Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Davos'a doğru (1) Kendi tetiklediği küreselleşme sürecinde ve yeni bir dünya düzeni oluşturma çabalarında fena halde bocalayan Batı'nın yeni bir soluğa, yeni yüzlere, dünyaya mesaj verebilecek yeni liderlere çok ihtiyacı var aslında. Angela Merkel'in bu rolde ne kadar başarılı olabileceğini zaman içinde göreceğiz ama şu an için böyle bir fırsat yakalamış olduğu söylenebilir. Önümüzdeki çarşamba günü Davos'ta başlayacak olan Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı'nın açılış konuşmasını Almanya Başbakanı Angela Merkel yapacak. Davos 2006'nın Merkel'in mesajıyla açılmasının özel bir anlamı var bence. Almanya'nın ilk kadın başbakanı olan Merkel, George W.Bush, Tony Blair, Jacques Chirac ve Silvio Berlusconi gibi liderlerin bırakın dünyaya umut vermek, kendi ülkelerinde bile gözden düştüğü bir ortamda, Avrupa'nın ve Batı'nın yükselen yıldızı olarak hitap edecek Davos'ta toplanacak olan dünyanın seçkinlerine. Angela Merkel'i geçen yıl Davos'ta katıldığı bir oturumda izlemiş ve sade, gösterişsiz, açık sözlü tavrından etkilenmiştim. Doğu Almanya'da yetişen ve politikaya bilim dünyasından gelmiş olan Merkel, yüzünde bir maskeyle dolaşıp ihtiyaca göre maske ve söylem değiştiren, 'kaşarlanmış' politikacı tipinin hayli uzağındaydı sanki. Bu tavrıyla da güven veriyordu insana.Merkel'in bu özellikleri, başbakanlık koltuğuna oturmasından bu yana geçen kısa sürede, ona beklenmedik şekilde puan kazandıran adımlar atmasını sağladı. Her attığı adımda, her gittiği ülkede insanlara güven verdi, "bu kadın ne derse onu yapar, bizi kandırmaz" izlenimini yarattı.Avrupa Birliği'nin (AB) fırtınalı geçmesi beklenen aralık ayındaki son liderler zirvesinde uzlaştırıcı bir rol oynayan Merkel, İngiltere ile Fransa'yı karşı karşıya getiren AB bütçesiyle ilgili uzlaşmazlığın aşılmasında belirleyici oldu.Ocak ayı içinde ABD Başkanı Bush ile görüşmeye giden Merkel, kendinden önceki Başbakan Schroeder döneminde, Irak savaşı nedeniyle iyice soğuyan Almanya ABD ilişkilerini yeni bir anlayışla ele alacağını ABD Başkanı'na hissettirerek onun güvenini kazandı ama ABD'ye atfedilen işkence iddialarından duyduğu rahatsızlığı da gündeme getirdi.Bush'tan hemen sonra Rusya Devlet Başkanı Putin'i ziyaret eden Merkel, kendi çizgisinin Schroeder'inkinden farklı olabileceğini ona da hissettirdi. Merkel fenomeni Öte yandan Merkel'in Sosyal Demokratlarla bir 'büyük koalisyon' oluşturarak Başbakan olması Alman ekonomisinin geleceğiyle ilgili olumlu beklentileri de artırdı. Financial Times, Wall Street Journal, I. Herald Tribune ve Guardian gibi etkili gazetelerde, Alman ekonomisi için tünelin ucundaki ışığın belirdiğini belirten haberler ve yorumlar çıkmaya başladı. Almanya'nın 2006 yılındaki GSYİH büyüme hızının % 2'ye yaklaşabileceğini iddia edenler bile var.Merkel, şu an için Batı'nın yeni umudu haline gelmiş durumda ama işi hayli zor, çünkü Batı'nın 200 yıllık küresel üstünlüğü sona ermek üzere. oulagay@milliyet.com.tr Almanya kıpırdıyor