Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bilişim Vakfı'nın araştırmasına göre ülkemizde şu anda 5 bin bilgisayar mühendisi bulunmaktaymış. Oysa Türkiye'nin bilişim toplumu olabilmesi için 70 bin bilgisayar mühendisine ihtiyacı varmış. Ülkemizde her yıl bin dolayında yeni bilgisayar mühendisi yetişiyor ancak bunların bir bölümü (herhalde en yetenekli olanları) yurtdışında iş bulup gidiyormuş. Ülkemizdeki 5 bin bilgisayar mühendisinin bir bölümü yönetici, bir bölümü pazarlamacı, küçük bir bölümü de bilgisayar mühendisi olarak çalışıyormuş. (Aydın Candabak, "Bilişim Toplumu", Hürriyet, 28 Ağustos 2000).
       Bilişim 2000 etkinliklerinin sürdüğü bir haftada bu tabloyla ne kadar övünebiliriz (ya da bu tabloya bakarak ne kadar dövünebiliriz) doğrusu bilmiyorum ama farklı alanlardaki "kahramanlarımız"la dilediğimiz kadar övünebiliriz. Onlar vatanı ve milleti her türlü kökü dışarıda cereyana ve tehlikeye karşı büyük bir azimle savunarak kendine özgü (yoksa hafif şizofrenik mi desem) bir ülke olarak kalmamızı sağlıyorlar.
       Tanrıya şükürler olsun, bu "kahramanlar"ı hemen her alanda görebiliyoruz. Örneğin elin homoseksüellerini, dünya çapında bir çirkinlik abidesine dönüştürüldüğü gerekçesiyle uluslararası turizm şirketlerinin kataloglarından çıkartılan Kuşadası'na sokmayan "kahramanlar"la ne kadar övünsek yeridir. "Bizimkiler bize yeter, bir de elin bilmem nelerini mi bu ülkeye sokacağız", diyen politikacılarımızı da canı yürekten alkışlamamız gerekir.
       Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin kim bilir hangi sinsi amaçlarla Çanakkale'de (hem de inadına Çanakkale'de) düzenlediği uluslararası eğitim toplantısını son anda yasaklayan "kahramanlar"ı bağrımıza basmayacağız da ne yapacağız? Ya yapılsaydı bu toplantı? "Çanakkale geçilmiş", vatanın stratejik mevzileri yabancıların eline geçmiş olacaktı.
       Daha üst makamdakilerin çoğu kez sahiplenmediği bu tür "küçük kahramanlıklar"ı acaba gerçekten alt düzeydeki inançlı "kahramanlar" mı yapıyor, yoksa bunları yönlendiren daha büyük "kahramanlar" mı var, merak ediyorum. Her neyse önemli olan vatanın, milletin böyle "zararlı cereyanlar"dan korunması, kim yapıyorsa elleri dert görmesin.
       Laf "büyük kahramanlıklar"dan açılınca dünya özelleştirme (daha doğrusu özelleştirilmeme) literatürüne eşi bulunmaz bir örnek olarak geçmiş bulunan Türk Telekom'un satışına değinmeden edemeyeceğim. Bu olayda o kadar çok "kahraman" devreye girdi, o kadar olay yaşandı ki; her birine madalya vermeye kalksak altın stoklarımız erir. Bu "kahramanlar" sayesinde, uygar dünyada telekom sistemini özelleştirmeyip gözü gibi koruyan ülke olarak ayrı bir madalya alacağız herhalde. Bu "kahramanlar" sayesinde yıllar içinde milyarlarca dolarlık kayba uğramışız, telefon hizmeti ucuzlayamadığı için internetin yaygınlaşması önlenmiş, hiç umurumda değil vallahi.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr