Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


PARİS


       CHP Genel Başkanı Altan Öymen, Sosyalist Enternasyonal'in son oturumunda yaptığı konuşmaya şöyle başladı: "21. yüzyılın eşiğinde, Sosyalist Enternasyonal olarak 21'inci kongremizi burada, Paris'te yapmamız isabetli olmuştur. Bu şehir, iki yüzyılı aşkın zamandan beri dünyamızı etkileyen ve bugün de etkilemekte olan üç hedefin kaynağıdır. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik. Bu üç kelime, bizim sosyal demokrasi tarihimizin de temelini oluşturur."
       Altan Öymen'in bu konuşmayı yaptığı gün Paris'te başka bir gelişme yaşanıyor, Paris Borsası'nın nabzını ölçen CAC - 40 Endeksi tarihinde ilk kez 5000 puanı geçerek 5051.83 puandan kapanıyordu. CAC - 40 Endeksi'nin yılbaşından bu yana kaydettiği artış yüzde 28'i buluyor ve diğer Avrupa borsalarını geride bırakıyordu. On yıl önce, 1989 ekiminde ilk kez 2000 puanı geçen ve 2000 puan sınırını 1997 yılının temmuzunda aşan CAC - 40 endeksinin sosyalistlerin iktidarında gösterdiği tırmanış gerçekten çarpıcıydı. Fransız kapitalizmi, Sosyalist Jospin'in yönetiminde yeni bir zirveyi yakalamıştı sanki.
      
Sosyalist Enternasyonal'in, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ilkelerini çağrıştıran Paris'teki toplantısını tamamladığı gün Fransa'da borsanın yeni bir rekora tırmanması her halde bir raslantı ama anlamlı bir raslantı. Sosyalizm'in tarihine ve ilkelerine göndermeler yapan söylemiyle pek çok solcuya Tony Blair'den daha sempatik gelen Lionel Jospin'in Sosyalist hükümeti, Fransız sermayesi ile uyum sağlamakta da başarılı olduğu için CAC - 40 Endeksinin rekorlar kırdığı düşünülebilir.
       Başbakan Jospin, Sosyalist Enternasyonal'de yaptığı konuşmada kendi tavrını çok net ortaya koydu aslında ve aynen şöyle dedi:
       "Sosyalizmin bir sistem olarak, öncelikle de bir üretim sistemi olarak varlığını yitirdiği bir gerçektir. Zenginlik yaratmak ve kaynakların dağılımını sağlamak açısından piyasanın merkezi planlamaya üstünlüğü açık olarak kanıtlanmıştır. Ancak bu bizim piyasayı kendi başına bir "değer" olarak görmemizi gerektirmez. Piyasa, verimli ve gerekli bir araçtır ama yalnızca bir araçtır. Piyasa kurallara bağlanmalı ve toplumun hizmetinde kalmalıdır. Piyasanın varlığı, toplumun sosyal kontrat talebini dışlamaz."
       Jospin'in Fransa'daki başarısı, sanırım bu yaklaşımıyla yakından ilgili. Demokratik sosyalizmin ilkeleriyle, günümüzün koşullarında ekonomiyi yönetiminin pragmatizmi Paris'te buluşmuş görünüyor.
       Bu "mutlu buluşma"yı Türkiye'de sağlayacak bir siyasi parti çıkacak mı? Antenlerini dünyaya çevirmiş görünen CHP, böyle bir rolü oynamaya aday olabilir mi?
       1.Dünya Savaşı'nın sona erdiği günü kutlayan Paris'te aklıma takılan sorular bunlar.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr