Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Osman Ulagay


Dağıtımına 6 ay önce başlanan KOBİ teşvik kredileriyle 10 bin kişiye iş olanağı yaratılıyor
KOBİ kredilerinden yararlandırılan işletme sayısı haziran başında bini geçerken Marmara ve İç Anadolu bölgeleri dağıtılan kredilerden en büyük payı aldı. Kredi kullanmaya hak kazanan işletme sayısı Marmara'da 228, İç Anadolu'da 213, Ege'de 161 oldu. İl bazında ise İstanbul'da 117, Ankara'da 95, İzmir'de 88, Bursa'da 58 işletme KOBİ kredisi alırken bu büyük kentler dışında 33 işletmeyle Sivas, 25 işletmeyle Erzurum, 30 işletmeyle Adana ve 28 işletmeyle Gaziantep dikkat çeken iller oldu.
Aralık 1996'da Halk Bankası kanalıyla dağıtımına başlanan fon kaynaklı KOBİ teşvik kredilerinden haziran 1997 itibarıyla toplam 1,014 işletmenin yararlandığı belirlendi. KOBİ teşviklerini düzenleyen Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre bu işletmeler 10.5 trilyon TL yatırım, 1.9 trilyon TL de işletme kredisi olmak üzere toplam 12.4 trilyon TL kredi kullanmaya hak kazandı. Kredilerin kullanılmasıyla sağlanacak toplam ek istihdam ise 10,489 olarak belirlendi.
Verilere göre, KOBİ teşvik kredilerinin %25'ini oluşturan 3.1 trilyon TL.lık kredinin kalkınmada öncelikli yörelerde (KÖY) kullandırıldığı anlaşılıyor. Bunun beşte biri işletme, kalanı yatırım kredisi olarak kullandırılmış ve kredi kullanmaya hak kazanan toplam 267 işletmede 2,565 kişilik istihdam artışına olanak sağlamış. Diğer yörelerde kullandırılan 9.3 trilyon TL'lık kredinin ise 747 işletmede 7,924 kişilik ek istihdam sağlayacağı belirtiliyor.
Kredi kullanmaya hak kazanan işletmelere bir kişilik ek istihdamın ortalama bedeli, 1.2 milyar TL.
KÖY'de, kredilerden en çok yararlanan iller arasında işletme sayısına göre Sivas (33), Erzurum (25), Elazığ ve Malatya (20), Kahramanmaraş (17), Tokat (16), Çorum (14) ve Amasya (13) başta geliyor. Kredi miktarı olarak ise 305 milyar TL ile Elazığ ve 301 milyar TL ile Sivas başı çekiyor.
Diğer yörelerde İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa dışında en çok işletmenin kredi aldığı iller Adana (30) ve Gaziantep (28). Bunları İçel ve Samsun (21), Afyon (20) ve Isparta (18) izliyor. Kullanılan toplam kredi miktarında birinci 413 milyar TL ile Gaziantep, ikinci ise 357 milyar TL ile Adana.

Otomotivden tekstile, iççamaşırdan çocuk giyimine, ordan da genç giyime... Gaziantepli Koçer kardeşler piyasadaki fırsatları izleyerek, boşlukları yakalayarak konfeksiyon pazarında önemli bir pay kapmayı başarmışlar.
Herşey Körfez Krizi ile başlamış. Otomotiv alanında faaliyet gösteren Can Koçer, işlerin bir anda durmasıyla kardeşiyle ve bir ortakla birlikte gelecek vadeden tekstil sektörüne geçmeye karar vermiş. "Konuyu bilmiyorduk, o yüzden en baştan başladık ama konumuzda ilk ciddi firma olduğumuz için dikkat çektik; duyanlardan talep geldi, ihracat talepleri geldi. İççamaşırı üretimi ile başlamıştık, talepler üzerine tişört gibi ihraç ürünlerine ağırlık verdik", diyor Koçer. Ortaklıkta çıkan sorunlar üzerine Koçerler 1996'da şirketi devralarak isim değiştirmiş ve kendi markalarını yaratmış.
Koner Tekstil'in sermayesi, 600 kişilik fabrikada iplik ve kumaş üreten aile şirketinden geliyor. Şirket, açtığı tek dükkanın yönlendirmesiyle kısa süre sonra çocuk piyasasındaki boşluğu farketmiş. Bunun üzerine çocuk giyimi ve ihracata üretim olarak çeşitlenmiş üretimini. Şu anda kendi markaları olan Montone çocuk giyimin Türkiye'de 22 satış noktası var. Koner Tekstil, bu markayı 'corner' şeklinde satış yoluyla yaymayı amaçlıyor.
40 çalışanlı, aylık 30 bin ila 120 bin üretim kapasiteli şirketin cirosunun %25'i ihracat. İhracat temaslarını Akdeniz Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nden, Sanayi Odası ve Ticaret Odası'ndan gelen taleplerle kurmuşlar. Can Koçer talebin yoğunluğundan dolayı ihracatlarını artırmak istediklerini ancak bölgede konfeksiyon yan sanayinin çok gelişmemiş olması nedeniyle bunu yavaş yavaş yapmayı düşündüklerini, ilk kez bu yıl yurt dışı fuarlara katılacaklarını açıklıyor.
İhracatta bir sorunu daha var Koner Tekstil'in: Finansman. "Talep miktarı yüksek olunca malzeme maliyeti de yüksek oluyor. O zaman hammaddenin ürün olarak çıkıp teslim edilmesi ve ödemenin alınması arasında çok sıkışıyoruz. Eximbank kredileri falan da koşulların ağırlığı nedeniyle cazip gelmiyor", diyor Koçer.
Yine de, "Yatırım planlarınız var mı?", sorusunu "Elbette!", diye yanıtlıyor. "Bu işin ucu - bucağı yok. Yatırım yapacağız, hem de kesinlikle bu bölgeye. Yeni bir genç giyim markası yaratıyoruz 'Ragazzo' adıyla. Onu da zamanla corner şeklinde yayacağız." Ancak kısa bir süre sonra iyimserliği gölgeleniyor Can Koçer'in: "Şu anda ekonomi düzgün gitmiyor, ortama güvenemiyoruz. Yatırım yapacağız ama bir süre sonra..."

