Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Önceki akşam Handel'in Mesih Orotoryosu'nu dinlemek üzere Aya İrini'ye girerken kapıda güleryüzle dostum Prof. Hurşit Güneş'le karşılaştım. Gazetemizin çiçeğe burnunda yazarı Prof. Güneş'in yüzü bir başka gülüyordu o akşam. Hazine'nin borç takası önerisine bankalardan gelen teklif toplamının 11 milyar dolara yaklaştığını tahmin eden Prof. Güneş, "Üçüncü bir kriz bekleyenler belki düş kırıklığına uğrayacak ama bu yıl kurtuldu", diyerek iyimserliğini dile getiriyordu.
Klasik müzik meraklısı ve Festival müdavimi bir hayli finansçı var aslında. Ben Hazine'nin takas önerisinin özellikle büyük bankalar tarafından olumlu karşılanacağının ilk işaretini de geçen hafta başında, gene Aya İrini'de, Venedik Barok topluluğunun büyüleyici konseri sonrasında almıştım. Müziğin büyüsü bile bazen güncel sorunları konuşmaktan alıkoyamıyor insanları. Önceki akşam da, hayli uzun olmasına karşın, Aya İrini'nin uydurma sandalyelerinin verdiği rahatsızlığı bile insana unutturan Handel'in Mesih'inin ilk bölümü sonunda verilen arada bazı bankacı dostlarla "takas"ı konuşmadan edemedik.

Faizler düşerse...
Hazinenin borç takası önerisine beklenenin üzerinde teklif gelmesinin ve takas operasyonunun makul bir faiz düzeyinde gerçekleşmesinin Hazine'yi ve mali piyasaları rahatlatıcı bir etki yapacağını hemen herkes kabul ediyordu ama bu operasyonun başarıyla gerçekleşmesine bakarak hemen pembe tablolar çizmek, "takas"ı adeta bir "Mesih" ya da "kurtarıcı" olarak görmek doğru muydu? Bankaların Hazine'nin önerisine olumlu yaklaşması iyiydi de takas sonucunda ortaya çıkacak sonuçlar, örneğin faizlerin düşmesi bazı yeni riskler de yaratmayacak mıydı?
Bu sorulara yanıt arraken ister istemez geçen yıl geldi aklıma. 2000 yılındaki kasım krizi bankaların 2000 yılı başında ilan edilen IMF destekli programa inanmalarından ve cömertçe kredi açmalarından kaynaklanmamış mıydı? Hükümet bu yüzden rehavete kapılıp işleri gevşetmiş, kasım krizine zemin hazırlamamış mıydı?

Dengeler bozulur mu?
Faizlerdeki düşüşün iç borç çıkmazını aşma açısından ne kadar önemli olduğunu biliyorum; firmaların biraz nefes alması için faizlerin düşmesi gerektiğini de biliyorum; "Şimdi şartlar farklı, ekonominin başında Kemal Derviş gibi biri var, ipin ucunun kaçmasını önler", diyenlerin sözlerini de dikkate alıyorum ama gene de için rahat değil. Enflasyonun gemlenemediği bir ortamda faizlerde ciddi bir düşüş olursa bunun dengeleri bozacağı kaygısını taşıyorum. Daha doğrusu hükümete ve Türkiye'nin ortamına güvenemediğim için rahat değilim ve "Takas başarıldı, Türkiye kurtuldu" iyimserliğini zamansız buluyorum.