Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       "Tavana bakıyordum ve birden gökyüzünü gördüm".
       Sahnedeki yedi genç, Los Angeles depreminin yaşamlarını ve dünyaya bakışlarını nasıl değiştirdiğini anlatıyorlardı. Deprem, ufuklarını sınırlayan "tavan"ı yıkmış ve "gökyüzü"nü göstermişti onlara. Aşkları, yaşamları, dünyaya bakışları eskisi gibi olmayacaktı artık."
       1995 yazında, müziğini John Adams'ın bestelediği bu modern operayı izlerken bir depremin insanların hayatında ne kadar çok şeyi değiştirebileceğini ilk kez hissetmiş ve bu duygumu o dönemde yazmakta olduğum "Aklınla Uçur Beni" adlı kitabın giriş bölümüne de yansıtmıştım.
       Sonra unuttum gitti bütün bunları. Tam bir yıl önce depremle uyandığımda da ilk önce bunları düşünemedim doğal olarak. Korkunç bir uğultuyla birlikte gelen sarsıntı sonrasında yoğun bir karanlık kaplamıştı ortalığı. Nerede ne olduğunu anlamak mümkün değildi. Canlı yayında tek bir radyo vardı galiba ve panik içindeki spiker "büyük bir deprem oldu, her yer karanlık" gibi sözlerin dışında hiçbir bilgi veremiyordu. O ortamda yaşanan facianın boyutlarını kestirmek ve bu depremin hayatımızı nasıl değiştireceğini hayal etmek olanaksızdı.
       Aradan geçen bir yıl depremin ne kadar çok şeyi ne kadar çarpıcı biçimde etkileyebileceğini öğretti bize. Depremle birlikte gerçekleri görmemizi engelleyen kimi duvarlar da yıkılmış ve bazı gerçekleri çıplak gözle görme olanağını elde etmiştik sanki. Bu bir yıl içinde:
       * Toplumu kontrol altında tutma etme fobisiyle ünlü devletimizin çarpık ve kanunsuz yapılaşma karşısında nasıl acze düşmüş olduğu ve bir doğal afet karşısında ne kadar çaresiz kaldığı gözler önüne serildi.
       * Buna karşılık başta AKUT olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının ne kadar özverili bir çalışma yapabilecekleri görüldü, önemleri anlaşıldı ama yapabileceklerinin sınırları da belirlendi.
       * Her kesimden insanlar arasında dayanışma potansiyelinin ne kadar büyük olduğu ortaya çıktı.
       * Bilimsel gerçeklerin önemi keşfedildi ve herkes bilim adamlarından deprem gerçeğini öğrenme hevesine kapıldı. Bu arada fırsatçı şarlatanlar da ortaya çıktı.
       * Bütün dünyanın Türklere düşman olduğu yolundaki inanç yıkıldı, deprem sonrasında gösterilen dayanışma ve sağlanan destekler özellikle Yunanistan'la aramızdaki buzların erimesine vesile oldu.
       Evet bütün bunlar ortaya çıktı ama dış dünyadan sağlanabilecek yardımların tam olarak kullanılmasını sağlayacak projeler ne yazık ki yapılamadı, riskli yapıların elden geçirilmesi için organize bir çaba gösterilmedi, toplumda bir depreme hazırlık bilinci yaratılamadı.
       17 Ağustos'ta depremle uyandık ama galiba daha tam uyanamadık.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr