Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Rahmetli Turgut Özal'ın bu ülkeye yaptığı en büyük fenalık, değişim ile yolsuzluğun, düzen değişikliği ile düzenbazlığın, adeta ikiz kardeşler gibi, birlikte algılanmasına yol açması oldu. Bu yanılsamanın acısını bugün hala çekiyoruz, değişimi savunan hemen herkese kuşkuyla bakılıyor, değişim talebinin ardında mutlaka kötü bir niyet, bir çıkar ilişkisi aranıyor. Bundan yararlanan da değişimi önlemek isteyen statükocular oluyor.
       Turgut Bey dünyanın yeni bir düzene doğru gittiğini, kapitalizmin dünyaya hakim olacağını ve küreselleşmenin gündeme geleceğini görerek dışa açılmanın ve dünya ile bütünleşmenin öncülüğünü yapan lider oldu. Bu sayede 1980'lerde Türkiye'de önemli değişiklikler yaşandı, dünyayla bütünleşme yolunda önemli adımlar atıldı.
       Özal, kapitalizmin küresel boyutta geçerli olacağı, yeni bir düzenin kurulmakta olduğunu sezmişti ama bunun nasıl bir düzen olacağını pek anlayamamıştı. O piyasa ekonomisini, herkesin kendi koyduğu kurallara göre oynadığı bir oyun olarak algılıyor, kendi çıkarını kovalayan kimsenin kurallara ve ölçülere aldırmadan hedefine yönelmesinde sakınca görmüyordu. Bu düzende rüşvet ve yolsuzluğa, "işini bilen memura", kayıt dışı ekonomiye de yer vardı.
       Bugün kurulmakta olan küresel düzende ise bunlara yer yok. Tam tersine, sistemi bunlardan arındırarak kapitalizme yeni bir meşruiyet kazandırma çabası var. Rüşveti, yolsuzluğu, devlet kayırmacılığını, kayıt dışı ekonomiyi caydıran, hatta yasaklayan uluslararası düzenlemeler birbirini izliyor, sistemin etik (ahlak) kuralları yeniden belirleniyor. Küresel ekonomide makbul oyuncu olmak için tüm bu ilkelere ve kurallara uymak gerekiyor. Yani oyunu Özal'ın düşündüğü gibi oynayıp da bugünün dünyasında başarılı olmak olanaksız artık.
       Türkiye'de ise Özal'ı kendilerine örnek alarak değişimi ve dünyayla bütünleşmeyi savunanların bir bölümü hala bunun farkında değil. Bir bölümü ise belki farkında ama onlar da her yola başvurarak "iş bitirmeyi" yaşam tarzı haline getirdikleri için bundan vazgeçemiyorlar, daha doğrusu bunu sürdürmek işlerine geliyor. Bilinen yöntemlerle "köşe dönme" çabalarını sürdürüyorlar.
       Özal'ı ve takipçilerini Türkiye'deki yozlaşmanın nedeni olarak görenlerin yanlışı ise Özal değişimi savundu diye değişime karşı çıkmaları. Bu tavır değişimi önlemek isteyenlerin işine yarıyor. Oysa Türkiye'nin değişime ihtiyacı var ve bugünün dünyasına uyum sağlamamıza yardımcı olacak yönde değişimi de ancak ilkeli, bilgili ve oyunu dünyada kabul gören etik kurallara göre oynayanlar gerçekleştirebilir.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr