Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in önceki gün açıkladığı kur takvimi ve para programı son 20 küsur yılı kronik yüksek enflasyonla yaşamış olan Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcını müjdeliyor. Program hedeflerine ulaşırsa "para" olma işlevini büyük ölçüde kaybetmiş olan Türk lirası (TL) de yeniden bu niteliği kazanacak. 2000 yılının sonlarında enflasyonun hedeflendiği gibi yüzde 20'lere inmesi halinde ise paradan sıfırların atılması gündeme gelecek ve TL yeniden itibarlı bir para birimi haline geldiğini herkes görecek. Gazi Erçel, Merkez Bankası'nın bu operasyona çoktan hazır olduğunu ama enflasyonda yüzde 20 hedefini tutturmadan sıfırları atmanın anlamlı olmayacağını belirtiyor.
       Programın aksamadan uygulanması bazı koşulların gerçekleşmesine bağlı:
       * Birinci koşul, programın IMF ve dış dünya tarafından desteklenmesi ve gerekli dış mali desteğin sağlanması. Aslında bu program IMF ile mutabık kalınarak oluşturulduğu için IMF derhal programı desteklediğini açıkladı. Gazi Erçel'in yalnızca kamu kesimi için öngördüğü dış destek miktarı 11 milyar doları buluyor ve bu koşulun yerine gelmesinde sorun yok gibi görünüyor.
       * İkinci koşul, hükümetin ve parlamentonun bu programı yapısal önlemlerle bütünleştirerek eksiksiz uygulamaya kararlı olması. Gazi Erçel bu konuda da sorun çıkmayacağına emin, "hükümetin ve parlamentonun kararlılığı hazirandan bu yana sürüyor, araya deprem felaketi girmeseydi biz bu programı iki ay önce açıklayacak ve 1 Kasım'da uygulamaya başlayacaktık" diyor.
       * Üçüncü koşul, özel sektörün ve bankaların konan hedeflere inanması ve kendi hedeflerini, fiyatlama, ücret ve faiz politikalarını buna göre belirlemesi. IMF ile stand - by anlaşması ve AB adaylığı gibi faktörlerin de etkisiyle özel kesimin bu hedeflere inanması olasılığı da artmış görünüyor.
       * Dördüncü koşul, ücretli - maaşlı kesimle çiftçiler dahil tüm toplumsal kesimlerin hedeflerin tutacağına ikna olması ve bu hedeflerle uyumlu ücret ya da gelir artışlarına razı edilmesi. Şu an için gerçekleşmesi en zor görünen koşul bu.
       Bankalar dün programa hemen tepki vererek mevduat faizlerini kademeli olarak aşağı çekmeye başladılar. Bu arada 6 ay ve daha uzun vade için TL mevduat faizi belirlemekten kaçınan bankalar da oldu. Ancak kamu bankalarının ve likidite sorunu olduğu için mutlaka mevduat artırmak zorunda olan bankaların durumu bankacıları kaygılandırıyor. Banka kesimiyle ilgili düzenlemelerin bir an önce yapılması da açıklanan programın başarısı için gerekli bir koşul oluşturuyor galiba.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr