Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bunu yaparken göz ardı ettiğimiz gerçek şu : Biz gazetede yazı yazarak fikir beyan etme ayrıcalığını elde etmiş kişiler olarak gelişmeleri yorumlama ve kişileri değerlendirme hakkını buluyoruz kendimizde. Bu yorum ve değerlendirmeleri de kendi ölçülerimize, bilgi dağarcığımızın ve algılama yeteneğimizin belirlediği çerçeveye göre yapıyoruz. Siyasetçileri ve sergiledikleri davranışları da bu çerçeve içinden bakarak değerlendiriyoruz, övüyoruz ya da eleştiriyoruz, bazen de akıl öğretiyoruz onlara. Bazen kendime ve benim gibi davranmaktan kendini alamayan gazeteci yazar takımına şaşıyorum. Şaşmama neden olan olay, bizim basit bir gerçeği göz ardı ederek siyasetçileri eleştirmemiz ve bu eleştirinin siyasetçileri bizim umduğumuz yönde etkileyeceğini düşünmemiz. Biz bunu yıllardır yapıyoruz ve yapmaya da devam ediyoruz. Oysa bizim eleştirdiğimiz siyasetçinin yetişme tarzı, ölçüleri, bilgi dağarcığı ve algılama yeteneği bizimkinden çok farklı olabiliyor. Bizim aklımız sıra ona oynatmak istediğimiz rolle onun oynamak istediği rol de çok farklı olabiliyor. Ayrıca, siyasetin çok boyutlu baskılarını ve iktidar koltuğunda oturmanın getirdiği ağır yükü üzerinde hisseden bir siyasetçinin ruh haliyle, tek derdi anlamlı bir şeyler yazabilmek ve kendini iyi ifade edebilmek olan bir yazarın ruh halinin çok farklı olması da doğal. Siyasetçi, hele işlerin tam da istediği gibi gitmediği dönemlerde, kendisini gizli ve açık düşmanlarla kuşatılmış hissediyor.Bu durumda bizim yaptığımız eleştiri ya da uyarı, umduğumuzun tam tersi sonucu veriyor çoğu kez. Siyasetçi, yapılan bir uyarının neden yapıldığına ve kendisine yarar sağlayacak bir tarafı bulunup bulunmadığına bakmadan bunu hemen kendisine karşı bir hamle ya da tuzak olarak algılıyor. Olayı böyle algılayınca yapması gereken şey de uyarıya hiç aldırmadan bildiğini okumaya devam etmek ve uyarıyı yapanları suçlamak oluyor. Siyaset çıkmazı Süreyya Serdengeçti'nin Merkez Bankası Başkanı olarak görev süresinin ne zaman biteceği aylar öncesinden belliydi. Bu tarih yaklaşırken benim ve başkalarının dile getirmeye çalıştığı şey şuydu: içerde ve dışarıda olumlu bir izlenim bırakmış olan Serdengeçti'nin göreve devam etmesi istenmiyorsa aynı izlenimi yaratabilecek nitelikte bir adayın son dakikaya kalmadan belirlenmesi ve görevi Serdengeçti'den devralması sağlanmalıydı. Bunu yapmamanın bedeli hükümet için güven kaybı olabilirdi.Bu uyarı dikkate alınmış olsaydı içeride ve özellikle dışarıda, hükümetin niyeti ve ekonominin geleceği konusunda bugünlerde dile getirilen kaygılar gündeme gelmeyecek, ciddi sorunlarla uğraşmak zorunda olan hükümetin başı bu nedenle ağrımayacaktı. Ben iyi niyetle böyle düşünüyordum çünkü ekonominin ve yönetimin olumsuz bir sürece girmesini istemiyordum. Ama Sayın Başbakan'ın çerçevesinden olay farklı görünüyordu herhalde. Merkez Bankası'na dilediği kişiyi getirmenin ve "istediğim yere istediğim kişiyi atarım" diyerek tavır koymanın önemi daha fazlaydı onun için. oulagay@milliyet.com.tr Merkez Bankası olayı