Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Önceki gün başlatılan "Euro'yu kurtarma" operasyonunun nasıl sonuç vereceği merakla bekleniyor. ABD ve Japonya Merkez Bankaları ile ve Avrupa Merkez Bankası'nın Euro'nun değer kaybını durdurmak için önceki gün başlattığı ortak müdahalenin ilk etkisi Euro'nun ABD doları karşısında 5 cent kadar değer kazanarak 90 cente tırmanması oldu. Ancak sürpriz müdahalenin piyasalardaki ilk şoku geçer geçmez Euro'nun yeniden inişe geçtiği ve 88 cente gerilediği görüldü. Euro'nun daha fazla değer kaybını önlemek amacıyla yapılan müdahaleye, beklenmedik şekilde ABD Merkez Bankası (Federal Rezerv Bankası)'nın katılması bile Euro'yu satmaya kararlı görünen piyasalardaki eğilimi kalıcı biçimde kırmaya yetmemişti sanki.
       Günümüzde 1.5 trilyon dolarlık muazzam bir günlük işlem hacmine erişen döviz piyasalarına müdahale etmenin riskli olduğu ortada. Örneğin Euro'ya ilk desteği vermesi beklenen Avrupa Merkez Bankası (AMB)'nın toplam rezervleri 260 milyar Euro (yaklaşık 230 milyar dolar) mertebesinde. Bu koşullarda AMB'nin piyasalara tek başına müdahalesinin gerekli caydırıcı etkiyi yapmayacağı düşünüldüğü için ABD ve Japonya Merkez Bankaları da Euro'ya destek verdi. Buna ek olarak dün bu yazının yazıldığı saatlerde Prag'da yapılmakta olan G - 7 ülkeleri Maliye Bakanlarının toplantısından da Euro'ya destek kararının çıkması bekleniyordu.
       Euro'nun daha fazla değer kaybetmesini önlemek ya da doların çıkışını durdurmak amacıyla girişilen bu müdahale, tam 15 yıl önce doların tırmanışını durdurmak için yapılan Plaza Anlaşması'nı hatırlatıyor. New York'taki ünlü Plaza Oteli'nde yapılan bu anlaşma hedefine ulaşmış ve dolar o tarihten itibaren kademeli olarak değer yitirmeye başlamıştı.
       Önceki gün gerçekleştirilen müdahalenin Plaza Anlaşması kadar başarılı olup olamayacağını, 1985'den bu yana işlem hacmi ve dayatma gücü çok fazla büyümüş olan döviz piyasalarının tepkisi belirleyecek. Ünlü ekonomist Paul Krugman, müdahalenin hemen öncesinde yazdığı bir yazıda "ancak piyasalardaki sürü davranışını kıracak bir müdahalenin başarı şansı bulunduğunu" belirtiyordu. Krugman'a göre Federal Rezerv ve diğer önde gelen merkez bankalarının Euro'yu desteklemesi piyasalardaki tek yönlü sürü davranışını kırabilir ve Euro'nun düşüşünü durdurabilirdi.
       Önümüzdeki günler ve haftalar Euro'nun geleceği açısından önem taşıyor. Gelecek hafta perşembe günü (dünkü yazımda yanlışlıkla yazdığım gibi bugün değil) Danimarka'da yapılacak olan Euro'ya katılma referandumunun sonuçları da piyasalara psikolojik bir etki yapabilir.
       Bakalım Avrupa'nın kurtaramadığı Euro'yu ABD'nin güçlü bileğiyle attığı zar kurtarabilecek mi?


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr