan bazıları 365 günün 150 günü raporlu. Bir hastalıkları olmadığı herkes tarafından biliniyor. Kafalarına göre rapor alanlar var. Hatta rapor alıp başka yerde çalışanlar bile var” dedi.

Bu sözleri büyükşehir belediyesinin yetkililerinden de teyit ettim.

Doğruysa gerçekten çok vahim!

Bakalım bu işten çıkarma tartışmalarıyla ilgili önümüzdeki günlerde neler yaşanacak.