İşsizlik sorununu çözemeyen Avrupa ülkelerinde istihdam yaratma potansiyeli yüksek olan küçük işletmelere verilen önem her geçen gün artarken bir zamanlar küçük işletmelere ve yeni girişimcilere burun kıvıran ülkeler ve bankalar da şimdi geleceği onlarda arıyor. İngiltere ve Fransa'dan sonra Almanya da, büyüme potansiyeli olan işletmelere "risk sermayesi" yoluyla sermaye bulma ve özel pazarlarda bu işletmeleri halka açma fikrine sıcak bakmaya başladı. Alman hükümeti bu yolda en önemli adımı küçük işletmeler için Neuer Markt (Yeni Pazar) adıyla Frankfurt borsasına bağlı özel bir pazar açarak attı.
Borsa yetkilileri Fransız Nouveau Marche ve İngiliz Alternative Investment Market gibi KOBİ pazarlarının başlangıç pürüzlerinden sonra başarılı olmalarının kendilerine güven verdiğini belirtirken bankalar da bu pazarlardan yararlanabilecek duruma gelmeleri için KOBİ'lere destek vermeye devam ediyor. Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank bu yılın başında küçük, yaratıcı, hi - tech firmaları desteklemek için 25 milyon marklık bir yatırım fonu ayırdı. 1996'da da 16 hi - tech firmaya toplam 31 milyon mark başlangıç sermayesi sağlayan bir program yürüten banka yeni fonun başarılı olduğu takdirde 20 milyon mark artırılacağını belirtiyor.
Alman bankacılar, halka açılmayı düşünen KOBİ'ler için şu gözlemleri yapıyor: (1) Firmanın büyüyen bir sektörde olması, halka açılmasını kolaylaştıran bir etken; (2) Halka açılan şirket öncelikle muhasebe düzeninde belli kurallara uymak ve şeffaflaşmak zorunda; (3) Şirket satışı yerine, mevcut yönetimle sermaye artırımına gitmeyi planlayan firma yatırımcıya daha çok güven veriyor.

TOSYÖV, bugün İstanbul'da "Teknoloji Transferi ve Hızlı Teknolojik Gelişmeler Karşısında KOBİ'lerin Durumu" başlıklı bir konferans düzenliyor. Gümüşsuyu İTÜ Makina Fakültesi'nde 10.00 - 17.00 arasında yer alacak konferansa Avrupa Orta ve Küçük İşletmeler Birliği (EMSU), TOSYÖV, İTÜ, KOSGEB, TÜBİTAK ve TTGV'den yetkililer ve uzmanlar katılacak. Ücretsiz katılım için (312) 440 58 27'yi arayabilirsiniz.

İstanbul Ticaret Odası Yan Sanayi Borsası, 25 haziran çarşamba günü otomotiv yan sanayicilerine yönelik bir eğitim semineri düzenliyor. Oda meclis salonunda 10.00'da başlayacak olan seminerde "Otomotiv Yan Sanayimizin Avrupa Pazarında İş Olanakları ve Global Sourcing Satınalma Kavramı" konuları tartışılacak. Avrupa otomotiv sanayiinde genel durumun ve Avrupa'da ana sanayi - yan sanayi ilişkisi örneğinin de konuşulacağı seminere 3 milyon TL karşılığında katılmak için (212) 511 41 50 / dahili 257'yi arayabilirsiniz.

Türkiye Esnaf - Sanatkar ve Küçük Sanayi Araştırma Enstitüsü (TES - AR), yakında yayınları arasında yer alacak olan, Prof. Dr. Ahmet Gökdere'nin "Asgari Ücretin Türk Ekonomisine Etkileri - KOBİ'ler Açısından Yaklaşım" başlıklı çalışmasını bir yuvarlak masa toplantısı ile tanıtıyor. 25 haziran çarşamba günü 14.00'de Friedrich Naumann Vakfı seminer salonunda yapılacak toplantıda Çalışma Genel Müdürlüğü, TİSK, Türk - İş ve TESK'ten 30 kadar uzman konu üzerinde tartışacak.




Yazara Email O.Ulagay@milliyet.com.tr