Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünya gözü İneceğim yere yaklaşırken 50 yaşlarındaki şoför bir açıklama yapma gereğini duydu, "Her an darbe falan olabilir diye radyoyu hep açık tutuyorum", dedi. Bunu duyunca acıklı halimize kahkahalarla gülmeden edemedim. Bunca yıl sonra hâlâ darbe beklentisiyle yatıp kalkmamız acıklı olmanın ötesinde fevkalade kaygı verici bir gelişme. Belki de ben büyütüyorum olayı ama duygusal tepkilerin karşılıklı olarak tırmandığı ortamda, Türkiye'nin çok boyutlu bir çıkmaza sürüklenmesinin mümkün olduğunu hissediyor ve derin kaygılara kapılıyorum. Dün sabah bindiğim taksinin şoförü radyoda Ali Babacan'ın konuşmasını dinliyordu. Babacan, Türkiye'de yaşanan gelişmeler nedeniyle AB hedefinin tehlikeye girmesi halinde ekonomik istikrarın da bozulabileceğini söylüyordu. Duygusal tepkilerin yükseldiği ve bir çatışmanın ilk adımlarının atıldığı bir ortamda serinkanlı ve sağlıklı bir değerlendirme yapmak kolay değilse de son günlerde yaşananları hatırlayarak bazı saptamalar yapmak mümkün. Cuma gecesi Genelkurmay'ın internet sitesinde yer alan açıklama, askerin belli koşullar altında rejime müdahale edebileceğini açıkça ortaya koyan bir muhtıra.Cumartesi günü hükümet adına yapılan açıklama ise acıklı bir itiraf. Açıklamada Genelkurmay açıklamasının "hükümete karşı bir tutum olduğu" belirtiliyor ve "Başbakanlığa bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez" deniyor. Böylece "düşünülemez" olanın gerçekleşmiş olduğu kabul edilmiş oluyor.Bu tablo aslında Türkiye'de bir rejim krizinin ilk adımlarının atıldığını gösteriyor. Tarafların bundan sonra atacağı adımlar ve yapacağı güç gösterileri, hassas dengeleri bir anda bozabilir. Her iki tarafın da "kararlı" olduğu yolundaki duyumlar bu tehlikeyi artırıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarına karşı toplumda biriken tepkileri açığa çıkaran ikinci büyük kitle gösterisi olan Çağlayan mitinginde "Ne şeriat, ne darbe" sloganı da atıldı ama birçok katılımcının askerin son muhtırasını olumlu bulduğu da gözden kaçmadı. Rejim krizi Bunların ötesinde Meclis'teki tek muhalefet partisi konumundaki CHP'nin tavrı da olası bir rejim krizine çanak tutuyor ne yazık ki. Önceki gün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın basına yaptığı açıklamaları izlerken mideme kramp girdi. Olan bitenden yalnızca iktidarı sorumlu tutan Sayın Baykal, Genelkurmay'ın gece yarısı muhtırasına karşı bir kelime bile etmemeye özen gösterdi. Tersine, AKP'yi frenleme çabasında bir müttefik bulmanın mutluluğunu yaşıyordu sanki.Türkiye'nin tek hâkimi haline gelme rüyaları görürken fena bir çelme yiyen AKP iktidarı durumun vahametini kavrarsa "az darbe - az irtica - az demokrasi" formülüyle, olası bir seçime kadar oyalanabiliriz belki de. oulagay@milliyet.com.tr Baykal dramı