Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Bu yazının başlığı aslında "Memur sokakta, işadamı isyanda, borsa tavanda" olacaktı ama başlığı üç satıra taşırmamak için bir bölümünü yazıya saklamak zorunda kaldım. Aslında yazıya saklanan bölüm, yani iş aleminin deprem vergisine isyanı, tıpkı memurun tepkisi gibi, bence hafife alınacak bir olay değil. Borsadaki şirketlerin dokuz aylık bilançolarının da ortaya koyduğu gibi, şirketlerin 1999 performansı hiç de parlak görünmüyor. Yılın son çeyreğinde bir mucize olması ve muazzam karlar elde edilmesi de sanırım olanaksız. Firmalar bu durumdayken bir de ek bir vergi istenince isyan bayrağı açılıyor haliyle.
       İşadamının, firma sahibinin isyan gerekçesi var da memurun yok mu? Tüketici fiyatlarındaki aylık artışın % 6.3 olduğu bir ülkede altı aylık maaş zammının % 15 olarak belirlenmesi karşısında isyan etmesin de ne yapsın memur? Bari gerçeği söyleseler memura, "memuru enflasyona ezdirmeyeceğiz" diyerek büsbütün tepesini attırmasalar. Gündeme gelebilecek zamlarla 1999 sonunda tüketici fiyatlarındaki 12 aylık artışın % 70'e doğru tırmanması bile mümkün görünürken 2000 yılının ilk yarısı için memura % 15 zammı kabul ettirmek nasıl mümkün olacak? Nasıl bir mucize olacak da gelecek yılın ilk altı ayındaki toplam fiyat artışı % 15'in altında kalacak?
       Bu gibi sorular bizi adım adım acı gerçeğe yaklaştırıyor: IMF'ye kabul ettirilmek istenen programın ve bütçenin dayandığı varsayımlar hemen hiç kimseye inandırıcı görünmüyor. Benim görebildiğim kadarıyla enflasyonu % 60'lardan % 20 - 25'lere indirmeye hazırlıklı bir hükümet de yok orta yerde, böyle bir programa hazırlanmış bir toplum da. İşçisi de, memuru da, işvereni de bu hedeflere inanmıyor ve "iş olacağına varır" havasında IMF ile yapılacak anlaşmayı bekliyor.
       IMF (Uluslararası Para Fonu) bu koşullarda bile hükümetin sözüne güvenip Türkiye ile bir stand - by anlaşması yaparsa bunun olumlu bir rüzgar estirmesi beklenebilir ama bu rüzgarın da asıl sorunları aşmaya yeteceğine inanmak zor. Özellikle toplumun çeşitli kesimlerinde konan hedeflerin gerçekleşeceği beklentisinin doğması ve bu hedeflerle uyumlu davranışlar sergilenmesi sanırım hiç de kolay olmayacak.
       Pekiyi o zaman borsa neden rekorlar kırıyor? Faizler neden hızla düştü?
       En hoşuma giden yanıtı bir radyoya açıklama yapan bir aracı kurum yetkilisi verdi. "Dokuz aylık bilançolar geride kaldı, IMF ile anlaşma yakın, borsanın önü açıldı" dedi bu arkadaş. Bilançolar çöpe, IMF anlaşması cebe, borsa tavana. İşte size mucizevi mutluluk hapı.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr