Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Euro, Avrupa Birliği üyesi 12 ülkenin ortak parası olarak 2002 yılından itibaren tedavül etmeye başladı. Euroya geçmeyi kabul eden 12 ülkenin her birinin diğerinden farklı değerde olan parası, farklı pariteler uygulanarak euroya çevrildi. Yıllardır alıştıkları bir para birimiyle alışveriş yapan Avrupalılar için hayli zahmetli bir süreçti bu. Alman markıyla, Fransız frangıyla, Avusturya şiliniyle ya da İtalyan liretiyle alışveriş yapmaya alışmış olan insanlar euro fiyatlara intibakta bazı sorunlar yaşadılar. Bu arada farklı dönüşüm pariteleri nedeniyle oluşan küsuratlı fiyatları yukarı doğru yuvarlayarak gizli zamlar yapanlar da oldu. Bu etki özellikle nakit alışverişe konu olan, yaygın tüketilen ve birim fiyatı düşük olan ürünlerde gözlendi. Yılbaşında başlayacak olan Yeni Türk Lirasına (YTL) geçiş çok daha basit olacak. Kafa karıştıracak pariteler, oranlar söz konusu değil. Halen kullanılmakta olan TLden 6 sıfır atılarak YTLye geçileceği için 1 milyar TL 1000 YTLye, 1 milyon TL 1 YTLye, 500 bin TL 50 kuruşa, 10 bin TL 1 kuruşa tekabül edecek. Örneğin 1 milyon 950 bin TL olan bir ürünün yeni fiyatı 1.95 YTL olacak. 2 milyon TL değil de 1 milyon 950 bin TL olan ürün bulmak zaten kolay değil ama bu tür küsuratlı fiyatlara sahip olan ürünlerde bile sorun yaşanmayacak yetkililere göre, çünkü piyasada yeterli miktarda 1 ve 5 kuruş bulunacak ve fiyatları yukarı doğru yuvarlamaya gerek kalmayacak.YTLye geçişin euroya geçişe göre daha kolay olması gerekiyor ama euro banknotlarının tedavüle çıkmasından bu yana geçen sürede Avrupada yaşanan deneyim, bazı sorunların ancak uygulama içinde algılanabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, her iki dönüşümün farklı nitelikte olduğunu unutmadan, euro deneyiminin bazı sonuçlarına bakmak yararlı olabilir diye düşündüm. YTLye geçiş Avrupa Merkez Bankasının Ağustos 2004 tarihli aylık raporunda yer alan verilere göre: 2004 yılının ağustos ayında toplam değeri 450 milyar euroyu bulan yaklaşık 9 milyar adet euro banknot varmış tedavülde. Bu rakamlar 2004 yılının ilk altı ayında değer olarak % 20.3, miktar olarak % 10.5 artmış.Banknot talebinin sürekli olarak artmasında önemli faktörlerden biri, yüksek kupürlü euro banknotlarının, eski deyimle iddihar, yani biriktirip saklama amacıyla fazla talep görmesi olmuş. Euronun dolar karşısında değer kazanması da bu süreci beslemiş.Bu nedenle 2005 yılı için planlanan banknot üretiminde 500 euroluk en büyük kupürün ağırlığı fazla. 2005de toplam değeri 189 milyar euro olan 3.6 milyon adet yeni banknot basılacak ve bunların 95 milyar euroluk bölümü, yani değer olarak yarıdan fazlası 500 euroluk en büyük kupürden oluşacak.Miktar olarak en fazla işlem gören euro banknotları ise 10 ve 50 euroluk kupürler. 2005 yılında 1 milyar 20 milyon adet 10luk, 1 milyar 100 milyon adet de 50lik banknot basılacak.Aşırı kullanım nedeniyle kalitesi bozulan ve yenileriyle değiştirilmesi gereken euro banknotu sayısı 2003 yılında 2 milyar 663 milyon adedi, yani tedavüldeki toplam banknot miktarının üçte birini bulmuş. Euro deneyimi Alınan tüm önlemlere karşın sahte euro banknotlarının piyasaya sürülmesi önlenememiş ve sahte euro sayısı 2003 yılında artmaya başlamış. 2003 yılının ikinci yarısında 311 bin adet sahte euro banknot ele geçirilmişken bu sayı 2004 yılının ilk altı ayında da 307 bin adedi bulmuş. Euro alanında yaşayan yaklaşık 300 milyon kişinin yılda 120 milyar nakit alışveriş işlemi yaptığı ve 9 milyar adet banknotun tedavül ettiği bir pazarda ortaya çıkan sahte banknot sayısı yüksek görünmüyor ama yetkilileri yeni önlemler almaya zorluyor. oulagay@milliyet.com.tr Sahte eurolar