Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cuma gününe doların yeni bir atağını izleyerek başladık; yaralı Amerika’nın yeşil doları, dakika başı onar bin liralık sıçramalarla yükseliyordu, bizim biçare TL. karşısında ve tabii herkes kendine göre bir neden buluyordu buna. Öğlen üzeri Compex bilgisayar fuarı kapısındaki Milliyet TIR’ına doğru yürürken iş alemiyle içli dışlı olan bir dosta rastladım. İlk olarak dolardaki tırmanışın nedenini sordu tabii ve perşembe günü bir bankanın genel müdüründen dinlediklerini aktardı. Banka müdürünün anlattığına göre, iş alemi bu hükümetten umudu kesmişti ve hükümeti istifaya zorlamak için kur silahını kullanmayı kararlaştırmıştı. TL. hızlı bir çıkışla 2 milyon TL. ye yükseldiğinde hükümetin çekilmesi kaçınılmaz olacaktı.
Birkaç saat sonra Kemal Derviş’in Washington’da yapacağı basın toplantısını izlemek üzere televizyonun başına geçtiğimde TC Merkez Bankası’nın döviz piyasasına müdahale ederek bir ara 1 milyon 680 bin liraya kadar yükselen doların fiyatını 1 milyon 580 bine çektiğini öğrendim. Merkez Bankası, sonunda Ercan Kumcu’nun aylardan beri israrla önerdiği "büyük ağabey" rolünü oynamış ve doların yükselişini frenlemişti. Bu bir günlük deneyimden sonuç çıkarmak belki doğru değil ama "Merkez Bankası daha sık oynasaydı bu "ağabey" rolünü, bugün bu noktada olur muyduk", diye düşünmeden de edemedim doğrusu.
Derviş’in Türkiye saatiyle saat 18’deki basın toplantısı başlamadan hemen önce, kendisinin aynı gün TSİ saat 23’de ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile daha önce programda olmayan bir görüşme yapacağı haberi geldi Washington’dan. Derviş basın toplantısında Türkiye’nin 2002 yılı programının finansman ihtiyacı üzerindeki temasların sürdüğünü, Türkiye’nin de ek bir çaba göstermesi koşuluyla yeni bir dış desteğin alınabileceği izlenimini edindiğini, ancak bunun miktar ve biçiminin 6 ekim cumartesi günü yapılacak G - 7 Maliye Bakanları toplantısında belli olabileceğini belirtti. Derviş’e göre 2001 programının gidişatında ise hiç bir sorun yoktu ve reel sektöre acil destek sağlamak için neler yapılabileceği tartışılıyordu.
Derviş’in basın toplantısının hemen ardından Yasemin Çongar’ın verdiği haber ise G - 7’lerin ve Cheney görüşmesinin gündeme gelmesiyle karışan kafamı daha da karıştırdı. IMF, Türkiye’ye vereceği kredi dilimini ekim sonuna kadar erteleme kararı almıştı. Derviş’in dediği gibi 2001 uygulamasında hiç sorun yok idiyse bu kredi dilimi neden ertelenmişti acaba? Kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye için olumlu görüş belirttiği bir günde IMF’nin böyle bir kararı açıklaması ne anlama geliyordu?
Diyorum ya kafam fena karıştı, bu işin sonu nereye varır diye düşünmek bile istemiyorum şu noktada.