Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türk sanayinin dönüşümünü en yakından izleyenlerden biri olan, TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) Yönetici Direktörü Güven Sak arayarak sanayimizin geleceğiyle ilgili değerlendirmeme katıldığını, ancak ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği konusunda benim kadar kaygılı olmadığını söyledi.Güven Sak'ın yaptığı ayrım gerçekten önemli. Güven Sak'ın çalışmalarından da yararlanarak ele alacağım sanayimizin yapısıyla ilgili sorunlarla, Türkiye ekonomisinde halen yaşanmakta olan büyümeyi ansızın kesintiye uğratacak sorunlar arasında bir ayrım yapmak gerekiyor. Pazartesi günkü yazımın sonunda (1) Türkiye'de imalat sanayinin, son yıllarda geçirmekte olduğu dönüşümün, sanayimizin küresel rekabet ortamında ayakta kalmasına ve sıçrama yapmasına yetmeyeceğini ileri sürmüş ve (2) Büyük ölçüde dış kaynağa dayalı olan ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği konusunda da kaygılarım olduğunu belirtmiştim. Türkiye ekonomisinde 18 çeyrektir yaşanmakta olan hızlı büyümenin kesintiye uğraması, öncelikle dış kaynak akışıyla ilgili bir olasılık. Türkiye'de özel sektör giderek büyüyen bir tasarruf açığı veriyor ve bunu üretimini, yatırımını büyük ölçüde dış kaynak kullanarak finanse ediyor. Daha çok dış kaynak kullanan sanayici, içerdeki faizlerin yükselişinden de çok fazla etkilenmiyor.Benim kaygım, uluslararası sermaye hareketlerindeki bir yön değişikliğinin Türkiye'nin kendine özgü riskleriyle bütünleşerek Türkiye'ye dış kaynak girişini ani olarak azaltması. Mayıs - Haziran aylarında bunun bir provası yaşandı ve nelere yol açabileceği konusunda iyi bir fikir verdi. IMF'nin de değindiği gibi, ikinci bir dalganın gelmesi halinde bunun ülkeyi ve büyük ölçüde dış kaynak kullanan sanayiciyi yaralaması göz ardı edilemeyecek bir olasılık.Güven Sak, küresel sistemle bütünleşmiş yabancı sermayeli şirketlerin sanayimizdeki payının arttığını düşünerek bu etkinin sınırlı olabileceğini düşünüyor, yaşanmakta olan büyümenin kısa vadedeki sürdürülebilirliği konusunda benden daha iyimser. Ancak sanayimizin küresel dönüşüme uyumu konusunda çok ciddi kaygıları var. İkinci dalga etkisi? Güven Sak'ın geçenlerde İSO Meclis toplantısında yaptığı sunumda ortaya koyduğu veriler aslında çok şey anlatıyor. Son 25 yılda sanayi katma değeri Çin'de 12 kat, Güney Kore'de 6 kat artarken Türkiye'de yalnızca 3 kat artabilmiş. Güven Sak'ın bu sunumda yaptığı bazı önemli saptamalar şunlar: Türkiye ekonomisi hızla küresel ekonominin parçası haline geliyor, 1989 - 2001 döneminde % 9.5 büyüyen dış ticaretimiz 2002 - 2005'de % 27 büyümüş.Türkiye'nin ara malı ithalatındaki artış da 1989 - 2001'de % 9.5 artarken 2002 - 2005 döneminde bu artış % 30'a çıkmış.Türk sanayinin yükselen sektörleri ithalata daha fazla bağımlıKüresel boyutta yıldız olmaya aday çok az sektörümüz var. Bunlar giderek büyüyen dış açığı da besleyen sorunlar. Konuyu Pazar günkü yazımda sürdüreceğim. NOT: Milliyet'in 13 - 17 Eylül tarihli sayılarında yayımlanan "Dünya Nereye, Türkiye Nereye" dizisine internette erişmek isteyen okurlar http://www.milliyet.com.tr/2006/09/13-14-15-16-17 yazar/ulagay.html adresine girerek bu yazılara erişebilirler. oulagay@milliyet.com.tr Sanayimiz ne alemde?