Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sayın Başbakan'ın ve AKP hükümetinin benim ölçülerime göre eleştirilmesi gereken davranışları hayli fazlaydı ama olumlu bulduğum yanları da vardı. AKP'nin 2006 yılında Türkiye'yi yeni çıkmazlara sürükleyebileceği kaygısını ise geçen yılın sonuna doğru duymaya başladım. Benim algılamama göre 2006 yılı dünya ekonomisi için olduğu kadar Türkiye'nin ekonomik ve siyasi geleceği açısından da kritik bir yıl olmaya adaydı. AKP hükümetinin, bu kritik yılı iyi yönetecek bir ufka ve birikime sahip olduğuna ise hiç de emin değildim. Yılın ilk günlerinde bu köşede yer alan birkaç yazıda bu kaygılarımı dile getirmeye çalıştım. Bu köşenin sürekli okurlarının bileceği gibi ben, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetine birinci günden cephe alan ve başarısız olması için dua eden takıma hiç katılmadım. Demokratik bir seçimle iktidara gelen AKP'nin icraatını, kendi ölçülerime göre objektif olmaya çalışarak değerlendirdim. Türkiye bu hükümeti çıkartabildiğine göre ona bir şans tanınması gerektiğini düşünüyordum. 2 Ocak 2006 günü bu köşede yer alan yazıda, yaşam tarzı tercihleri üzerine siyaset yapmanın riskini vurgulayarak şunları yazmışım: "Tehlike işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. Yaşam tarzı farklılıklarını istismar ederek siyaset yapma eğilimi baş gösterince, karşılıklı hassasiyetler bileniyor ve ucu açık bir toplumsal kavganın tohumları atılmış oluyor. Siyasetin canlanmasının beklendiği 2006 yılında bu yolu denenmeye kalkışılması sonunda ekonomiye de darbe vuracak bir süreci başlatabilir. Umarız tüm siyasetçiler bunun farkındadır."4 Ocak 2006 tarihinde yayımlanan yazımda ise 2006 yılının dünya ekonomisi için bir kırılma yılı olabileceğini belirterek şöyle yazmışım: "İyimserlere göre 2005 yılında nasıl her şey yolunda gittiyse 2006'da da aynı şey olacak, piyasalar kendi mantığı içinde dengelerini bulacak. Küresel düzenin, uluslararası mali sistemin ve dünya ekonomisinin sürdürülmesi güç dengesizliklerle ve ciddi risklerle karşı karşıya bulunduğunu düşünenler ise ergeç bir kırılmanın yaşanacağını ileri sürüyorlar. Bu kırılmanın ne zaman yaşanacağını kestirmek olanaksız ama bunu hazırlayan faktörlerin olgunlaşmakta olduğunu söylemek mümkün." Kritik yıl 2006 Dünya ekonomisinde kırılganlığın artma olasılığının yüksek olduğu bir yılda AKP hükümeti için en akıllı tercih, siyasi çekişme ortamına girmeden ekonomiye odaklanmak ve olası şoklara karşı önlem almak olabilirdi. Ancak bu tercihi yapabilmek için olabilecekleri öngörecek bir ufka sahip olmak gerekliydi.AKP yönetimi bu ufka sahip olmadığı için dışardan gelebilecek dalgayı küçümsedi; "ekonomi tıkırında, nasıl olsa ülkeye para geliyor, 2006'da sorun çıkmaz" yanılgısına düştü; Merkez Bankası Başkanı'nın atanması sürecinde çok kötü bir sınav verdi; kendisi için birinci önceliğin Türkiye'yi iyi yönetmek değil, devletin hakim tepelerini ele geçirmek olduğu izlenimini vermeye başladı. Şimdi bu tercihin bedeli ödeniyor. oulagay@milliyet.com.tr Hükümet ne yaptı?