Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"TCMB'nin şimdi cesur bir faiz artırımına gitmesi bu güven erozyonunu durdurma harekâtının bir parçası olarak da algılanabilir. Bu adım başarılı olur ve dünyadaki en yüksek reel faizi veren ülke olarak Türkiye'ye yeniden dış kaynak girişi başlarsa piyasalarda geçici bir normalleşme yaşanabilir ve bir süre daha aldatıcı başarı öyküleri dinleyebiliriz. AKP hükümeti de seçim öncesinde ekonomide bir daralma yaşanması kâbusunu şimdilik atlatabilir."Bugün gelinen nokta öngörümü doğruluyor. Bunun uzantısında, "Tamamen dış kaynaklı, küçük bir sarsıntı atlattık, artık her şey yolunda" görüşüne katılmam da olanaksız. Dıştan gelen dalganın bizim piyasalarda ciddi bir güven bunalımına ve hatta küçük çapta paniğe yol açtığı günlerde, 12 haziran günü bu köşede yer alan yazıda şöyle bir öngörüde bulunulmuş: Mayıs ve haziran aylarındaki sarsıntıya yol açan başlıca faktörleri hatırlayalım: Dünyadaki likidite bolluğunun bittiği ve ABD faizlerindeki yükselişin süreceği beklentisinin Türkiye gibi 'Yükselen Pazar'lardan sermaye kaçışına yol açması. Türkiye'nin rekabetçi olmayan bir döviz kuruyla ve ciddi boyutlarda bir dış açık (cari açık) sorunuyla yaşamakta olması. TC Merkez Bankası'nın fiyat istikrarına öncelik veren bir kurum olmaktan çıkması. Seçim yılına girilirken maliye politikasının da gevşemesi ve bu ortamda enflasyonun kontrolden çıkması. 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkede gerilime yol açacağı beklentisinin doğması. Genel seçimler nedeniyle ülkede siyasi ve ekonomik istikrarın bozulması riskinin artması. Kıbrıs sorunuyla birlikte, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde sorun çıkma olasılığının artması. Bu koşullarda özellikle uluslararası piyasalarda hükümete ve ekonomi yönetimine duyulan güvenin kaybolması. Şimdi bugün gelinen noktada bu şartların hangileri, ne kadar değişti? Sarsıntının koşulları Bugün gelinen noktada sarsıntıyı yaratan koşulların hangisi tamamen ortadan kalkmış durumda? Bence hiç biri. ABD'deki faiz yükselişi şimdilik durdu ama bu yeniden başlamayacağı anlamına gelmiyor. Rekabetçi olmayan kura geri döndük, cari açık sorunu sürüyor. TC Merkez Bankası güven yaratmaya çalışıyor ama bağımsızlığına gölge düşürecek müdahaleler de yaşanabiliyor. Hükümet gerilim yaratacak davranışlardan kaçınma konusunda çok daha dikkatli ama Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili gerilim er geç gündeme gelecek. Seçim ekonomisi henüz belirgin değil ama seçim ortamına da henüz girilmedi. Ortadoğu'daki gerilim AB'nin Türkiye'ye güçlük çıkarma olasılığını biraz azaltsa bile tamamen ortadan kaldırmış değil. Türkiye'ye yeniden para girişi başladı ama ülkeye ve hükümete duyulan güvenin tekrar yükselmesine değil kısa vadedeki getirinin yükselmesine bağlı bir olay. Bunlara ek olarak bölgemizdeki jeo politik riskler daha da artmış görünüyor. Tüm bu nedenlerle, bir süre için yazılarıma ara verirken içim pek rahat değil. Aşırı rahatlamanın zamanı değil galiba. oulagay@milliyet.com.tr Şimdi ne değişti?