Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Takke düştü, kel göründü, DİE'nin milli gelir verileri Türkiye'nin yoksullaşmasını resmileştirdi. Kişi başına milli gelirimizin yeniden 3000 dolar sınırının altına indiğini gösteren bu vahim patinaj tablosunun yorumunu başka bir yazaya bırakıp hafta başından beri kafamı kurcalayan bir konuya dönmek istiyorum bugün.
       Bütün bir maç boyunca mahalle takımı görüntüsü sergileyip tesadüfi bir golle Galatasaray'ı yenen Fenerlilerin bayram sevinci ve takılmaları karşısında fazla rahatsızlık duymadım doğrusu. Futbolda sevinç ya da üzüntüyü eninde sonunda maçın skoru belirler ve maçı kazananın, hele kendinden çok üstün bir rakibi şu ya da bu şekilde yenenin sevinmesi çok doğaldır.
       Fenerlilerin, Galatasaray galibiyetiyle avunma şenlikleri sürerken Fatih Terim'in önümüzdeki sezon Galatasaray'dan ayrılacağı yolundaki haberlerin manşetlere çıkması ise fazlasıyla rahatsız etti beni. Yalnızca bir Galatasaray taraftarı olarak değil, Türkiye dışında kazanılan başarılara özel önem veren ve bu nedenle Fatih Terim'i önemsemeye başlayan biri olarak da ciddi bir düş kırıklığına uğradım ve, "kariyerini Türkiye dışında ilerletmek istediği söylenen Fatih Terim aslında Avrupa ya da dünya çapında başarılara imza atacak olgunlukta değil mi henüz?", sorusu geldi aklıma.
       Hemen ardından 1996 yılını hatırladım. Belleğim beri yanıltmıyorsa o dönemde Milli Takım'ının başında bulunan Fatih Terim, yaklaşan Avrupa Şampiyonası finalleri öncesinde bir açıklama yaparak şampiyona sonrasında Milli Takımı bırakacağını açıklamıştı. Bu açıklamadan bir süre sonra yapılan Avrupa Şampiyona'sında Milli Takımımız tek bir gol bile atamamış ve elenmişti.
       Bu deneyimi de yaşamış olan Fatih Terim'in şimdi, Galatasaray'ın UEFA Kupası yarı finallerine hazırlandığı bir ortamda Galatasaray'dan ayrılma konusunu tartışma gündeminde tutması Terim'in çapını sorgulamaya itiyor insanı. Terim'in ayrılmak için çok haklı gerekçeleri olabilir, kendi kariyerini geliştirmek için planları olabilir ama bütün bunların şu anda tartışma gündemine gelmesi bağışlanamaz bir zamanlama hatası gibi geliyor bana.
       Bu hatayı bir başkası yapsa gene üzerinde durmaya bile değmezdi belki ama Fatih Terim gibi futbolcularının motivasyonunu ve ekip ruhunu sağlamada örnek sayılabilecek başarılara imza atmış bir yöneticinin bunu yapması önemli. Zor maçlar öncesinde, Fatih Hoca'nın damgasını taşıyan bir birlikteliğin bitmek üzere olduğu düşüncesinin Galatasaraylı futbolcuları olumsuz etkileyeceğini düşünmek için kahin olmak gerekmiyor ve ister istemez şu tatsız soru geliyor akla: UEFA Kupası'nda Galatasaray'ın karşısına Leeds United yerine Lens çıksaydı ve talihsiz Fener yenilgisi alınmasaydı bütün bunlar gündemde olacak mıydı acaba?



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr