Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Başbakan Ecevit'in IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli'ye karşı yaptığı çıkışın medyadaki yansımaları, bu tür ucuz kahramanlıkların artık prim yapmadığını gösterdi. Hükümetin IMF ile ayrıntılı bir anlaşma yaparak uygulamaya başladığı enflasyonla mücadele programı başarısızlığa uğrarsa bunun sorumlusunun IMF değil hükümet olacağını da aklı başında herkes biliyor.
       Bu gereksiz ve anlamsız "IMF dalaşı"nın kaygı verici yanı, bazı meslek odası başkanlarının da çabasıyla, Türkiye'nin gündemini işgal etmesi ve enflasyonla mücadele programının geleceğiyle ilgili kuşkular yaratması. Türkiye'yi 20. yüzyılda çakılı bırakmayı hedef edinmiş olan güçler, ülkeyi çoktan aşmış olması gereken bir gündeme kilitleyerek hedeflerine varmaya çalışıyor.
       Bugün tartışma konusu olan enflasyonla mücadele programı, aslında ev ödevini yıllardır ihmal etmiş olan haylaz öğrencinin yoğun bir çaba göstererek, dışarıdan okulu bitirme çabasına benziyor. Asıl "iş" bu sınav verildikten sonra başlayacak. Türkiye'nin bu aşamayı hızla geride bırakıp, enflasyon sorununu çözmüş bir ülke olarak 21. yüzyıla ayak uydurma programını gündemine alması lazım. Ülkeyi yönetmekte olanların da IMF görevlileriyle ağız dalaşına girmek yerine, Türkiye'yi 21. yüzyıla sıçratacak hedefler üzerine kafa yorması, örneğin 'yeni ekonomi'ye geçişin planlarını yapması çok daha yararlı olur diye düşünüyorum.
       Dünya Globus dergisiyle İSO ve TÜBİTAK'ın ortaklaşa düzenledikleri 'Yeni Ekonomi Zirvesi'nde konuşan TÜBİTAK Başkanı Namık Kemal Pak'ın da belirttiği gibi, "bir sürü ekonomik ve sosyal sorunumuz var, önce onları çözelim sonra teknolojiyle ve yeni ekonomiyle ilgileniriz", deme lüksüne sahip değiliz. Bugün 'yeni ekonomi'yi konuşmazsak yarın gene ekonomideki krizi, tarımdaki çıkmazı, yoksulluğu ve sefaleti konuşuruz.
       'Yeni Ekonomi Zirvesi'ne katılan OECD Enformasyon, Bilgisayar ve İletişim Politikaları Komitesi Başkanı John Dryden'in hatırlattığı veriler bilgi teknolojisi(BT) ile 'yeni ekonomi'nin önemini ortaya koyuyor. Dryden'in verdiği rakamlara göre BT ile ilgili sektörlerin dev ABD ekonomisindeki payı henüz % 8; buna karşılık yapılan yeni yatırımların üçte ikisi bu sektörlerde gerçekleşmiş, yeni istihdamın üçte biri bu sektörlerde yaratılmış, verimlilik artışlarının yarısı bu sektörlerden kaynaklanmış.
       Geleceğin nerede olduğu belli, 21. yüzyılda iddialı olmak isteyen Türkiye'nin nasıl bir gündem izlemesi gerektiği de. Ne yazık ki bizim 20. yüzyılda kalmış olan politikacılarımız hala IMF dalaşıyla puan toplamaya çalışıyorlar.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr