Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       DÜNYA Ekonomik Forumu'na evsahipliği yapan Davos'a karla birlikte tanınmış şahsiyetler de yağmaya devam ediyor. Toplantıların yapıldığı Kongre Merkezi'nin önünde sıralanan limuzinler çeşitli ülkelerden devlet başkanlarını, başbakanları, bakanları ve dünyanın ünlü işadamlarını yarım metreyi geçen karın cilvelerinden kurtarıp otellerine taşımaya uğraşıyor.
       Yıllık toplantının ısınma turlarının yapıldığı perşembe sabahı lapa lapa yağan karın altında Kongre Merkezi'ne girmek için uzun kuyruklar oluşturan katılımcılar arasında, yetkililer ve işadamlarının yanısıra, alanlarında ün yapmış çok sayıda akademisyene, bilimadamına ve sanatçıya rastlamak mümkündü. Kongre Merkezi'nin içinde ise adım başında, adını daha önce duyduğumuz, yapıtlarını okuduğumuz birileriyle karşılaşmanız işten bile değildi. Bunlar arasında dünya televizyonlarının ve diğer medyanın yıldızları da yer alıyordu. Dünya Ekonomik Forumu'nun benzeri bulunmayan bir uluslararası toplantı olduğu tartışmasız. Alanlarında öne çıkmış bunca insanı bir araya toplayabilen ve dünyanın tartışma gündemini belirleyen ikinci bir toplantı yok. İşte bu nedenle dünyanın en ünlü patronları, işadamları, akademisyenleri ve sanatçıları, üstelik 8.000 İsviçre Frangı katılma payını da ödeyerek bu toplantılara katılıyor.
       Bizim açımızdan üzücü olan şey bu kadar önem taşıyan bu toplantıya Türkiye'den katılanların sayısının iki elin parmaklarını geçmemesiydi. Bunların dördünü Milliyet mensuplarının (Hasan Cemal, Meral Tamer, Dinç Üner ve bendeniz) oluşturduğu düşünülürse Türkiye'den katılımın ne kadar yetersiz olduğu daha iyi anlaşılabilir.
       Aslında kendi iç sorunlarının kısır döngüsüne kilitlenen Türkiye'nin, globalleşmenin sorunlarının ana tema olarak ele alındığı bir toplantıya yeterli ilgiyi göstermemesi belki fazla şaşırtıcı değil. Dünyadaki trendlerin yeterince izlememenin ülke içindeki sorunları aşmayı da zorlaştırdığının farkında değiliz çoğumuz.
       Bu yılki toplantının ana teması "Sorumlu Globallik: Globalleşmenin Etkilerini Yönetmek." Perşembe akşamı yapılan açılış oturumunda konuşan Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab, globalleşme sürecinin yaratmış olduğu globallik olgusunun artık bir gerçek olduğunu belirterek toplantının ana hedefinin globalleşmeye yön veren piyasa güçleriyle globalleşmeden etkilenen insanların sorunları arasında kabul edilebilir bir denge kurmak olduğunu söyledi.
       Bu genel başlık altında yapılacak olan toplantılarda öncelikle tartışma gündeminde yer alacağı ısınma turlarından belli olan başlıca konular ise satırbaşlarıyla şunlar:
       * Tek süper güç olarak kalan ABD'nin dünyadaki rolü ve bu rolü nasıl oynaması gerektiği.
       * Tek başına dünya ekonomisinin lokomotifliğini yapan ABD ekonomisinin bu rolü sürdürüp sürdüremeyeceği.
       * Büyük güç olma iddiasındaki Çin'in bu amacını da gözeterek parasını devalüe etmeme çabasının nereye kadar süreceği.
       * Rusya'nın çok boyutlu bir çöküşle karşılaşıp etkileri dünyayı sarsacak bir kargaşaya sürüklenip sürüklenmeyeceği.
       * Japonya'nın ekonomik çıkmazı aşıp aşamayacağı.
       * "Pembe" iktidarların ağırlık taşıdığı Avrupa'nın geleceği.
       Bu konuların ayrıntılarını pazar günü yayınlanacak SORU - YORUM köşemde ele alacağım.