Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dikkat ederseniz, Serdengeçti'nin öne çıkardığı her üç hedefte de geçen anahtar bir sözcük var: "sürdürülebilirlik"; ekonomi literatüründe sıkça kullanılan İngilizce karşılığıyla "sustainability". Bu kavramla vurgulanmak istenen şey ise şu: Bir ekonominin başarılı sayılabilmesi için, bir süreç içinde birbirini izleyecek ve destekleyecek gelişmeler sonucunda, yeni krizlerle karşılaşmadan büyümeye geçmesi ve bu büyüme hızını sürdürebilmesi gerekir. Sağlıklı olan ve sonunda halkın refahını yükseltecek olan süreç de budur, yani Türkiye ekonomisinin 1990'ların başından bu yana yaşamaya alıştığı inişli - çıkışlı, krizli - şoklu, yoksullaşma sürecinin tam tersidir. TC Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Deutsche Bank'ın geçenlerde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada bana da önemli görünen bir noktaya değindi, ekonomide başarıyı yakalamak için kafa yapımızda, düşünce tarzımızda gerçek bir değişim olması gerektiğini vurguladı. Serdengeçti, önümüzdeki dönemde başarıyı yakalamak için üç hedefe odaklanmamız gerektiğini de belirtti. Bu üç hedef (1) Borç yönetiminin sürdürülebilirliğinin sağlanması (2) Enflasyonla mücadelenin sürdürülmesi ve (3) Sürdürülebilir büyümenin hedeflenmesi idi. Saman alevi fetişizmi Çok kısa sürecek bir bayram diyorum çünkü, Türkiye bugün bulunduğu noktada, Serdengeçti'nin öne çıkartığı üç hedefi boşlayıp "hababam ekonomisi"ne geri döndüğü anda bunun bedelini de ödemeye başlar. İçerde ve dışarda bunun nasıl bir felakete yol açacağını düşünenler, derhal yeni bir kriz senaryosunun taşlarını döşemeye koyulur ve "saman alevi fetişizmi" yeni bir krizle sonuçlanır. Böyle bir serüven belki kısa ömürlü olur ama büyük tahribat yapar. Şimdi gelinen noktada sağlıklı büyümeye geçişin önündeki en önemli engellerden biri Türkiye'de pek çok kimsenin kafasının hâlâ o eski sürece, bizi yoksullaştıran sürece endeksli olması. Yapılan siyasi tahriklerde, "Büyümek Türkiye'nin hakkıdır, IMF büyümemize set çekemez" diyerek ucuz kahramanlık yapanların söyleminde, kimi özel sektör temsilcilerinin "Piyasa açılmadı, batıyoruz" yakınmalarında hep o eski süreci özleyen kafa yapısının izleri görülüyor. Hükümet bir uysa bunlara ve saman alevi gibi parlayacak bir rahatlama ortamı yaratsa, kısa süreli de olsa piyasaları şöyle bir canlandırsa zil takıp oynayacaklar, çok kısa sürecek bir bayram yaşayacaklar. Yeni iyimserlik oulagay@milliyet.com.tr Şimdi biz artık bu saman alevi fetişizmini bir kenara bırakıp, bizi sağlıklı ve sürdürülebilir büyümeye götüren adımları atabiliyorsak bunu bir iyimserlik nedeni olarak görme noktasına da gelebilmeliyiz. Enflasyondaki düşüş sürerken piyasalarda küçük de olsa kıpırdanmalar gözlenmesi, insanların TLnin para olduğuna yeniden inanmaya başlaması, istikrar beklentisinin içerde ve dışarda yatırım fikrini yeniden yeşertmesi ve Türkiye'nin küçük adımlarla da olsa sağlıklı büyümeye doğru gittiği izleniminin yaygınlaşması, iyimserlik yaratacak gelişmeler olarak algılanabilmeli. Sağlıklı büyüme yolunda ancak yeni kafa yapısıyla yürüyebiliriz.