Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Bugünlerde farklı kesimlerden pek çok kişi aynı soruları soruyor: Dolar neden düşüyor? Bu düşüş neyin alameti? Nereye kadar düşer? Yeni bir kriz mi geliyor? Cevabını bileni zengin edebilecek sorular. Bu köşenin okurları benim, insanlara para kazandırmak amacıyla yazı yazdığını açıklayan (ve tavsiyelerine uyanlara sık sık para da kaybettiren) allame - i cihan ekonomi yazarlarından olmadığımı biliyor her halde. Bugüne dek "bonoya girmenin tam sırası" ya da "her şeyi satıp Türkiye'den kaçın" türünden tavsiyelerde bulunmadım hiç bir yazımda. Şimdi de "dolarda hayat yok, boşuna dolar tutmayın" ya da "devalüasyon geliyor, dövize sarılın" diye tavsiyelerde bulunmadan yukardaki sorulara eğileceğim. Ama önce tüm bu soruların altında yatan kaygılara değinmek istiyorum.
     Doların düşüşü neden kaygı yaratıyor? Doların Euro karşısındaki düşüşü nedeniyle kaygılanmaya başlayan Avrupalıların kaygısını bir kenara koyup Türkiye'deki duruma bakalım. Doların düşmesi ve TL'nin değerlenmesi, gelirini TL ile kazanan milyonlarca vatandaşımız için olumlu bir gelişme değil mi? Dolar tırmanırken "bir günde % 40 fakirleştik" diyenlerin şimdi "dolar düştükte zenginleşiyoruz" demeleri, döviz mevduatlarını bozup Hazine bonosu alanların "oh ne güzel para kazandık" diye bayram etmeleri gerekmiyor mu? Dolar düşerken faizlerin de düşmesi olumlu bir gelişme değil mi? Türk Lirası'nın değer kazanması enflasyonun kontrolunu da kolaylaştırmıyor mu? O halde neden kaygı yaratıyor doların düşmesi?
     
     Yeni kriz korkusu
     Doların düşüşü ve TL'nin değerlenmesi şimdi kaygı yaratıyor, çünkü yakın geçmişte yaşanan krizleri henüz unutmadı çoğu kimse. TL'nin değerlendiği dönemlerde yaşanan aldatıcı mutluluğun kalıcı olamadığını yaşayarak öğrendi insanlar. TL'nin değer kazanmasının, ülkeye "sıcak para" girişinin ve yüksek reel faize yönelişin sonucu olduğunu ve bu para hareketinin şu ya da bu nedenle (örneğin siyasi kriz nedeniyle) yön değiştirdiği noktada kur şokuyla karşılaşıldığını unutmadı çoğu kimse. TL'nin değerlenmesini kaygıyla karşılayanların çoğu sanırım öncelikle bunları hatırlıyor. Ayrıca dövizde kaldıkları için zarar ettiğini düşünenler de kaygılı. İhracatçılar ve biraz daha analitik düşünebilenler ise TL'nin değerlenmesinin Türk firmaları için bir rekabet gücü kaybına yol açacağını ve giderek bozulacak olan dış dengenin yeni bir krizin öncüsü olabileceğini düşünerek kaygı duyuyorlar.
     Bu noktada önceki krizlerden farklı olarak hesaba katılması gereken yeni unsur, Türkiye'nin dalgalı kur rejimine geçmiş olması. Dalgalı kur, TL'nin aşırı değerlenmesinden kaynaklanan dengesizlikleri, tehlikeli boyutlara varmadan önleyebilecek bir kur rejimi. Bu nedenle kurlardaki geçici düşüşlere bakarak bunun otomatik olarak yeni bir krizi tetikleyeceğini ya da yeni bir kur depremine yol açacağını düşünmek pek de doğru değil.
     
     Sıcak para tehlikesi
     Ancak sisteme hızlı "sıcak para" girişinin, hele bizimki gibi hiçbir tahdidin bulunmadığı, sığ piyasalarda, kurları aşırı ölçüde etkileyerek aşırı bir dalgalanma yaratabildiğini de unutmamak gerekiyor. Hazine kağıtlarının yüksek reel faizin yanısıra vergi avantajına da sahip bulunmasının bu tür sıcak para girişlerini son günlerde hızlandırdığı ve kâr yazma tutkusundaki kimi bankaların da bunu hareketi destekledikleri söyleniyor. Bu gelişmeler de ister istemez "yeni bir saadet zinciri mi yaratılıyor?" sorusunu hatıra getiriyor.
     Hemen önümüzdeki dönemde, içerde ve dışarda kriz niteliği kazanacak siyasi - askeri gelişmeler olmazsa ya da sorumsuz beyan ve davranışlarla piyasalar tedirgin edilmezse bu süreç bir süra daha devam edebilir. Dönüş noktasına gelindiği hissedilince de bu kez tam tersi olabilir ve döviz kurlarında ani sıçramalar yaşanabilir.
     Burada önemli olan ekonomi yönetiminin, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, "oh ne güzel sisteme para giriyor, faiz düşüyor, ekonomi canlanıyor" iyimserliğine kapılmadan sermaye hareketlerini ve kurlardaki iniş çıkışların boyutlarını sınırlayacak önlemleri, piayasa koşulları içinde, alması. Bu yola girilmezse dalgalı kura karşın yeni çıkmazlara sürüklenebiliriz.